İşte İsrail'in saklamaya çalıştığı korkunç savaş suçu. The Independent gazetesinin ulaştığı Cenin mülteci kampı, soykırımın açık kanıtı niteliğinde. The Independent gazetesinde Phil Reeves imzasıyla yayınlanan ve NTVMSNBC'nin internet sitesinde çevirisi verilen Cenin izlenimlerinde vahşet bütün boyutlarıyla gözler önüne serildi. İşte modern dünyanın sessiz onayıyla işlenen insanlık suçları:

Enkaz altında yüzlerce ceset var

33 dönümlük yerleşim birimi, toz olmuş. Çürüyen insan bedenlerinin korkunç kokusu, buranın bir mezarlığa döndüğünün kanıtı. Günlerce bodrum katlarında saklanan, saldırılar sırasında tek göz odalara doluşan insanlar, tozun ve enkazın altında yüzlerce ceset olduğunu söylüyor. Cesetler, tank ve buldozerler tarafından ezilmiş. Yarı yarıya harap olmuş bir binada, üzerine ekoseli kilim örtülmüş bir adamın cesedinin üzerinde sinekler uçuşuyor. Füze saldırısına uğrayan bir başka binada, 23 yaşındaki Eşref Ebu Hecar'ın cesedinin kalıntılarını, yıkılan duvarın altında buluyoruz. Kafası küçülmüş ve kararmış. Üçüncü binada, beş erkek cesedi, battaniyelerin altında uzanıyor.

Moloz ve ceset yığınları

Bizi yıkık evlerin kalıntıları arasında dolaştıran sessiz genç adam Kemal Anis, birden duruyor. Bir moloz tepeciğini gösterek, "Burası bir toplu mezar" diyor. Moloz tepesine bakıyoruz. Burada İsrail askerlerinin, 30 cesedi üst üste koyup sonra binayı cesetlerin üzerine yıktığını anlatıyor. Sonra tankla moloz ve ceset yığınını düzlemişler. "Artık cesetleri göremiyorduk" diyor, "Ama kokularını duyabiliyorduk".

Vahşetin tanığı duvarlar

Hanat el-Havaşim'de yüzlerce ev vardı. Şimdi yoklar. Yıkılmış yüzlerce ev var. 1948 savaşından beri 15 bin mülteciyi barındıran kampın çoğu yıkılıyor. Dehşetin tanığı duvarlar, kurşun ve şarapnel delikleriyle, Cobra ve Apachi helikopterlerinin rastgele ateşiyle delik deşik. Binalar birbirinin ardından devrilmiş, ucuz mobilyalar, döşekler, plastik sandalyeler yollara saçılmış. Hâlâ yıkıntıların arasında yaşayan ve insanî yardım alamayan mülteciler gördük. Biz kampa gelmeden bir saat önce enkazdan kurtarıldığı söylenen bir adam dışında yaralı yoktu.

Bodrum katlarında korku dolu bekleyiş

Kampta kalanlar, bombardımanlar süresince bodrum katlarında saklanarak günlerce terörü yaşamışlar. Duvarları delerek binalara giren İsrail askerleri, bazılarını zorla odalara sokmuş. Birleşmiş Milletler, kampta yaşayan 15 bin kişinin yarısının 18 yaşından küçük olduğunu belirtiyor. Bu ölüm tarlalarının üzerine akşam düştüğünde, çocukların sohbet ettiğini duyuyoruz. Camiler sessiz. İsrail, bu sahneleri saklamaya çalışıyor.

Cenin'den geriye ölüm kaldı

Cenin, kapalı askeri bölge. Kamp Merkava tankları, ordu cipleri ve zırhlı personel araçların kuşatması altında. İçeri girmeye çalışırken yakalanan muhabirler dışarı çıkarılıyor. İsrail güçleri, seçtikleri birkaç gazeteciye kampın 'temiz' bölgelerini gezdirdiler. İki İsrail tankının gözetimi altında kampa girdik.

Çocuklar hepsini gördü

Kamp saklanarak, fısıldayarak bizi askerlerin olmadığı dar sokaklara soktular. İnsanlar, neler olduğunu anlatmak için sabırsızdı. İnfazlardan, içinde insan olan evleri yıkan buldozerlerden bahsettiler. 43 yaşındaki Cemal Salih, "Bu Şaron tarafından düzenlenmiş bir toplu katliamdır" dedi, "İsrail'den her zamankinden daha fazla nefret ediyoruz." 8 yaşındaki Muhammed'i göstererek devam etti:

"Tüm kötülükleri gördü. Hepsini hatırlayacak." Cenin'deki dehşeti gören herkes gibi. Kampa giren Filistinliler'in dilleri tutuluyordu. Filistin Enerji Bakanlığı'ndan Racip Ahmed, öfkeden titriyordu: "Bu toplu katliamdır. Etrafa bir bakın." Hepsinin mesajı ortaktı: Dünyaya anlatın.