T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Türk sağı Versus yeni siyaset

Siyasette arayışların sürdüğüne dair haberleri her gün okumaya devam ediyoruz. Peki bu arayışlar toplum katından mı kaynaklanıyor, yoksa bir elit faaliyeti olarak mı gündemleşiyor? Yeni oluşum arayışlarının sosyolojik bir temeli var mı? Toplumdaki hareketliliklerin siyasete akmasında hangi sıkıntılar var ve yeni oluşumlar hangi tıkanıklıkları açmak üzere siyasi pozisyon alıyorlar?

Eğer siyasetin tabiatına dair doğru bir düşünce ortaya koyulamazsa, bu sorulara verilecek cevapların askıda kalmasında kurtulunamaz. Siyaset, "toplumsal talep" ile "siyasi temsil" arasındaki akışkanlığın aracı ve zeminidir. Eğer toplumsal talebe uygun bir siyasi temsil yoksa ortada, bu durumda siyasi temsilin siyasetle ilişkisinde bir "kesiklik" var demektir.

Türkiye'deki yapısal problem budur aslında. Post-modern darbe ile iyice kemikleşen bir sorundur bu. Toplumsal talepler, ciddiye alınması gereken kategoriler olarak görülmüyor Türkiye'de. Dolayısıyla siyasetin temsil kabiliyeti buna uygun şekillenmiyor. Böylece siyaset teknik düzeyi aşıp organik bir düzleme geçemiyor.

Özellikle sağda ortaya çıkmaya çalışan "yeni oluşumlar"ın bu çerçeve içinde kendilerini nasıl konumlandırdıkları çok önemli. Çünkü sağ, "devlete göre hizalanma" konusunda köklü reflekslere sahiptir. Devletin de toplumsal talepleri temkinle yaklaşılması gereken dinamikler olarak gördüğü bilinmektedir. Devletin toplumsal taleplere "mesafeli" konumu, devlete göre hizalanmanın bir "siyasal genetik" olduğu sağ da çok yoğun etki yaratmakta ve toplumsal taleplerin iktidar arayışları adına dışlanmasına kadar varabilmektedir. Bu nedenle sağda toplumsal talepler ile siyasi temsil arasındaki ilişki, siyasi tarihin ağırlıklı bölümünde kopuktur.

Peki sağ için "millet" neyi ifade etmektedir? Normalde sağın kullandığı "millet" kavramının demokrasi ile yapışık durması gerekir. Lakin, devletin siyaseti ortaya çıktığında,demokrasiden en kolay ödün verenler sağ siyasetçilerdir. Millet kavramının kullanımı bu bakımdan "ilkesel" değil "araçsal"dır. Tek parti dönemi devletçiliği karşısında siyasi alan açmak üzere kullanılan bir "manivela"dır millet.

Peki tüm bu ilişki ağı içinde "yeni oluşum" ne anlama geliyor?

Bu noktada ne anlama geldiği bilumum yeni oluşumcuların gayretleri neticesinde ortaya çıkacaktır. Ama ne anlama gelmediği açıktır: "Yeni oluşum" kendiliğinden "yeni siyaset" anlamına gelmemektedir. Yeni oluşum çabası içinde olmak, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak "yeni siyasi aklın" adresi olmak anlamına gelmiyor.

Zaten dikkat edilirse, yeni oluşumcuların her biri, "gidişat"a veya "statüko"ya nasıl "muhalefet" üreteceklerini ya da neyi değiştireceklerini pek konuşmuyorlar ya da sadece sos cinsinden dillendiriyorlar bunları, ama kimle yola çıkacaklarını, kadrolarında "devlet tecrübesi" olan kimlerin bulunduğuyla öne çıkıyorlar.

Bir kere "devlet tecrübesi"ne sahip kadro peşinde koşmak bile, "yeni oluşum" ile "yeni siyaset"in aynı anlama gelmediğini gösteriyor. Devlet tecrübesine sahip siyasetçiler bu ülkeyi bu hale getirdiler. Belki de, gerçek bir yeni siyaset üretmek için, statükonun kodları hakkında tecrübesiz olmak gerekiyor. Aksi halde statükoya eklemlenmekten kurtulmak ve anlamlı bir muhalefet üretmek söz konusu olamıyor.

Yeni oluşumların yeni siyasetle temas etmesi için, şu son derece otoriteryen anlamlarla yüklü "merkez partisi" ("makul çoğunluk"?) olma arayışından da vazgeçmesi gerekiyor. Çünkü merkez partisi olmak, sağı ve solu yakınlaştırmaktan öte bir şey değil. Bu da statükonun güncellenmesinden ibaret. Sonuçta, yine devletçi siyasete eklemlenmekten başka yol kalmayacaktır.

Kendilerini sağda gören ve "yeni oluşum" çabası içinde olanlar, gerçek bir siyaset üretiminin adresi olmak ve siyasi alanın genişlemesine katkıda bulunmak istiyorlarsa; "merkez" ve "oluşum" kodlarından kurtulmalı ve "muhalefet" ve "siyaset" kodlarına geçiş yapmalıdırlar. Çünkü sağ, öncelikle kendiyle hesaplaşmadan "yeni siyaset" üretemez.


17 Nisan 2002
Çarşamba
 
ÖMER ÇELİK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED