AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Kısa kısa cevaplarla "muhasebem"

Cuma yazısında, bıraktığımız yerden devam edelim: -Sanata ve sanatkara bakışta, neye önem verirsiniz?

-Bendeniz, fiziğe değil, müziğe bakarım. Beni işin kimyası ilgilendirir…

-Ya, sporla ilginiz?

-Futbol tutkunluğu var bende… Spor sayfasını ilk defa ben koydurdum, 20 yıl öncesinde "Millî Gazete"ye…

-Sporun, özellikle de futbolun siyasetle bir ilgisi var mı?

-Tabii ki var: Şimdiki Başbakan Sayın Erdoğan, siyaseti "adam adama markaj" olarak niteler. Biz ise, "tam saha pres" diye niteleriz.

-Peki, siyasette markaj, şarj, obstrüksiyon, faul gibi hareketler olmaz mı?

-Tabii ki olur. Amma biz, bu işi, "dört çarpı yüz metre yarışı" gibi telakki etmiştik. Onun için arkamızdan gelenlere bayrağı teslim etmeyi, gerektiğinde "Etap"ta da vermeyi uygun gördük. Çünkü yeni jenerasyon içinde, finişi birincilikle bitirecek, ipi göğüsleyecek bir "sprinter" çıkmıştı ortaya…

-Son beş yıl içinde, ortaya çıkan çalkantılarda,tavrınız ne oldu? -Benim için aşağısı sakal, yukarısı bıyık… Her şeyi içime çektim. Ama bazan, 28 Şubat iyi oldu, kimin" kavi", kimin "layt, kimin de "takiyyeci" olduğunu görmüş olduk… Zira, biz genç bir liseli-İmam Hatipli olarak 60 ihtilalini, MBK kurmaylarını dinlemiş bir kuşaktan geliyoruz. 12 Mart'ta İmam-Hatipler'in orta kısmının nasıl kapatıldığını, ve bu sürecin üç yıl kadar sürdüğünü nefsimizde test etmişizdir. 12 Eylül'ün yedi yıl sürdüğünü, inkar edemeyiz. 28 Şubat'ın daha demokrat ve daha özgür bir Türkiye için, çileli yıların daha uzun süreceğini tahmin ediyorduk. Amma gerçeğe talip olan "mutlu Türkiye savaşçılarının siyasal etkinliği" halktan gelen destekle, çok daha sağlıklı bir sonuca ulaşmayı çabuklaştırmıştır.

-28 Şubat'la bir değişim, bir gelişime razı oldular mı?

-Olmuş, fakat "tavizkâr" bir tablo ortaya koydular. Holdingci hacılar mescidlerini daralttılar, sekreterlerini başı açıklardan seçtiler. Sakallarını protokole göre, bir numaraya indirdiler vs. vs… Resmi ideolojinin resmi tarikatlerine yapıştılar. Makyaj tazelediler, amma 3 Kasım seçimlerinden sonra bütün boyaları döküldü.

-Siyasette, yeni jenerasyon, statükoyu mu, yoksa değişimi mi temsil ediyor?

- Bizim gençliğimizde, Milli Takım, 1-9-1 şeklinde sahaya çıkıyordu, şimdiki ise çok farklı: Takıma göre, sahaya göre ve maçı kazanacak taktiği uygulayarak oynuyor. Kimine göre, 1-4-4-2, kimine göre 3-5-2, kimine göre toplu hücum toplu müdafaa, kimine göre de tam saha presle hareket ediyor. Futboldan başlayan yeni jenerasyonun trendi, giderek basketten voleybola sıçradı. Siyasette de böyle değil mi?

-Siyaset el, ayak işi mi?

-Değil tabii amma, el ve ayakları hareket ettiren ve yönlendiren kafa değil mi? Salim düşünce ile selim adımlar attıkça, "sineler toplu çarpar" derler. Şimdilerde de gidiş böyle gibi…

- Son günlerde bir "İslamcılık" tartışması aldı başını gidiyor. İlericiler, şimdilerde statükoyu korumakla "muhafazakar" bir söylem tutturmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-İslamcılık meselesinin gündeme oturması, Sayın İsmet Özel'in son günlerdeki söylem ve fikir planındaki aksiyonunu hazmedemeyenlerin açmazından kaynaklanıyor. Her yazar gibi, olması gerekeni söylemek durumunda kalırsak "Davut Peygamber kendi emeği ile geçiniyordu" buyruğu doğrultusunda, İsmet Bey de kalemi ile geçinen biri… Ne ayet, ne hadîs ticareti, ne de birkaç yüz ayetle, trilyonlara imza atmış değil… Böyle bir onur taşıyanlara, mürid ve mürideyi etrafına toplayanların tepkisini olağan karşılamalıdır. İsmiyle müsemma, kaleminin "ismeti"ni koruyan bir İsmet Özel'i, dillerine pelesenk edenler ilk önce, gerçek kimliklerini ve hadislerin ravilerini ta'n ve cerh edecek kaynaklarını ortaya koymalıdırlar. Oryantalistlerin mukallidi olanlar, herhalde "Sünnî İslam geleneği" çizgisini tutturanların önünde "YAMUK-YUMUK" kalmaları kadar normal bir şey olamaz…

- Son günlerde, geçirdiğiniz "operasyon" Müslümanlar'ın elem ve ızdırabına bir katkınızın olmamasından mı kaynaklanıyor?

-Doğrudur. Dava büyük, terazi küçük. "Kalpten kalbe giden yol, damarlardan geçer" derler. Bizim ana damarlarda, kalbe giden kanı engelleyen bir set oluşmuş son birkaç yıl içinde…Onu açtık. Şimdi ise, aşk, şevk, sevgi ve kardeşlik sirkülasyonu eskisi gibi devam ediyor. Sebep olanlara gönül dolusu sevgiler…

-Bizden de teşekkürler, sağlık ve esenlikler…


www.sadikalbayrak.com

28 Eylül 2003
Pazar
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED