T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Onlar Eken'e kefilse
ben de Tarık'a kefilim

"Paşalar, Korkut Eken'e sahip çıkıyorlar. Tarık'ın da terörle mücadelede hizmetleri var. Ama ben çıkıp da Tarık'ın hayatının her anına kefil oluyor muyum?"

Yeraltı dünyasıyla sıkı ilişkileri olduğu belirtilen Tarık Ümit, bir MİT ve Emniyet muhbiriydi. 2 Mart 1995 tarihinde esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu. Aracı iki gün sonra Silivri yakınlarında bulundu. Artık herkes öldüğünden emin ama bugüne kadar cesedi bulunamadı. Ümit'in ortadan kaldırılmasıyla ilgili pek çok bilgi, belge ortaya çıktı. Olay, bir Jandarma belgesinde Abdullah Çatlı ile ilişkilendirildi. Ayrıca, emekli generallerin desteklediği Korkut Eken'in son dönemlerde Tarık Ümit'i tehdit ettiği anlaşıldı. Tüm bilgilere rağmen bugün hala gizemini koruyan Tarık Ümit olayı, Susurluk denen ilişkiler ağının çözülmesi için aydınlığa kavuşması gereken olaylardan biri olarak görülüyor.

Yeni Şafak, Ümit'in amcası Cemalettin Ümit'i bulup, Tarık Ümit olayının karanlıkta kalmış yönlerini konuştu.

Eken, Tarık'ı tehdit etti

Tarık Ümit'in, Korkut Eken'le ilişkileri ne düzeydeydi?

Tarık, birgün Korkut Eken'le bizim köydeki evimize geldi. Ben ilk o zaman gördüm Eken'i. Gebze civarında bir arazi alıp bir site kurma gibi projeleri vardı onların. Belki o projenin bir köşesinde ben de olacaktım öyle konuşmalar geçti aramızda. Tabii o zamanlar bilmiyordum ilişkilerinin boyutunu. İlişkisi çok ama Korkut Eken ifadelerinde çok fazla ilişkim yok diyordu. Sonra bir kaset geçti elime. Tarık Ümit'in biriyle, bu birimlerden biriyle yaptığı görüşmenin kaseti.

Kim bu kişi? Üst düzeyde biri mi?

Adını veremem. Çok üst düzey biri. Tarık birşeyler anlatırken banda almışlar.

Bu kişi Mehmet Eymür mü yoksa?

Hayır efendim, Eymür'le de bu kabil görüşmeleri var ama Eymür değil. Başka biri. Ben birilerinden bu banndı aldım. Deşifre edip DGM'ye verdim ama "delil olma niteliği yoktur, değerlendiremeyiz" dediler. O kasette Tarık, son zamanlarda Eken'le arasının pek iyi olmadığını, Eken'in kendisine gerekli gereksiz telefon ettiğini, hatta bürosundaki çaycısını tehdit ettiğini, Tarık'ın bazı şeyleri yapmaması gerektiğini, yaparsa iyi olmayacağını söylediğini anlatıyor. Bunlar, Tarık'tan rahatsızdı. Çünkü hep beraber Türkiye'deki uyuşturucu şebekesini çökerttikten sonra kendileri yapmaya başlamışlar. Bu işte çok büyük para olduğunu görmüşler. Tarık bunları biliyordu.

O zaman Tarık Ümit'in de Behçet Cantürk, Savaş Buldan gibi kaçakçıların öldürülmesi konusunda bilgisi, belki de rolü var.

Cantürk değil de Buldan'ın öldürülüp bırakıldığı yeri ancak bölgeyi tanıyan Tarık'ın bilebileceğini düşünüyorum. Düzce'ye yakın bir yer burası. Belki onun kılavuzluğunda oraya götürülmüş diye kendi kendime düşündüğüm oldu.

Korkut Eken'in emekli generaller tarafından desteklenmesini nasıl karşılıyorsunuz?

Hayretle karşılıyorum. Ki o paşalardan birini tanıyorum. Nasıl oluyor da Korkut Eken'le ilgili böyle bir beyanda bulunuyorlar. Söylediklerinin bir bölümü doğru. Tıpkı benim Tarık Ümit'le ilgili söylediklerim gibi. Teröre karşı faaliyetleri olmuş Tarık'ın. Korkut Eken'in belki de daha fazla olmuş. Paşalar, "Bizim bildiğimiz zamanlar böyleydi, sonrasını bilmiyoruz" deseler anlarım ama "Biz herşeyinin arkasındaydık" derseniz o zaman siz ya bu işte ortaksınız, ya da sizin teşvikinizle olmuş. Ben çıkıp da Tarık'ın "hayatının her anına kefilim" diyor muyum? Korkut Eken'in teröre karşı faaliyetlerine kefil olabilirsiniz. Orasına ben de kefilim. Ama işin bir de karanlık boyutu var.

Veli Küçük'ün parmağı var

Yeğeninizi karanlık işlere bulaşmış bir istihbarat kaynağı olarak biliyoruz.

Olaylar ortaya çıkıncaya kadar ben onun ilişkilerini çok iyi bilmiyordum. Kendisi bunu benden gizlemeyi başarmış. Ölümünden sonra yaptığım araştırmalar basına yansıyan bazı bilgilerde gerçek payı olduğunu, ancak bazılarının çok yanlış olduğunu gösteriyor. Olayı soruşturan Astsubay Ahmet Altıntaş, "Bu memlekete bu kadar faydası olan bir insan neye dayanarak böyle ortadan kaldırılır" dedi bana.

Bazı şeyleri yüzde yüz emin olarak biliyorum. Ama ispat etmeye imkanım yok. Doğruyu bilenler de doğruyu söylemedikleri için gerçekler gizli kalıyor. Bu Astsubay çok önemli noktalara gelmişti. "Ağabey üç beş gün sonra bu işi bitirip, çözeceğim" diyordu. Sonuna gelmek üzereyken soruşturmadan alındı. Tarık Ümit olayının faili olarak tespit ettiği insanları Ataköy'de bir yerde sorgulamak istemiş, ama engellemişler. Asker de bu konuda gerekeni yapmadı. Veli (Küçük) Albay'ın Tarık Ümit işinin içinde bulunduğunu düşünüyorum.

Neye dayanarak söylüyorsunuz bunu?

Ciddi bir şekilde çalışıp işi bir noktaya getiren Astsubay Ahmet Altıntaş görevinden alındı. Bunda Küçük'ün yüzde yüz rolü var. Tarık kaybolduğu gün biz gittik ifade verdik, bizi bir süre tuttular. Veli Küçük orayı aradı, biz ondan sonra çıkabildik.

Ahmet Altıntaş Diyarbakır'dan buraya can güvenliği gerekçesiyle ifade vermeye gelmiyor. Olacak şey değil. Sonra Giresun'a gönderildi Veli Küçük. Altıntaş da Diyarbakır'dan derhal Giresun'a Veli Küçük'ün emrine alındı. Altıntaş Giresun'dan gelip ifade verdi. Onun adına çok üzülerek söylüyorum, Altıntaş buraya geldiğinde ifadesini tamamen değiştirdi. Aldığı talimat neticesinde yaptı bunu.

AĞAR DA BANA CEVAP VEREMEDİ

Ölümünden sonra Tarık Ümit'in parasının izini bulabildiniz mi?

Yoktu ki bulalım. Tarık'ın Kızıltoprak'ta bahçe içinde üç katlı güzel bir evi vardı. Bu ev 890 bin marka birine satılmıştı. Parası olmadığı için evini satmış.

Fakat Tarık Ümit zengin biliniyor.

Siz öyle söylüyorsunuz. Belki bu sizin kanaatiniz. Ben size somut şeyler söylüyorum. Tarık'ın Tuzla'da güzel bir yazlığı vardı. Ev satıldı, Tarık'ın kızına 3.5 milyar para kaldı. Başka birşey yok, hatta borcu vardı.

Yeğeninizin cesedi bulunamadı. Sırf bu yüzden hala yaşadığını düşündünüz mü hiç?

Öldürüp bir yere sakladılar işte. Ben çok araştırma yaptım bu konuda. Mehmet Ağar'la görüştüm, anlattım. "Seni arayacağım" dedi. O gün bugündür bana cevap verecek. Tahmin ediyorum yalan söylemeyi onuruna yediremiyor, doğruyu söylemesi de işine gelmiyor. Tarık Ümit olayı eğer bütün yönleriyle ortaya çıkar ise Türkiye'deki derin devlet de bütün çıplaklığıyla görülür. Ama çıkarmak istemiyorlar.

RAPOR, İSTANBUL VALİLİĞİ'NDE VAR

Tarık Ümit ile ilgili Jandarma raporu sizin elinize geçti mi?

Hayır. DGM, Jandarma'dan istedi bunu. "Biz de öyle bir dosya yok" diye cevap geldi. Halbuki var böyle bir dosya. Tanıdık bir albay buldum. Dedim ki, "Benim böyle bir dosyam var, bu dosya nerede?" Albay bir Binbaşı'yı aradı. Binbaşı, "Çarşamba günü gelin" dedi. Çarşamba günü bir telefon geldi. "Ben Albay Baki Onurlubaş" dedi arayan kişi. "Dosya şu anda benim önümde. 'Yapılan araştırmalarda konuya açıklık getirebilecek hiçbir bilgiye rastlanmamıştır' diye iki satır bir yazı var, başka hiçbir şey yok" dedi. AkşamDiyarbakır'dan Astsubay Ahmet Altıntaş aradı. Dedi ki, "Doktorum gözünü seveyim, benim iki tane çocuğum var. Ben gördüğümü yazdım, dosyayı İstanbul Valiliği'nde, Genelkurmay'da, Jandarma'da bulabilirsin." Sordum ama bulamadım.



20 Mart 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED