|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
YÖK Başkanı Gürüz'ün bir konuşması
YÖK Başkanı Sayın Gürüz, bir konuşmasında, "ÖSYM sistemi değişecekse onu da biz değiştiririz" demiştir. Bu sözler, tek parti iktidarı zamanında, içişleri bakanının, komünistlikten gözaltına alınan gençlere söylediği sözleri hatırlatmıyor mu? O tarihte bu sayın bakan: -Siz kim oluyorsunuz. Bu memlekete komünizmin gelmesi gerekirse, onu da biz getiririz, demişti. Bu açıdan bakıldığı zaman, sayın YÖK başkanının bu beyanı, aradan 80 yıl geçmiş olmasına rağmen bazı kafaların hâlâ değişmediğini göstermektedir. Arkamıza dönüp baktığımız zaman gördüğümüz manzara şudur. Tek Parti zamanından beri ilim ve siyaset dünyasında bir çok kimse, Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Fakat geride, kendilerini aratmayan, fanatik bir nesil yetişmiştir. Yarım asırda değişmeyenler
1949 yılında, Kozan'da çıkardığım haftalık "Büğelek" gazetesinde yazmış olduğumuz makaleleri tekrar okuduğum zaman, iki şey görüyorum. Bu makaleler bu gün aynen yayınlansa, kimseye bunun 54 sene evvel yazıldığını anlatamazsınız. Gördüğümüz ikinci şey, yarım asırdan beri tartışılan konularda, bir kısım insanların ayni şeyleri tekrarlayıp duruyor olmasıdır. O tarihte, bu gazetede bir "hicviye" yayınlamışız. Bu hicviyenin bir kıtasında şunlar yazıyor: "O yalan... bu yalan... Kalmamışken namaz kılan. Mürteci damgası taşır, Niyet edip tekbir alan. Bu da mı yalan?..." Bu gün aynı şeyler tekrarlanmıyor mu? Bir Halkevi genel başkanı
Gene o tarihlerde, bir Adana Milletvekili vardı. Bir ara, Halkevleri Genel Başkanlığı da yaptı. Halk Evleri Genel Başkanlık odasında, "İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif'in" resmini alarak yere çalmış ve: -Ben burada iken, bu mürtecinin resmi "Halkevi'ne giremez " demişti. Bu milletvekilinin en büyük özelliği, TBMM Başkanlığı'na sık sık: "İrtica hortluyor... tedbir alalım" mealinde önergeler vermesi ve sık sık konuşmasıydı. Bu milletvekili 1950 seçimlerinde CHP'den tekrar aday gösterilmişti. Gene "Büğelek" gazetesinde, 14 Mayıs 1950 seçimi öncesinde, adaylar hakkında bir "hicviye" yayınlamıştık. Bu manzum hicviyenin bir kıt'ası şöyleydi: "Kimseler rey vermez .(mv).... Bey'e; Din lehine olan bütün her şeye, İrtica yeniden hortluyor, diye, Durmadan takrirler verdikten keri." Aradan tam yarim asırdan fazla yani 55 yıl geçti.. Aynı sloganlar... Bu sloganların arkasında aynı kafalar. 1960 ihtilalci kafası
Türkiye'de 1960 ihtilalinden sonra, basınımızda ihtilale alkış tutan yazarlar vardı. Bunlardan Türkiye çapında çok tanınmış bir tanesi, rahmetli Tevfik İleri'nin cenazesine katılan onbinlerce insanı kastederek şunları yazıyordu: "Bir vatan haininin laşe'sini, tahtaları çürümüş bir tabuta koydular... ve bu laşe'yi, vatan hainleriyle çiftleşmekten başka meziyeti olmayan kahpeler taşıdılar..." "Ey bu memleketin zinde kuvvetleri... Bunların başına bir demir yumruk gibi ne zaman ineceksin?" O tarihte bu yazıya cevaben Adana'da çıkan "Vatandaş" gazetesinde bir yazı yazmışdık. Bu yazıda demiştik ki: "Ey... Kahraman Türk ordusu... Seni tetikçi gibi gören ve kullanmak isteyen bu zavallı insanlar, bu cesareti kimden alıyorlar?" Türk ordusunu "tetikçi" gözüyle görenler
Bu gün bakıyoruz aynı kafalar, "Ordu Göreve" diye pankart asıyorlar. Aradan geçen 43 yıla rağmen hiçbir şey değişmemiş... Aklımıza şu sual geliyor: "Türk ordusunu bir tetikçi gibi görenlerden Silahlı Kuvvetlerimiz rahatsız olmuyor mu?" Tek parti döneminin İçişleri Bakanı gibi
YÖK Başkanı Kemal Gürüz yaptığı bir konuşmada "ÖSYM sisteminin değişmesi gerekiyorsa, onu ancak biz değiştiririz" diyor. Bu üslup, bu kelimeler, tek parti dönemi İçişleri bakanının sözlerini hatırlatıyor. Bu bakan, bir tarihte, komünizm propagandası yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan kimseleri huzuruna çağırıp: "Siz kim oluyorsunuz ki bu ülkeye komünizmi getireceksiniz? Bu ülkeye komünizm gerekli ise, onu da biz getiririz" demişti. YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün bu sözleri, ayni kafa yapısını hatırlatmıyor mu? Bu gün daha açık konuşabilseler diyecekler ki, "bu ülkeye şeriat düzeni gelecekse, onu da biz getiririz." Ve hepimizi tehdit edecekler: "Kafamızı kızdırmayın, yoksa Türk Ordusu'nu üzerinize saldırtırız." Bir ülkede, bu zihniyetler, bu kafalar yarım asır geçtiği halde değişmiyorsa, bu sonuç eğitim sisteminin çarpıklığından ileri gelmektedir. Düşünelim ki, yukarıdaki sözleri sarfeden kimse, YÖK genel başkanıdır. Yani eğitimimizin tepesinde bulunan kimsedir. Eğitim sistemimizin en yüksek mevkiinde bulunan kimse, bu kafa yapısına sahipse, bu eğitim sisteminden daha neyi bekliyoruz ki?...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |