T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

134 yıllık yolculuk

134 yıl önce hava tahminleri için Rasathane-i Amire olarak kurulan Kandilli Rasathanesi, 76 yıldır depremin nabzını tutuyor.

Hava tahminleri için 134 yıl önce Rasathane-i Amire olarak kurulan Kandilli Rasathanesi, 76 yıldır depremin nabzını tutuyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün internet sayfasında yer alan bilgilere göre, Rasathane-i Amire adı ile bilinen İstanbul Rasathanesi, 1868 yılında Pera Caddesi üzerinde Della Suda Eczanesi'nin karşısında bir meteoroloji merkezi bürosu olarak açıldı. Daha sonraları astronomi rasathanesi olma çabaları içine giren rasathanede, ayrıca zamanın tam olarak tespiti, mühendisler ve denizciler için zorunlu olan elemanların ölçümü de yapıldı. Bu rasathanedeki aletler daha sonra Maçka Topçu Okulu'nun karşısındaki binaya nakledildi. Ancak rasathane, 13 Nisan 1909'da, 31 Mart Olayları sırasında tüm aletleri ile tahrip edildi.

Rasathane-i Amire'den Kandilli Rasathanesi'ne...

31 Mart Olayları'ndan sonra kurulan hükümetin Milli Eğitim Bakanı, 21 Haziran 1910 yılında Fatin Hoca'yı (Gökmen) yeni kurulacak Rasathane Müdürlüğü'ne tayin etti. Fatin Gökmen, bir topçu birliği ile yangın haber verme memurlarının kaldığı bir kagir kule ve iki odalı bir binanın bulunduğu İcadiye Tepesi'ni (bugünkü rasathanenin kurulu olduğu yer) rasathane yeri olarak seçti. Yeniden düzenlenen ve meteoroloji istasyonu için gerekli aletlerin alındığı binada 1 Temmuz 1911'den itibaren sistematik meteoroloji faktörlerinin ölçüm ve kaydı başlandı.

1936 yılından itibaren "Kandilli Rasathanesi", 1940'den sonra da "Kandilli Rasathanesi, Astronomi ve Jeofizik " adının kullanılmaya başlandığı rasathanede, ilk deprem kayıt sistemi 1926 yılında kuruldu. Kandilli Rasathanesi, 1982 yılından sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne bağlanarak, "Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü" haline dönüştü. Enstitünün kuruluşuyla depreme dönük çalışmalar ilk hedef haline geldi. Enstitü, İstanbul ve civarında 60'a yakın kuvvetli yer hareketi kayıtçısı çalıştırıyor. Bu amaçla KKTC'de Yakın Doğu Üniversitesi ile işbirliği yaparak 5 istasyonlu bir dizin kurdu. İstanbul'da Ayasofya ve Süleymaniye Camii'ne ve yüksek bir binaya deprem aletleri yerleştirilerek, binaların deprem sırasındaki davranışları gözleniyor. Ayrıca artçı sarsıntı ve bazı özel amaçlı projeler için 12 kuvvetli yer hareketi kayıtçısından yararlanılıyor. Enstitü'nün yürüttüğü önemli projeler arasında "Kuzey Anadolu Fay Kuşağının Batı Uzantısında Depremleri Önceden Belirleme" ve "Büyük Şehirlerin Deprem Master Planlarının Geliştirilmesi" bulunuyor.

ENSTİTÜDE HUMMALI ÇALIŞMA

Ülkenin her bölgesinde yeni deprem istasyonları kuran enstitü, Türkiye'nin deprem şebekesini geliştiriyor. Bu deprem şebekesinden enstitüye gelen bilgiler doğrultusunda yurdun herhangi bir bölgesinde meydana gelen depremin yeri ve büyüklüğü çok kısa bir sürede belirleniyor ve ilgililere bildiriliyor. Halen on-line, leased-line, radio-link, dial-up ve sabit deprem istasyonu sayısı 50'ye ulaşırken, bunların ikisi KKTC'de çalışıyor. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü aynı zamanda uluslararası işbirliği çerçevesinde nükleer patlamaları denetleyen bir kuruluş ve ulusal veri merkezi olarak görevini de yürütüyor. Bu veriler uluslararası veri merkezlerine gönderilirken, nükleer patlamaları belirleyerek yeni yöntemler deneniyor ve gerekli altyapıyı kuruyor.

 
Marmaray 2005'te hizmete girecek
Kısa adı 'Marmaray' olan sistemin, müşavirlik ve kontrolörlük çalışmaları, Ağustos sonuna kadar tamamlanacak.
HUZUREVİNDE BİR MİLLİ FUTBOLCU
İstanbulspor ve Milli Takım'ın eski futbolcularından Tarık Erer (86), yalnız yaşadığı Gelibolu'daki evinde donmak üzereyken, Çanakkale'deki ÇAKADER Huzurevi'ne kaldırıldı.
Kaleci 'kadın' olunca...
Şanlıurfa'nın Viranşehir İlçesi'nde kurdukları lunaparkta kalecilik yapan 18 yaşındaki Gurbet Demirkıran'a gol atmak isteyen erkekler, birbirleriyle yarıştı. Yaklaşık 8 yıldır amatör kalecilik yapan Gurbet Demirkıran, Türkiye'nin birçok il ve ilçesinde kurdukları lunaparklarda, kalecilik yaparak aile bütçesine katkı sağladığını belirtti. Lunaparkın bir köşesinde kurdukları portatif kaleye atılan 3 penaltı atışını da gole çevirebilen kişilerin bir paket sigara kazandığını ifade eden Demirkıran, "Bazı erkekler kadın olduğum için yaptığım işi yadırgıyorlar, ancak ben halimden memnunum. İşim gereği de olsa hem spor yapıyorum hem de para kazanıyorum" dedi. Gurbet Demirkıran, kaleciliği, bir dönem Altay Spor Kulübü'nün altyapısında futbolcu olan babası Satılmış Demirkıran'dan öğrendiğini anlatarak, kadın olmasından dolayı erkeklerin kendisine gol atabilmek için kuyruk oluşturduğunu kaydetti. Baba Satılmış Demirkıran da, 7 çocuğunun da sporla uğraştığını, ancak sadece kızı Gurbet'in kalecilik yaparak aile bütçesine katkıda bulunduğunu belirterek, "Amacım kızımı iyi bir kaleci olarak yetiştirmektir. İleride belki bayanlar futbol takımında ay yıldızlı formayı bile giyebilir" diye konuştu.

25 Şubat 2002
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED