T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

T E L E V İ Z Y O N

Türk usulü Robin Hood

Deniz Feneri'nde Uğur Arslan'la birlikte "zenginden alıp yoksula veren" İbrahim Uğurlu, Robin Hood olduklarını kabul ediyor ama ekliyor; Zorla değil, rica ve rızayla...

O daha önce Yeşilçam'ın kötü adamıydı. Ancak yaklaşık 6 yıldır Kanal 7'deki Deniz Feneri'nin yardım meleği olarak çıkıyor karşımıza. Uğur Arslan'la hazırladıkları programın yükünü çeken adam. İbrahim Uğurlu'nun Kanal 7 ile bağı, kanalın kuruluşuna kadar gidiyor.

Kuruluşta set görevlisidir. Daha sonra kanala gelen Uğur Arslan'la tanışırlar. Arslan'dan Ramazan programı yapması istenir. Konuşurlarken İbrahim Uğurlu, zenginden alıp fakire verelim diye bir teklif getirir. Bir nevi Robin Hood'luk yapacaklardır. Ancak bir farkla. Zorla değil, rica ve rızayla... Teklif kabul edilir. Aynı gün bir kamerayla dışarı çıkarlar, bir bakkala girerler ve yapmak istediklerini anlatırlar.

"Adam sanki birilerinin onu harekete geçirmesini istiyormuş gibiydi" diyor, İbrahim Uğurlu. Yağ, salam, çay poşetlerini alıp bir gecekonduya giderler. Çaldıkları ilk kapıda perişan haldeki 5 çocukla hasta bir anne bulurlar. O anda çocukluğu gelir aklına Uğurlu'nun. Annesi vefat ettiğinde 6 çocuk babasıyla kalırlar. Onlara da komşuları yardım eder. Babasının çocuklarına yiyecek bir şeyler bulamayınca ağladığı günleri hatırlar ve kendini koyverir.

Programın kaderi ilk günden belli olur

O gün iki eve giderler ve çektikleri görüntüler o gece TV'de yayınlanır. Aslında başlangıçta bunların yayınlanıp yayınlanmamasını tartışırlar. Ve sonunda yayınlamaya karar verirler. "Söz gelimi senede 500 aileye ulaşırsak, görüntüleri gösterdiğimiz zaman bu rakam 2- 3 bine çıkar diye düşündük. İnsanlar yardımlarını yerine ulaştığını görünce ikna oluyor çünkü. Ben kamerayı hiç sevmiyorum ama ona da ihtiyacımız var." diyor Uğurlu. Program yayınlandığı akşam kanalın telefonları kilitleniyor. Heryerden yardım teklifi yağıyor. Bütün bunlar hemen ertesi günü olur. Ve, bir kamerayla çıktıkları yol onları bugüne getirir.

Adı Ramazan'dır artık

İlk dönem programın adı 'Şehir ve Ramazan'dır. Bu nedenle de İbrahim Uğurlu'nun adı 'Ramazan' olarak kalır. 1997'de programın ismi Deniz Feneri olur. Bir yıl sonra da ilk defa bir yardım programı derneğe dönüşür. Yaklaşık 7 yıldır insanlara yardımcı olmaya çalışırlar. Yardım eden insanların sayısı hep artmaktadır ancak, yardıma muhtaçların sayısı da artmaktadır. Hepsine ulaşamadıkları zaman da acı duyar Uğurlu. Bazen öyle görüntülerle karşılaşırlar ki avazı çıktığı kadar bağırmak ister. Uyuyamadığı geceler ise her geçen gün artmaktadır.

PROGRAM HAYATINI DEĞİŞTİRDİ

Birçok kişinin hayatını değiştiren bu program İbrahim Uğurlu'nun da hayatını ve iç dünyasını değiştirmiş; Uğurlu başına gelen bir olayı anlatırken, yeniden duygulanıyor... "İç dünyamda çok farklı şeyler yaşamaya başladım. Bunlar daha önce yoktu. Buraya geldiğimden beri çok değiştim. Duygusal bir insandım ancak programa başladığımızdan bu yana dokunsan ağlayacak duruma geldim. Geçen gün yolda giderken bir araba önümü kesti. Adam arabadan indi ve benim arabanın üstüne kapaklanarak ağlamaya başladı. Arabadan indim birbirimize sarıldık, ikimiz de ağlamaya başladık. Allah sizden razı olsun birçok insanın kurtulmasına vesile oldunuz' diyordu büyük bir içtenlikle."


Derin Haber'de futbol ve şiddet var
Haluk Şahin'le Derin Haber'de bu hafta futbola düşen gölgeler konuşuluyor: Şiddet, aşırı milliyetçilik, ırkçılık, maço kültürü. Futbol sahasının bir çeşit savaş alanı olup olmadığı sorusunun tartışılacağı programa, Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen, Türkiye'nin İtalya eski büyükelçisi İnal Batu ve Serra Yılmaz katılıyor. Tv8 / 23.00


SEYRİ ŞAHANE Seyri Şahane
Lütfen kediler ölmesin

Havva Setenay İlhan: "BBG evinde geçen haftaki eleme, bir hayli acıklı sahnelerle doluydu. Hüzne gark olan yarışmacıların program sunucusu tarafından tek tek ifadesinin alınması ve bu ifade işleminin 'kim daha çok üzgün?' yarışına dönmesi, Türk filmlerine taş çıkaracak sahnelerin doğmasına neden oldu.

Yarışmacıları 'kim daha çok üzgün' yarışına sokan olay ise, basınımızın hafta boyunca Türkiye ve dünya gündemi yerine, sayfalarını BBG'nin kedisi Gizmo'nun faili meçhul bir cinayete kurban gitmesine ayırmasıydı.

Faili meçhul cinayetlerin sayısının binleri bulduğu, trafik kazalarının, işkencenin ve sefaletin hâlâ insan ölümlerine neden olduğu bir ülkede yaşadığımı bilmesem, BBG kedisine gösterilen şevkat ve cenaze merasiminden esinlenerek gerçekten ne kadar insancıl ve sevecen bir halk olduğumuzu düşünürdüm.

Daha yarışma başladığı günün ertesinde birbirini boğazlamaya başlayan BBG sakinlerinin, sözkonusu minik bir kedi olduğunda ağlayıp sızlaması da pek inandırıcı değildi doğrusu. Önceki BBG'cilere nazaran kavga etme sıklığı açısından iki beden daha büyük olan yeni BBG'ciler, birbirleriyle o kadar çok sataşıyorlarki, evin içindeki hengameden sıyrılıp henüz duygusal ilişkiler yaşamaya vakit bulamadılar.

Durum böyle olunca magazin habercilerine de BBG evinde yaşanan aşklar yerine, minik kedinin esrarlı ölümünün arkasında sır perdesini aralamak düşüyor."

 
CHENEY'İN TÜRKİYE GEZİSİ
Ankara kulislerinde konuşulanların, hem Türkiye hem de dünya gündemindeki gelişmelerin analiz edilerek yorumlandığı Ankara Kulisi'nde bugün yine ilgi çekici bir konu masaya yatırılıyor.
"Ankara Kulisi"nde, Sedat Ergin, Fikret Bila ve İsmet Berkan, "Amerikan Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in Türkiye gezisinde nelerin konuşulduğu", "Amerika'nın Irak'ı ne zaman vurmayı düşündüğünü" ve "Susurluk dosyasını" tartışma masasına yatırıyor. Cnn Türk / 22.45

EKRANDA BİR DEMET HÜZÜN
Bir Demet Tiyatro'da "Mükremin Abi"nin babası rolünü oynayan Erdoğan Dikmen'in (64) bir kalp krizi sonucu aramızdan ayrılışıyla, 'baba'sız kalan Bir Demet Tiyatro hüzne açıyor perdelerini.
Bu akşam özel bir bölümle yayınlanacak Bir Demet Tiyatro'nun oyuncularından, "Laz Bakkal"ı oynayan Aydın Tolon ve "Tombalak" rolündeki Gürdal Tosun da geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybetmişti.
Bir Demet Tiyatro programı bu hafta, izleyenlerini gülmeye değil, hüzne davet ediyor. Star / 20.30

Hem müziği, hem silahı, hem de aşkı seven adam
TV'de ilk kez yayınlanacak olan Desperado'da, El Mariachi gitar çantasında silahlarla dolaşan bir müzisyendir. Kendini birdenbire yeraltı dünyasının içinde bulur. Mariachi'nin yaşamındaki tek umut ışığı kendisini bu zorlu yaşamdan kurtarmayı teklif eden güzel Caroline'dir. Kitaplardan oluşan sakin dünyasında yaşayan Caroline, Mariachi ile karşılaştığı anda bu adamın onun kaderi olduğunu anlamıştır.
DESPERADO
Yön: Robert Rodriguez Oyn: Antonio Banderas, Salma Hayek, Joaquim De Almeida, Quentin Tarantino
KANAL D - 20.35

Reklam dediğin, insanı güldürmeli
Dünyanın en komik, en ilginç, en sivri reklamlarının ekrana getirildiği ve gazeteci Gülse Birsel'in sunduğu GAG programında bugün, egzotik mekanların dayanılmaz çekiciliği, birbirinden şanslı çocuklar, beklenmedik anlarda beklenmedik olaylar, farklı tarzlarıyla restoranlar, çılgın kareteciler, spora mecbur kalanlar yer alıyor. Atv / 23.00
20 Mart 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED