Türkiye'deki mafya elemanlarının yıllardır aynı profili sürdürerek bir türlü imaj değiştirmediği belirlendi. Mafya uzmanı polis şeflerine göre, Türkiye'deki organize suç örgütlerinin çekirdek kadrosunu genellikle kan bağı olan kişiler oluşturuyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı İsmail Çalışkan, "Türkiye'de organize suçların yer üstü görüntüsünün her anında bir yolsuzluk var" dedi.

Daire Başkanı Çalışkan'ın tespitlerine göre, profil olarak yıllardır aynı giyim-kuşam tarzında ısrar eden mafya mensupları, koyu renk takım elbise giymeyi tercih ediyorlar. Görüntülerini genellikle kısa saç traşı, kirli sakal bırakıp, siyah renk gözlük takarak tamamlayan elemanların yüzde 50'ye yakını ilkokul, yüzde 40'a yakını da ortaokul ve lise mezunu. Yaş ortalaması 20-40 arasında olan çete elemanları, dini ve ahlaki değer kabul edilen bazı kavramları, amaçlarına ulaşabilmek için vasıta olarak kullanıyorlar.

Legal yapılanma

Kaçakçılık Dairesi Başkanı Çalışkan, profesyonel anlamda mücadelenin başladığı 1998'den itibaren Türkiye'de meydana gelen mafya türü suçların yüzde 64'ünün Adana, Ankara, Aydın, Antalya, Balıkesir, Bursa, Gaziantep, İçel, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli ve Samsun gibi illerde meydana geldiğini belirtti. "Adam öldürme, adam kaçırma, ev ve işyeri kurşunlama, darp, tehdit, çek-senet tahsilatı, fidye, haraç alma, zorla senet imzalatma, tefecilik, kamu arazilerini yağmalama, silah ve mühimmat kaçakçılığı, evrakta sahtecilik, kara para aklama, fuhuş ve yolsuzluk" gibi suçlar işleyen mafya gruplarının son bir yıldan beri legal bir yapılanmaya yöneldiğini kaydeden Çalışkan, bu tür grupların en fazla önem verdikleri şeyin nüfuzlu kişilerin çevresinden yararlanmak olduğunu vurguladı.

Çalışkan, örgütlü suçluluğun ileri ve topluma en zarar verici evresinde artık yer üstüne çıkarak yasal ekonomik faaliyetlere katıldıklarını bildirerek, "Örgütlü suçların, yer üstü dünyasının her parçasında yolsuzluk vardır. Bu yolsuzluk, toplumu sosyo-ekonomik açıdan negatif yönde etkilemekte, halkın yöneticilere ve yönetime olan inancını yitirmesine neden olmaktadır" görüşüne yer verdi.