AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Loizidu paraları bizden, övünmek Denktaş'tan...

Kuzey Kıbrıs'ta seçimler yaklaştıkça, Türkiye'nin Avrupa Birliği hayaliyle ilgili umutlar ve umutsuzluklar da birbirine karışıyor. AB karşıtları için son umut, "büyük vatan kahramanı" Denktaş... Eğer Denktaş yanlıları seçimi kazanırsa, AB avucunu yalayacak, Türkiye'nin parasıyla "Vatan-millet-Sakarya" masalları anlatatanlar da bayram yapacak. Nasıl olsa, Türkiye "Loizidu" paralarını ödüyor, ödemeye de devam edecek. Türkiye'den gidecek paralarla Denktaş ve "villacı" yandaşları istedikleri kadar "kahramanlık" yapabilirler...

Eğer, seçimleri muhalefet kazanırsa, Kıbrıs sorunu konusunda belki bir umut doğabilir. Ancak böyle bir seçenek oldukça zor. Çünkü siyasal iktidar da maalesef son günlerde, Denktaş'ın "kahramanlık büyüsü"ne kapılmış gözüküyor. Yani hükümet, tercihini açık açık Denktaş'tan yana yapmış bulunuyor.

Muhtemelen Ankara, AB konusunda tünelin ucunu göremediği için, açıkçası AB içindeki Türkiye karşıtlarının son anda bir "numara" çekmesinden korktuğu için şimdilik Denktaş'la aynı mevzide durmayı tercih ediyor.

Kim ne derse desin, bunun adına "uçurum diplomasisi" denir. Kabul edelim ki, Türkiye bugüne kadar bu mantalite ile hep kaybetti ve tarihi yenilgiler yaşadı. Artık bundan sonra, çerçevesini Denktaş'ın çizdiği "statükocu" diplomasi anlayışıyla Avrupa Birliği'nde bir adım bile yol almak mümkün değil. Bir kere bunu herkesin kabul etmesi gerekiyor. Aksi taktirde daha çok "şerefli yenilgiler" tatmak zorunda kalabiliriz.

Talihsizliğe bakın ki, AB'ye giriş şansı ilk kez bu kadar Türkiye'nin önünde somut bir imkan haline geldi ama nedense Denktaş engelini bir türlü aşamıyoruz. Hepimiz biliyoruz ki, eğer 14 Aralık KKTC seçimleriyle bir çözüm yolu açılmazsa, Türkiye'nin 40 yıllık "AB hayali" bir rüya olarak tarihin sayfaları arasına gömülüp gidecek.

Doğrusu "Denktaş masalı"nın arkasına gizlenerek Türkiye'nin önünü kesmeye çalışan bu direnişi anlamkat güçlük çekiyorum. Madem bu Denktaş, Balkanlar'ın ve Ortadoğu'nun en büyük müzakerecesiydi de, neden her seferinde zaferi Rumlar kazandı?

Lütfen kimse bize artık masal anlatmasın, Loizidu'ya ödenen 1.12 milyon euro'luk tazminat Denktaş politikalarının iflas belgesidir. Madem Denktaş o kadar kahramanlık yapmak isityorsa, paraları cebinden ödeyip öyle kahramanlık yapsın, benim vergilerimle değil...

Ayrıca, Loizidu davasının emsal olmaması konusunda Türkiye'nin verdiği notanın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nde kabul edilmiş olmasına da kimse güvenmesin. Elbette bu kararın siyasi bir anlamı var, ama hiçbir hukuki anlamı ve de yaptırımı yok. Halen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) dava açmış olan 1620 Rum Cumhuriyeti vatandaşı mahkemeyi kazanır ve o paraları bizden çatır çatır alırlar.

Bütün bunlar Dentaş'ın umurunda olmayabilir, bu paralar onun değil, bizim cebimizden çıkan paralarla ödeniyor. Denktaş'a da kala kala "dünyanın en uzlaşmaz lideri" olarak övünmek kalıyor. Övünmek parayla değil nasıl olsa...


5 Aralık 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED