AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Globalleşme Anadolu insanının geçmişteki muhteşem geleceğidir

Tarihe geniş bir zaman perspektifinden bakılırsa, dünyada globalleşmenin yüzyıllar önce ticaretin ulusal sınırları aşarak, uluslararası bir boyut kazanmasıyla başladığı görülür. Uluslararası ticaret hacminin büyüyüp gelişmesine paralel olarak, globalleşmenin de hız ve yoğunluğu artmıştır. Uluslararası ticaret ile globalleşme süreci arasında olumlu bir korelasyon vardır. Dünyada ilk defa sınırları ordular değil tacirler aşmıştır.

Hafta ortasında Konya'dan geleceğe geçmişten bakmasını bilen, ittifak Holding'in misyon sahibi Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Buğa ile Mevlana ve Mesnevi'den yola çıkarak, globalleşmenin Anadolu insanın önünü açtığı, "Hamuru Mesnevi ile yoğrulan Anadolu insanı, ezanın okunduğu coğrafyayı vatan bildiği için, dünyanın her yerinde ezan okumayı en önemli cihad olarak görmüş" dedi.

Dünyanın ilk fatih ve misyonerleri ürünleriyle birlikte kültürlerini de sınırların ötesine taşımasını bilen, dürüst, risk almaktan kaçmayan, ufuk ötesini gören vizyon sahibi özgürlüktür. Basiretli tüccar kervanları denizi arayan nehirler gibi, geçtikleri her coğrafyaya büyük bir canlılıkla birlikte zenginlik kazandırır. Onların güçlü olduğu toplumlarda kıtlık ve çatışma değil, bolluk ve yarışma olur. Kazandırmadan kazanılmayacağını hiç kimse dürüst tüccarlar kadar derinden kavrayıp anlayamaz.

Kültür ve ticarette uluslararasılaşarak globalleşmenin tarihi yüzyıllar öncesine kadar uzanırsa da, ülkeler arasındaki sermaye, ürün, bilgi ve teknoloji akışının geçmişte benzeri görülmedik bir biçimde akışkanlık kazanmasıyla sınırların önemini büyük ölçüde yitirmesi, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan bir olgu ve süreçtir.

En geniş ve en genel anlamıyla, Avrupa ülkeleri arasında olduğu gibi, bütün dünyada siyasal sınırların anlamsız hale gelmesi olarak tanımlanan globalleşme, ekonomik, siyasal ve kültürel alanda faaliyet gösteren bütün kuruluşların yapıları ve uluslararası ilişkilerin de köklü dönüşümlere yol açtı. Globalleşme sürecinde iletişim, haberleşme ve medya sektöründeki, teknolojik gelişmelerle ülkeler arasındaki sınırlarla birlikte mesafe, zaman ve bilgi farkı da ortadan kalktı.

Bütün dünyada ekonomik, sosyal ve kültürel alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticileri, Doğu'dan Batı'ya her ülkede devlet başkanlarından çok daha büyük saygı ve coşkuyla karşılanıyor. Çünkü onların hem ulusal hem de uluslararası düzeyde ekonomik ve kültürel hayata katkıları, devlet kurum ve kuruluşlarından kat kat daha fazladır. Toplumla birlikte yönetimi de ayakta onlar tutuyor.

Geçmişte pazarların fatihleri tacirlerdi. Gelecekteki pazarların fatihleri ise, kurumlar olacaktır. Dünya pazarlarında sağlam bir yer tutabilmek için, bütün kurum ve kuruluşların kusursuz ürün, hizmet ve bilgi üretme yolunda büyük bir maratona hazır olmaları gerekir. Globalleşmeyle, her alanda mükemmeli arayanların matorununa katılanların sayısı dünya ölçeğinde yıldan yıla katlanarak artıyor.

Globalleşme, Anadolu insanına, muhteşem dününü, bugünle birlikte yarına da taşımak için, geçmişte benzeri olmayan imkan ve fırsatlar sunuyor.

Türkiye ne kadar globalleşirse o kadar güçlü olur.

Anadolu Mesnevi'nin ışığında ya globalleşecek ya da hayat damarlarını bütünüyle yitirecek.


28 Eylül 2003
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED