T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Ayrılık çocukları vuruyor

Boşanmayla sonuçlanan evliliklerde, çocuğun anneye verilmesi ve annenin de 'baba'nın yerini tutamaması çocukları sorunlu yapıyor. Boşanmış ailelerin çocukları genelde uyumsuz bir görüntü veriyor. Doç. Dr. Sefa Saygılı, ilk etapta babaya durumun anlatılması ve ilgisini çoğaltmasının istenebileceğini belirtiyor. Saygılı, baba yine duyarsız kalırsa ailedeki diğer erkek yakınların ilgisinin istenebileceğini kaydediyor.

Toplumun süratle irtifa kaybeden sosyal yapısı ve ekonomik etmenler nedeniyle anne, baba ve çocuktan oluşan aile kavramı gün geçtikce zedelenerek parçalanıyor. Parçalanan ailelerde çocuk genellikle annede kalarak babasız bir yaşam sürüyor.

Eşinden ayrılan baba, çocuğuna olan ilgisini azaltıyor veya tamamen ilgisizleşerek babalık görevini ihmal ediyor. Bir nevi çocuktan da boşanmış gibi davranıyor. Bu durum çocuğun dünyasında kapanması çok zor olan yaralar açıyor.

Sadece anne yetmez

Çocuk anne-babasıyla birlikte olmak ister. Sadece annenin olması onu tatmin etmez. İki ayrı cinsiyetin çocuğun hayatında vazgeçilmez önemi vardır, diyen Uzman Psikiyatrist Sefa Saygılı, "Çocuklar özellikle başka çocukların babalarının ilgilendiğini, akşam onları aldığını görünce "Hani bizim babamız?" sorusunu sorar, bunun eksikliğini ve ezikliğini hissederler" şeklinde konuştu.

Erkek çocuklarda yaramazlık ve hırçınlık, kız çocuklarda ise içe kapanıklık, pasiflik şeklinde ortaya çıkan durumun, babaya olan özlemden kaynaklandığını kaydeden Saygılı, bazı çocuklarda baba olgusunun saplantı halini alabileceğini ve 4-5 yaş grubunda bunun beklenen bir durum olduğunu söylüyor.

Çözüm aile içinden aranmalı

Doç. Dr. Sefa Saygılı, ilk etapta babaya durumun anlatılması ve ilgisini çoğaltmasının istenebileceğini belirtiyor. Fakat baba yine duyarsız kalırsa dayı, amca, büyükbaba gibi aile yakınlarından bir erkeğin istikrarlı, sürekli ve samimi ilgisinin istenebileceğini kaydediyor.

Babanın yerini tutarak 'erkek model' oluşturması açısından bunun gerekli olduğunu ifade eden Saygılı, bir başka çözümün ise çocuğu ilkokulda erkek öğretmene vermek olduğunu belirtiyor.

Baba yoksa anne otorite olur!

Baba yoksunluğuyla karşı karşıya kalan çocukların kimlik gelişimlerinde de problemler oluşabilecegine dikkat çeken Saygılı "Babanın olmadığı evde otoriteyi anne üstüne almak zorunda kalır.

Bu durumda erkek çocuğun annesine bağlanması cinsiyetine has bir cinsel kimlik kazanmasını tehlikeye sokabilir." diyerek, bu gruptaki çocukların babaları evde olan erkek çocuklara oranla daha "kadınsı" bir yönelişe sahip olabileceklerini belirtiyor.

Çocuğun büyümesinde ve şahsiyet oluşumunda vazgeçilmez kişi olan babanın üstlendiği rolün bilincinde olması gerektiğini kaydeden Saygılı, "Hep anne çocuk ilişkisine önem verilir. Oysaki çocuğun hayatında babanın rolü ve görevi anneninki kadar önemlidir" diyor.

GERÇEK HAYATTAN İKİ ÖRNEK!

Mert ile Nihal bir anaokulunun 4-5 yaş grubunda egitim gören iki çocuk. Onları arkadaşlarından farklı kılan özellikleri ise anne-babalarının ayrılmış olması. Mert, anne-babasının ayrılmış olmasının meydana getirdiği duygusal yıkımı sınıfın hatta okulun en haşarı çocuğu olarak dışa yansıtırken Nihal ise içe dönük bir tavır sergiliyor. Fakat ikisinin de buluştuğu nokta özellikle evcilik köşesinde hep baba rolünü üstlenmeleri. Oyunlarında sürekli bir baba olgusunun yer alması ve babalarının onlara gösterdiği alaka biçimini oyunun içinde kullanmaları. Sınıf öğretmeni Feyza, Mert ile Nihal'in oyun oynarken birbirlerine "Baba" diye hitap ettiklerini duyduğunda, çok şaşırdığını, onları dikkatle gözlemleyerek bu sayede oyuna döktükleri iç dünyalarını keşfettiğini söylüyor. Babaya olan özlemin her şeyin üstünde olduğunu çocukların, gerek oyun içinde gerekse faaliyet alanlarında sıkça dışa yansıtmaları üzerine Mert ile Nihal'in annesiyle görüşen Feyza öğretmen, çocukların babaları ile görüşmelerinin uzun aralıklarla olduğunu, olduğu zaman ise babalarının çocuklarına karşı ilgisiz bir tavır takındığını öğrendiğini kaydediyor. Anneleri çalıştığı için gündüzlerini anaokulunda geçiren iki arkadaş, kendilerini rahatsız eden bu durumlarını çeşitli yollarla her fırsatta göstermeye başlar. Bir gün masa faaliyetinde Mert'in yaptığı büyük ve küçük uğur böceğine "Büyük uğur böceği babam, küçüğü de benim. Öğretmenim babam ile beni panoda yan yana asar mısın? Lütfen ben babam ile birlikte olayım." demesi üzerine çok duygulandığını ve durumun ciddi boyutlarda olduğunu farkettiğini belirtiyor.

 
Erkek bebeğe iyi bakın!
Prof. Dr. Yunus Söylet, yeni doğan bir erkek bebekte testislerin torbada olmamasına "inmemiş testis" denildiğini belirterek, bu durumun tedavi edilmemesi halinde ileride büyük sorunlar doğuracağına dikkat çekti.
Çocuğunuz her şeye itiraz ediyorsa...
Çocukların anne-babalarına karşı gelmesinin çok sık karşılaşılan bir davranış sorunu olduğu, ebeveynlerin dengeli ve bilinçli tutumlarıyla bu durumun çok kolay aşılacağı bildirildi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmet Kırpınar, "Kardeş kıskançlığı, ilgisizlik, diğer kardeşin çok fazla ön plana geçmesi, okul problemleri, çocukluk çağı depresyonları, sık sık eleştirilme, aşırı derecede disiplin uygulamaları çocuğu etkileyen psikososyal stres faktörleridir" diye konuştu. Prof. Dr. İsmet Kırpınar, karşı gelen çocuğa yapılması gereken müdahalenin çocuğun kaygı durumuna neden olan etkeni ortaya çıkarmak olduğunu vurguluyor.
Belediye köpekleri evlatlık veriyor
Kadıköy Belediyesi, Ataşehir Köpek Barınağı'nda kalan köpeklere aile arıyor. Kadıköy Belediyesi Veteriner Müdürlüğü sokak köpeklerini korumaya alarak, yaşamlarını çağdaş bir toplumun çevre ve insan ilişkileri çerçevesinde sürdürmelerini sağlamak, kısırlaştırarak sahiplendirmek amacıyla; "Bir köpeği evinize alıp evlat edinin" kampanyası başlattı. Kampanyaya ilk katılan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk oldu. Öztürk evine birisini barınaktan olmak üzere 4 köpek aldı. Hayvan sevgisini makam odasına kadar taşıyan Öztürk'ün odasında Kaptan isimli birde papağanı bulunuyor. Öztürk "Barınakta köpeklerin tüm bakımını yapıyor, kısırlaştırıp aşılarını tamamlıyoruz. Künyesini taktığımız köpekler farklı bir dünyaya adım atıyor" dedi.
KENTLİ OLMA DERSLERİ BAŞLADI Pendik Belediyesi tarafından projelendirilen "Kentlilik Bilinci" uygulanmaya başladı. İlköğretim, lise ve dengi okullarda ders olarak okutulmaya başlanan "Kentlilik Bilinci Projesi" kapsamında; Şehir Ortamında Sosyal İlişkiler, Şehircilik, Kentlilik Kültürü, Şehir Olanaklarını Kullanma gibi konulara yer veriliyor. İstanbul Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'ne üye bir grup akademisyen tarafından yürütülen programlara katılımın yoğun olduğu gözleniyor. Öte yandan AK Parti Pendik İlçe Teşkilatı tarafından Filistinlilere karşı İsrail zulmünü konu alan bir fotoğraf sergisi açıldı. Trafiğe kapalı Gazipaşa Caddesi'nde açılan sergiye ilgi büyük.
10 Mayıs 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED