|
|
İLGİ BEKLİYOR
ŞAMİL KUCUR
Müze turistik açıdan olduğu kadar, kültür, tarih ve sanat alanında akademik çalışmalar yapmak üzere yurtiçi ve yurtdışından gelen ziyaretçilerin ilgi odağı. Bu açıdan bakıldığında alanında bir ihtisas müzesi olarak da değerlendirilen müze daha da önem kazanıyor. Günümüzde sema gösterilerinin yapıldığı müzede, divan şairlerinin divanları ile mevlevihanede yetişmiş olan Şeyh Galib, İsmail Ankaravi, Esrar ve Fasih Dedeler ile Şair Leyla Hanım'a ait el yazması nadide eserler sergileniyor. Ayrıca Halet Said Efendi tarafından yaptırılan muvakkithanenin üst katında yer alan kütüphanede 3455 cilt kitap bulunuyor. Yazma eserlerin yer aldığı müzede, hat levhaları, kitabeleri ve mezar taşları bulunmasına rağmen, bu kadar nadide eserleri okuyabilecek, Osmanlıca bilen bir tek müzede görevli personel yok. Müzedeki eksiklikler bu kadarla da sınırlı kalmıyor. Müzede asli ya da geçici olarak görevli olan personel arasında sanat tarihçisi mevcut olmaması bir yana, müzede alanı itibari ile ihtisaslaşmış personel de mevcut değil. Şeyh Galib Türbesi dökülüyor Henüz 24 yaşında iken divan sahibi olan ve 26 yaşlarında Türk edebiyatında mesnevi türünün en başarılı örneklerinden biri sayılan 'Hüsn-ü Aşk' adlı eserin sahibi Şeyh Galib'in kabrinin bulunduğu türbe de harab halde. İlgisizlikten duvarlardaki dökülen boyalar ve rutubet görüntüleri, Şeyh Galib'in kemiklerini, ziyaretçilerin yüreğini sızlatıyor.
Çok sayıda tarihi şahsiyetin gömülü olduğu mezarlık da ilgisizlikten nasibini almış. Tünel'deki kafe ve restorantların havalandırma, pencere ve borularının müze içersindeki kabristanın duvarlarını işgali de, tarihi dokuyu oldukça rahatsız ediyor. Kabristandaki mezar taşları ve demirlerin perişanlığı karşısında müzeyi ziyarete gelen meraklıların, burası müze mi, yoksa terkedilmiş bir harabe mi soruları ise cevap bekliyor.
|
|
|