|
|
Osmanlı coğrafyasında yaşanan dostluklar kendini dini bayramlarda daha da bir gösterirdi. Ramazan ayında gayri müslimler için iftar yemekleri verilir, karşılıklı olarak dini bayramlar tebrik edilirdi.
Üsküdar âşığı olarak bilinen, Üsküdar'ı ve Üsküdarlılığın bir özellik olduğunu yazdığı kitap ve makalelerinde, verdiği konferanslarında ve dost meclislerinde her fırsatta anlatmayı bir vazife olarak bilen Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, artık günümüzde unutulmak üzere olan ya da farkında olmadığımız Osmanlı medeniyet kültürünün oluşturduğu İstanbul hayatının insanlar arasındaki dostlukları, sevgiyi ve hoşgörüyü görüştük. Elbette ki hocanın anlattıkları hayal gibi gelse de yaşadıkları ve bize naklettiği hatıraları bir asır öncesi bile değil. Ahmet Yüksel Hoca'nın çocukluk yıllarının geçtiği Üsküdar'da, sosyal dayanışmaya katkısı olan bir ay olan Ramazan ayı boyunca, ister zengin olsun, ister fakir olsun bütün insanların eş, dost ve ahbabların iftara gelmelerinin dört gözle beklenildiği, böylece sofralarının beti-bereketinin artacağı düşünülürmüş. Öyle ki, bu iftar sofraları yalnızca oruç tutan Müslümanlar'a değil, herkese açık olurmuş. BAYRAMLAR KARŞILIKLI KUTLANIRDI Bu gün için pek mümkün görünmese de, Özemre'nin çocukluk yıllarını yaşadığı Üsküdar'da ikamet eden pekçok kimsenin Ermeni, Musevi ve Rum komşuları ya da ahbabları için özel bir iftar davetleri yapılırmış. Ayrıca bu Müslüman ve gayri müslim dost ve ahbablar arasında karşılıklı tebrikleşmek için muhakkak, birbirlerinin dini bayramları ile yortuları ve kandil günleri özellikle beklenirmiş. Sevgi, hoşgörünün kaynağı olan bir dine mensub olmanın özelliği ile bayramlarda ve kutsal günlerde süren bu karşılıklı mukabelenin Kurban Bayramı'nda da sürdüğünü anlatıyor Hoca. "Gayrı-müslim dostların kurban payı özenle ayrılır ve evlerine kadar gönderilirdi. Bayram tebrikine gelen gayrı-müslimlerin çocuklarına da bunların ziyaretleri bitip de uğurlanırlarken, tıpkı Müslüman çocuklarına yapıldığı gibi, bayram bahşişleri Pyramid marka mendillerin içine sarılmış olarak, kapıdan çıkarken ceplerinin içine sokulurdu. Bu dostların ya da ailelerinden fertlerin vefatında ya da çocuklarının vaftiz törenlerinde muhakkak kilisedeki törenlere seyirci olarak katılınırdı. Ayrıca Paskalya, Noel ve Hamursuz günlerinde bu dostlardan o güne mahsus hediyeler gelirdi. "
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |