|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Birkaç yıl önce, hemen her ay tekrarlanan aynı 'illetli' manzara karşısında artık dayanamayıp, telefona sarılarak, ironi kokan bir merakla; "Bu kadar berbat şiiri birarada basmak için, çok mu arıyorsunuz?" diye sormuştum Ali Haydar Haksal'a.. Ali Haydar, Yedi İklim'de şiir seçme yetkisinin Ali Günvar'ın inhisarında olduğunu kaydederek, bir bakıma, sorumlulukta pay sahibi sayılmaması gerektiğini ihsas etmişti. Bakıyorum da, nedense, öteden beri Yedi İklim dergisinin şiir yayımlamadaki nitelik vizyonu ve kalite arayışı bir türlü beklenen, istenilen seviyelere ulaş(a)madı.. Acaba, ben mi yanılıyorum, diyeceğim ama, hayır; dergiyle ilgili konuşmalarda olsun, yazılı eleştirilerde olsun, sıkça değinilip, tekrarlanan bir handikap bu.. Evet, bu bir 'olgu'! Dolayısıyla, 'iyi' şiirlerin de, 'kötü' şiirler arasında kaybolup gitmek gibi o tuhaf kaderi paylaştığı, bir başka ifadeyle, şiirsel ortamın/ortalamanın, bu hâliyle, 'verimli' bir şiir kulvarı oluşturamadığı malûl ekseni doğuruyor Yedi İklim'in şiir dokusu.. Ali Günvar, iyi bir şair olduğu kadar, poetik donanımı da haiz bir arkadaşımız hiç kuşkusuz.. Bilindiği gibi, Yedi İklim'in de "şiir editörü" aynı zamanda. Dolayısıyla, gerek dergide yaşayan/yaşatılan şiirsel yapının, atmosferin, gerek dergiden yansıyan genel çizgi, çerçeve ve çehrenin, gerekse elde edilen izlenimin birinci dereceden "sorumlu"su konumunda.. "kitap-lık" dergisinin 53. (Mayıs-Haziran 2002) sayısında, "Edebiyatta İslami Çizgiler" başlıklı "Oturum"un konuşmacıları arasında yer alan Ali Günvar, ifadeleri arasında, dergiye seçtiği şiirlerle ilgili yaklaşımını şöyle tanımlıyor: "Şiir açısından ben kıyıcıyım. (...) Hiç kimse bana, benim ya da bir başkasının küçük kopyası olarak gelmesin. Beni çok rahatsız eden bir şey bu. Ben, şiiri nasıl oluşturduğuna bakırım." İyi! İyi de... Bir de hatırladığım bir tutumu var ki Ali Günvar'ın, duyduğumda hayli yadırgamıştım: 2 yıl kadar önce, bir tv programında, dergiye ulaşan veya kendisine bakması ve görüş bildirmesi için bırakılan şiirlere (orası çıksın, şurası şöyle, burası böyle olsun türü) "müdahale" ettiğinden söz etmişti. Kısaca söyleyelim: Bu yanlış tutum, şiirden ziyade, esasen imza sahibinin 'iradesi'ne fiili bir "müdahale" anlamı taşır ki; bana göre, ne poetik/estetik yöntemle, ne yol göstericilikle, ne de gençlerin ufkunu açmakla en küçük bir ilgisi vardır! Korkarım, yayımlanan kimi şiirlerin başına da aynı şey geliyor Yedi İklim'de!.. Açıkçası, Yedi İklim'de basılan birçok 'kötü' şiiri görünce ve dergiye hakim olan 'kurak iklim'i göz önüne getirince; "İyi ki, "kıyıcı"sın, üstelik 'müdahale' de ediyorsun Ali" diyorum kendi kendime.. "Ya, bir de "kıyıcı" olmayıp, "müdahil" kalmasan, ne hâle gelirdi dergi sayfaları?.." İlginç: Ali Günvar, hem "kıyıcı", yani şiir editörü olarak zor beğenen, eleğini çok sallayan biri, hem de "müdahaleci"; lâkin, yine de Yedi İklim'in şiir bünyesi zaafiyetten kurtulamıyor! İlginç değil mi, size göre de? "Yedi İklim'e, çoğunlukla 'kötü' şiirler geliyorsa, "şiir editörü" ne yapsın?" şeklindeki -benim de katılabileceğim ve (belki de) fiîli bir durum tespiti yapan- bir soruya, nâçizâne cevabım şu olabilir: Demek ki, Yedi İklim, şiir alanındaki bu 'safralı' yapısıyla, "iyi şiir" ve sahipleri bakımından, herhangi bir çekim alanı oluşturmaktan hayli uzak!.. Sonra, oturup düşünüyorum: Bunca yıldır çıkan bir dergi, her sayısında, "iyi-kötü" ayrımı yapmaksızın (Yapıyor olsa da, 'yöntem' sorunu sürdüğü müddetçe "sonuç" değişmiyor ve değişmeyecektir de!) bastığı şiirlerle Türk şiirine ne katacak? Neyi, nasıl değiştirecek? (Ali Günvar, sözünü ettiğimiz konuşmasında, "on -evet, 10- kadar çok yetenekli genç"ten bahsederken; aynı "Oturum"da, Ali Haydar Haksal, o kadar mütevazılığı (!) Yedi İklim'e yakıştıramamış olacak ki, "pek çoğu kitabı çıkacak durumda, yirminin üzerinde bayan -evet evet, sadece 20'nin üzerinde bayan- öykü yazarı"ndan söz ediyor ve maşaallah, hayırlısıyla hepimizi 'uçuruyor'!.. Bu göğüs kabartıp, dudak uçuklatıcı beyan karşısında, "Vay canına! İnşaallah kıç üstü düşmeyiz!" demekten başka şansımız var mı?) Bütün bu 'sallama'lar bir yana da, aslını sorarsanız, Yedi İklim dergisinin şiir adına daha sahici bir kulvara yönelebilmesinin ilk ve yegâne yolu çok basit, kolay bir işleyişi realize etmekten geçiyor; evet 'çözüm' burada: Daha 'az' şiir yayımlamak; az, ama "iyi şiir" yayımlamak! İllâ şu kadar adet şiir yayımlanmak zorunda mı? Mecburiyet mi, bu? Hem sonra, şiiri bir 'dolgu malzemesi' olarak görmeye/göstermeye ne hakkımız var? Yanılıyor muyum Ali; ne dersin?..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |