|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yerin metrelerce altında, sabahtan akşama kadar, bir ekran karşısında onlarca kameradan gelen görüntüleri seyreden İstanbul Metrosu istasyon amirleri, gün içinde birbirinden ilginç olayla karşılaşıyorlar.
Onlar paralarını, bir ekranın başında bir sürü kameradan gelen görüntüleri izleyerek kazanıyorlar.12 saatlik mesaileri boyunca, acaba biri sarı çizgiyi geçer mi, acaba biri ray hattına bir şeyini düşürür de arkasından gider mi, meraklının biri yürüyen merdivenleri veya metroyu durdurma düğmesine basar mı endişesiyle, gözlerini kırpmadan binlerce insanı gözetliyorlar. Onlar 4. Levent-Taksim arasında işleyen İstanbul Metrosu'nun istasyon amirleri. Kolay değil yaptıkları iş. Tüm gün boyunca bir bilgisayar ekranına odaklanıp, bazen ölümcül bile olabilecek hataları, ilk farkeden olup önüne geçmek. Hem de hiç gün ışığı görmeden, yerin metrelerce altında çeşit çeşit insanı gözetlemek. OĞLUM ŞİŞLİ'YE Mİ GELDİM? Tüm bunların yanında çok da renkli geçiriyor günleri. Kameralara uzanarak öpücük yollayanlar mı ararsınız; yürüyen merdivenlere ters binip de spor yapanlar mı; metronun arkasından "Hop birader nereye, beklesene biraz, geliyoruz işte" diyerek koşturanlar mı; Taksim'deki yürüyen banta binip de, bant bitince görevliye "Oğlum ben şimdi Şişli'ye geldim mi" diyen bir teyzeyi mi? Ne ararsanız hepsi burada. Bir istasyon amiriyle 10 dakika konuşsanız, en azından bir fıkra kitabı yazacak kadar çok malzeme geçer elinize. Komik olmakla birlikte hiç de hoş karşılanamayacak davranışlar sergileyen yolcular da var tabiî amirlerin anlattıklarına göre. Örneğin her istasyonda günde ortalama 5 kez birileri yangın alarmı, metro veya yürüyen merdivenleri durdurma butonlarına basıyormuş. Tabiî çoğu yakalanıyor kameralar sayesinde. Cezası ise 10 jeton ile 40 jeton alma arasında değişiyor bu suçların. BIÇAK BİLEYİCİM METRODA KALDI Bunların yanında başkasının pasosunu kullanırken yakalanıp, pasoyu istasyon amirine terketmek zorunda olanlar var. Tutulan kayıtlara göre ayda yaklaşık 70 kişi kendisine ait olmayan indirimli bir pasoyla metroda yakalanıyor. Bir de metrolarda unutulan eşyalar var tabiî. Bunlardan da amirler sorumlu. Neler unutulmuyor ki; kahve, bot, koltuk kılıfı, etek, ekmek sepeti, bıçak bileyici, iç çamaşırı ve daha neler neler. BİZE DİL ÇIKARIYORLAR 4. Levent İstasyon Amiri Recep Uzun, yolcuların kameralara dil çıkarmaları gibi hareketlerin artık kendilerine normal geldiğini belirterek "En çok sıkıntıyı ise alkollü yolcu geldiği zaman yaşıyoruz. Geçen gün iki kişi yürüyen merdivende birbirine yol vermeme meselesi yüzünden birbirine girdi. Arkadaşımız onları ayırmaya çalışırken, iki yolcu bir olup arkadaşımızı dövdü" diyor. KAMERA KARŞISINDA DANS Osmanbey İstasyon Amiri Beyzade Gürel ise kameralar karşısında dans edenler olduğu gibi 'sarı çizgiyi geçmeyiniz' anonsu okunurken sarı çizgiyi geçip, kameraya 'geçtim işte ne yapacaksın' der gibi el kol hareketi yapanların da olduğunu söylüyor. SUÇLULARI BİLE YAKALIYORUZ METRONUN tüm kamera görüntülerinin toplandığı kumanda merkezinde, iletişim operatörleri 6 istasyonu birden izliyorlar. Bu operatörlerden biri de Orhan Uzun. Şu anda kameraların sürekli kayıt yapamadığını belirten Uzun, yakında her saniyeyi kayıt edebilecek bir sistemin geleceğini söylüyor. En büyük sıkıntıyı yolcuların ray hattına inme ihtimali üzerinde yaşadıklarını anlatan Uzun, ray hattına cep telefonundan ayakkabıya kadar pekçok eşya düşürüldüğünü ve bazen yolcunun bunları almak için hatta inmeye çalıştığını, son anda görevlilerce engellendiğini belirtiyor. Uzun'un anlattığına göre, tüm gün kamera başında olmak, bazı suçluların yakalanmasında da fayda sağlıyor. Mesela bir keresinde bir çanta dolusu sahte bilet yakalamışlar. Geçtiğimiz günlerde de, yolculardan birinin ihbarı üzerine şüpheli bir şahsı kameralarla takip ederek, aranan bir soyguncuyu polise teslim etmişler.
|
|
|
|
|
|
|