AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M
İslam'ın sevgi olduğunu dünyaya anlatmalıyız

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, içine kapalı ve sadece kendi sorunlarını gören klasik din hizmetlisi olmaktan öteye geçilmesi gerektiğini belirterek "Dünyayı iyi okumamız gerekiyor" dedi.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeliği'nden İstanbul Mütfülüğü'ne atanan ilk akademisyen müftü olan Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Yeni Şafak'ın sorularını cevaplandırdı. Diyanet'i bugüne kadar yakından izlediğini belirten Prof. Çağrıcı'nın İstanbul Müftüsü sıfatıyla verdiği ilk mesajı ise "Klasik din hizmetlisi olmaktan öteye geçmemiz gerekiyor. Diyanet olarak ülkemizi ve Dünyayı iyi okumalıyız" oldu.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun da katılacağı bir törenle bugün resmen göreve başlayacak olan Çağrıcı, Diyanet ve İlahiyat'ın birbirinden çok farklı kurumlar olmadığını dolayısıyla kendisini dışardan gelmiş birisi olarak hissetmediğini söyledi. İstanbul Müftülüğü'ne üniversiteden bir akademisyenin atanmasını Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın'ın akademisyenliğine bağlayan Çağrıcı, üniversite mezunu imamların artık köylerde bile görev yapmaya başladığını kaydetti. Çağrıcı "İmamların da fakülte mezunu olması, Türkiye'nin din hizmetleri alanındaki gelişmişliğini göstermektedir" dedi.

İslam, hep gündemde olacak

Dünyanın küçüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Çağrıcı, şunları söyledi: "Artık kendi şartlarımıza göre davranan, içimize kapalı ve sadece kendi iç sorunlarımızı gören klasik anlamdaki din hizmetlisi olmaktan öteye geçmemiz gerekiyor. Diyanet camiası olarak ülkemizi ve dünyayı çok iyi okumalıyız. Biz istesek de, istemesek de İslam, dünyanın ve ülkemizin gündemindedir ve olmaya devam edecektir. İslam'ın doğru bir şekilde insanlığın gündemine alınması için çaba göstermemiz gerekiyor. Rahmet boyutunu, sevgi boyutunu ve İslamın isminden gelen selamet, barış boyutunu insanlığa sunmamız gerekiyor"

Camileri tarihi kimliğine kavuşturalım

Camilerin işlevine ilişkin düşüncelerini de aldığımız Çağrıcı, camilerin öncelikle birer ibadet mahalli olduğunu dile getirerek şöyle dedi: "Camiler tarihi kökeni itibariyle, halkın aydınlatıldığı, irşad edildiği, dinin doğru bir biçimde insanlara yansıtıldığı yaygın öğretim kurumlarıdır. Camilerimizi uygun bir şekilde, öğretim kurumu olarak değerlendirmezsek, başka çevrelerde başka alanlarda insanlarımız yanlış bir biçimde eğitilebilirler. İstemediğimiz bir takım görüşler ve anlayışlar din kisvesi altında sergilenebilir. Bu ciddi bir sorundur. Bu sorunu önlemek için; ibadet merkezleri olmaları yanında camilerin toplumu barışta ve uzlaşmada buluşturacak kurumlar olması sağlanmalıdır." Diyanet'in büyük hizmetler yaptığını, ancak kamuoyunun bunları yeterince bilmediğini dile getiren Çağrıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu toplum müslümandır ve din ile, dini kurumlarla ilgilenmesi, bilgilenmesi kadar, yanlış ve eksik gördüğü şeyleri eleştirmesi de hakkıdır. Yapıcı eleştirilerden hiç çekinmeden, dinimiz, ülkemiz adına ne gibi yararlar çıkarabiliriz. Buna bakmalıyız." Çağrıcı bu anlamda halkla ilişkilerin daha yoğunlaştırılabileceğini kaydetti.

Dünya'da bilimsel olarak hazırlanan ilk İslam Ansiklopedisi olan Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi'nde hem yazar hem de redaktör olarak görev yapan Çağrıcı, mütfülük görevi sırasında da fırsat bulduğu ölçüde bu görevini sürdüreceğini dile getirdi.

  • RECEP YETER / İSTANBUL



  • 22 Aralık 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED