T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yazmak ya da yazmamak, işte bütün mesele!

- Yaz bunu!
- Bak bunu mutlaka yazmalısın!
- Lütfen yazar mısınız?
- Şunu aynen yayınla!
- Rica ederim yazın bu konuyu!
- Şu gönderdiğim metin eminim çok işine yarayacaktır!
- Yazabilirsen yaz!
- Yaz bakalım!
- Yaz da görelim!
- Niye yazmıyorsun bunu?
- Kaç gün önce bir yazı göndermiştim, hâlâ tek tık yok!
- Bunu köşende görmek istiyorum!
- Yazmazsan görüşürüz!
- Yazarsan görüşürüz!
- Yazamazsın!
- Hayatının kıymeti varsa yazmazsın!
- Bak bu dosya çok gizli!
- Yazmadan önce bir haber verseydin!
- Bu bilgileri yalnız size veriyorum. Yazmanız için.
- Nasıl yazarsın!
- Yaz ama adımı verme!
- Yazarsan külahları değişiriz!
- İster yaz, ister yazma!

ALO

Allessandra Lolita Oswaldo, telefonu icat eden Aleksander Graham Bell'in sevgilisiydi. Graham Bell telefonu icat edince, ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti.

Atölyesinde telefon çalınca, arayanın Allessandra Lolita Oswaldo'dan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar açmaz "Allessandra Lolita Oswaldo" diyordu.

Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu "Ale Lol Os" diye karşıladı.

Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve ona iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad "Alo" idi.

Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip, tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka birşey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca, Graham Bell'i telefonuyla başbaşa bırakıp onu terketti.

Yaşlı Bell, sevgilisinin bir gün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı. Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı.

Graham Bell'i artık başka kişiler de arıyordu. Fakat o, telefonun her çalışında kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonu "Alo" diyerek açıyordu. O günlerde hemen herkes telefonu açtığında Aleksander Graham Bell gibi "Alo" demeye başladı.

GENEL MÜDÜR

Ebe Sobe dergisinin Mayıs sayısından bir fıkra...

Türkçe dersinde kompozisyon konusu "Genel müdür olsaydım..." idi.

Bütün sınıf harıl harıl yazarken, çocuklardan biri kollarını kavuşturmuş oturuyordu. "Ne bekliyorsun?" diye sordu öğretmen.

Ufaklık cevap verdi:

- Sekreterimi!

SANMALAR

Mehmet E. Yavuz, dünkü köşesinde, makul çoğunluğun Mesut Yılmaz'ı muhalefet lideri sandığını yazıyordu.

Tespit doğru. Dahası var:

Bülent Bey'i de başbakan sanıyorlar.

DEV ÇUKUR

Trabzon Şükraniye Mahallesi, Yayla Sokak'ta oturanlar, sokaklarındaki çukurdan şikayetçi.

"Tam bir senedir sokak ortasında dev bir çukur duruyor. Araba giremiyor, insanlar hastalarını, eşyalarını taşıyamıyor... Gece sokakta yürünemiyor..." diyorlar.

Belediye Başkanı Asım Aykan'ın da hiç oralı olmadığını bildiriyorlar.

Başkan oralı değilse, nereli?


14 Mayıs 2002
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED