AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
BUZ KÂSE

Bugün sizlere tarih sayfalarından hoş bir Ramazan anısı anlatacağım. Sultan Mahmut devrinin ünlü şeyhülislamlarından Dürrizade'nin şikenperverliği (oburluğu, yemeğe düşkünlüğü), konağında pişirttiği yemeklerin nefaseti, sofra takımlarının zenginliği, iftar sofralarının debdebe ve azameti dillere destan olup şeyhülislamın tantanalı ve haşmetli sofrasında olmaya can atmayan yokmuş. Hatta öyle ki bu ünlü sofrayı padişah dahi görmek sevdasına kapılmış. Kapılmış ama nasıl olur da koskoca padişah kendini davet etmesi için şeyhülislamına açabilsin. Bunun için de padişah zemin zamana uygun bir vesile kollamaya başlamış. Bu arada da Ramazan-ı Şerif gelip çatmış.

Ramazan'da gezintiye çıkan ve şeyhülislamın evine uğrayan padişahı gören konak halkını bir telaştır sarmış. Ancak şeyhülislam efendi hiçbir telaş eseri göstermeden padişahı kapıda karşılamış ve esasen iftar zamanı da yaklaşmış olduğundan sofralarını şereflendirmesi için padişahtan rica etmiş.

Padişah büyük bir keyifle bu ricayı kabul etmiş ve sofranın başına geçerek, saray yemeklerine eş lezzette yemekleri, debdebeli takımlarla yemeğe koyulmuş. Çorbası, eti, sebzesi yendikten sonra, sofraya altın sahanla pilav ve küçük adi cam kaselerle de hoşaf gelmiş. Çok nefis olan hoşaf da iştiha ile içildikten sonra altın leğen ve ibriklerde eller yıkanmış ve tam sofradan kalkılacağı sırada padişah şeyhülislama dönerek

"-Efendi, gerek sofra takımlarının debdebe ve zenginliği, gerekse yemeklerinin nefasetine diyeceğimiz yoktur. Fakat bu arada çözemediğim bir mesele var, şunu bana izah eder misin? Gümüşten aşağı düşmeyen bu zengin ve tantanalı sofra takımlarının arasında o canım hoşafı koyacak güzel kristal bir kâse bulamadın da mı o adi camlara koydun a efendi!..." demesi üzerine Şeyhülislam:

" -Şevketlim, hoşafa buz katmış olsa idik, sulandırılması dolayısıyla hoşafın kıvamını bozar ve tadını kaçırırdık, netice itibariyle de efendimiz hazretlerinin takdirlerini kazanamazdık. Bu sebeple biz buzu kase şeklinde koyarak, hoşafı buza koyduk" demiş.


3 Kasım 2003
Pazartesi
 
RAMAZAN BİNGÖL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED