T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Stadyumda mescit-maçta namaz

Geçenlerde, bir Gazetenin spor sayfasında "Stadda mescit olur mu?" başlıklı haberde şunlar yer alıyordu: "Yeni haliyle Fenerbahçe'nin gururu olan Şükrü Saraçoğlu stadı son günlerde yeni bir tartışmanın gündemine oturdu.

Özellikle internet sitelerinde yapılan tartışmalarda, bazı taraftarlar mescit de yapılmasını istediler. Maç saatini beklerken, ibadetlerini de yerine getirmek istediklerini savunanlar "Stadımız eksiksiz yapıldı. Nasıl lokanta varsa, bir de mescit olmalı." görüşünü öne sürdüler.

Buna karşı çıkanlar ise "Fenerbahçe Dünya takımı oldu. Sadece Müslüman seyircisi yok. Maça Hristiyanı da geliyor, Yahudi de.

Mescit yapılırsa, sinagog ve kilise de düşünülmeli. Başka türlüsü ayrımcılık olur." fikrini açıkladılar.

Tartışmaya girenlerin büyük bir bölümü ise, stadda ibadet yerine gerek olmadığını bildirirken, maç seyretmenin "seferi" sayılacağını söyleyenler de oldu.

Haber bu.

Din adamlarından başka herkes, kendine göre din alimi olmuş (!) fetva veriyormuş da(!) haberimiz yokmuş...

"Keyfine maça gideceksin; kendini seferi sayıp ibadetten muaf tutacaksın!"

Oh ne ala!..

Ama, keyfine de olsa, maça veya başka yere giden kişi; İnancının gereğini yerine getirmek, ibadetini yapmak istiyorsa, dini ne olursa olsun, ibadetine engel olunmamalıdır. Ona, inancının gereğini yerine getirme imkanı tanınmalıdır ki; "laiklik prensibi uygulanıyor." diyebilelim.

İSLAM DİNİNDE mesela namaz gibi bazı ibadetler, MUTLAKA günün belirli zamanlarında yapılmalıdır. O belirli zaman geçtikten sonra olmaz.

Müslümanlıktaki kadar günlük ayrıntılarını bilmem ama, HIRİSTİYANLIK ve YAHUDİLİKTE de belirli günlerde ve zamanlarda yapılan ibadetler vardır.

O ibadetler; Müslümanlıktaki namaz gibi, günlük kesin zaman sınırlamasına bağlı değilse, stadda kilise ve sinagoga gerek yok. Müslümanlıkta ise kesin zaman sınırlaması bulunduğundan mescit şart.

Kaldı ki; Mescitle beraber kilise, sinagog da yapılsa ne olur?..

Maç seyretmek, hangi dine mensup olursa olsun, dindarın da hakkı.

İbadet etmek, maç seyredenin de hakkı.

Dinlerin hoşgörüsünden yararlanılarak spora barışı getirmeye çalışmak yerine, dini inanış farklılıkları ile spora fitne sokmak ve böylesine hassas konuları istismar etmek çok yanlış olmaktadır.


11 Mayıs 2002
Cumartesi
 
OSMAN MÜFTÜOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED