AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
"Samarra'da ne oldu?"

Hani ne derler, "Sen benden çok yaşayacaksın!" Ben de bunu Umur Talu için söyleyeceğim. "Samarra'da ne oldu?" sorusu dün onun Sabah'taki yazısının başlığı idi. Benim günlerdir içimde dolaşıp da, fırsat bulup yazamadığım şeydi. Şimdi ise, Yeni Şafak'la ilgili bir durum sebebiyle yazmak vacib oldu.

Durum şu: 2 Aralık günü Yeni Şafak'ta "Irak'ta korkunç gerçek" başlığı ile "Samarra" mahreçli bir haber çıktı. Haberde Amerikan askerlerinin Samarra'da 30 kadar Iraklı kızı kaçırdığı, tecavüz ettikten sonra geri gönderdikleri, kızlardan bir kısmının intihar ettiği" vs...yazılıyordu.

Dünkü Yeni Şafak'ın "Kronik Medya"sında ise Kürşat Bumin, "Samarra mahreçli haber neyin nesi? Gazetemiz gecikmeden bir açıklama yapmalıdır" başlığı ile sunduğu değerlendirmede haberi yerden yere vuruyordu.

Kronik Medya'yı okuduktan sonra Dış Haberler Editörü İbrahim Karagül'ü aradım. İbrahim, haberini savunmadı, "haberin sorunlu olduğunu, işlenmemişliğini, kaynaklarının sağlam olmayabileceğini" kabul etti. Ama "Samarra'da ne olduğu" konusunda Amerikan basınının bile kafasının karışık olduğunun altını çizmekten geri durmadı.

Doğrusu ben de, "Doğrucu Davut" üslubunu önemsediğim Kürşat Bey'in değerlendirmesini okuduktan sonra onun duyarlılığına hak vermekle birlikte bir şeyin eksik kaldığını söyleme gereği duydum. O, "Samarra'da ne oldu?" sorusudur. Sanırım Kürşat Bey açısından da "Samarra"da, dünya medyasına Amerikan kaynaklarınca verildiği anlaşılan bilgiler dışında bir şeyler olduğu doğrudur ve gazeteci sorumluluğu açısından o soru eksik kalmıştır.

Gerçekten ne oldu Samarra'da? Amerikalılar "direniş oldu, askerlerimiz de 54 direnişçiyi öldürdü, direnişçiler fedayin elbisesi giymişlerdi" diyorlar...

Öldürülenlere dair bir tek görüntü yok. Görüntü olarak delik deşik edilmiş evler, camiler, sokaklarda otomobiller ve hastanelerde sivil insanlar var. Anlaşılan camiler, evler, sivil insanlar direnmiş Amerikan askerlerine...

Amerikan propagandasına güvenmeli miyiz?

Amerikan basınında yapılan analizlerde Samarra olayına bir bilmece gibi bakılıyor. Bir kere "çatışma çıktı" haberi kimseyi inandırmıyor. "Çatışma" yoksa ne var sorusu ise her türlü spekülasyona açık. Hele Amerika'nın Irak halkı ile ilişkilerde çok ciddi sorunları varsa... Irak halkı Amerikalılar'ı "işgalci" olarak görüyor ve ülkeden çıkmalarını istiyorsa... Hele Amerikan askerlerinin evlerde gece baskınlarında kadın, çocuk demeyip aşağılayıcı bir biçimde arama yapmaları, çocukların ellerine bile elleri kelepçe takmaları ahval-i adiyeden işler haline gelmişse...

Samarra'da ne olduğunu bilmediğimiz gibi Amerika'nın toplama kamplarında ne yaptığını da bilmiyoruz. Hani savaş sırasında "embedded"ler vardı. Amerikan ordusuna eklemlenmiş gazeteciler... Toplama kamplarında neden "embedded" gazeteci yok? Samarra operasyonu sırasında embedded gazeteci yok muydu ki, sadece yıkım sonrasından görüntüler var elimizde?

Samarra'da ne oldu? Acaba bir "Samarra belgesel"i yayınlanabilseydi neler görürdü kameralar? Tahayyül gücümüz, sınırlı görüntülerdeki tahribattan, daha ötesini görme imkanı vermez mi bize?

Acaba öldürülen 54 kişi kimlerden oluşuyordu? Yoksa tümü sivillerden mi ibaretti? Yoksa Şaron tipi cinayetler mi işlendi? Tarihe tanıklık etmek gibi bir sorumluluğumuz varsa, sanırım bir gazeteci olarak bunları da sormalıyız?

Ben her gün "Guantanamo'da ne oluyor?" sorusunu sormanın fazla olmayacağını düşünüyorum mesela...

Amerika, iki yıl sonra Guantanamo'da esir tuttuğu insanlardan 140'ının salıverilmesine karar verdi. Neden: Çünkü suçsuz oldukları anlaşılmıştı... Guantanamo'da iki yıl esir kalan Türk şimdi "Ne oldu orada?" sorusunu cevaplandıramıyor. Çünkü gözlerinden korku akıyor. Amerika kendine göre bir hukuk oluşturuyor ve "tehdit" olarak gördüğü ülkeleri, "tehdit" olarak gördüğü insanları bir "sıra dayağı" mantığı içinde tecziye etmeye kalkıyor. Acaba hâlâ Guantanamo'da tutulanların suçluluğu nasıl belgelendi?

Acaba Irak'ta bir kişinin önemi var mı Amerika için?

Acaba Irak'taki toplama kamplarına ne kadar masum insan taşıdı Amerika? Toplama kamplarına kadınlar, çocuklar götürüldü mü? İşgal altındaki Irak'ta "kadın gerçekliği" nedir?

Çocukların ellerine kelepçe takılırken nasıl bir işgalci profili çizmeyi hesapladı Amerika?

Irak'ta sorulacak çok soru var.

Ama gelin önce şu en taze "Samarra'da ne oldu?" sorusunun cevabını araştırmakla işe başlayalım.

Ben Amerika'nın açık toplum niteliğinin, uzun olmayan bir sürede Samarra'daki ve daha genelde tüm Irak'taki "günah dosyası"nı açığa çıkaracağını umuyorum.

BUGÜN AFYON'DA:

Bu akşam saat 19.00'da Hicret Vakfı'nın düzenlediği "İslam ve Kimlik Duyarlılığı" konulu bir konferans için Afyon'da olacağım. Yarın da aynı saatte Eğitim Bir Sendikası'nın davetlisi olarak Sandıklı'da konuşacağım. Okuyucularla, dostlarla buluşma dileğiyle...


5 Aralık 2003
Cuma
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED