|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, Türk sanayicisinin uluslararası pazarlarda rekabet adına, kârından fedakarlık yapmaya devam etttiğini belirterek, mevcut maliyetlerle bu fedakarlığı devam ettirmenin mümkün olmadığını söyledi. İhracattaki başarının arkasında sanayicimizin büyük özverisinin olduğunu vurgulayan Küçük, iç talepte makul bir hareketlenme olmaz ve yatırımlar daha olumlu bir seyre girmezse, 2003 yılı için öngörülen büyüme ve enflasyon hedeflerinin zora gireceği uyarısında bulundu. Sorunların çözümünün, tasarruf, yatırım ve üretim üçgeninin, iyi işlemesinden geçtiğini ve bu bağlamda yatırım ve üretim ortamının acilen iyileştirilmesi gerektiğini dile getiren Küçük, üretimin sorunlarının başında, faktör maliyetlerinin rakip ülkelerden çok daha yüksek olmasının geldiğini kaydetti. Küçük, faktör maliyetlerinin rakip ülkelerle eşit düzeylere gelmesini talep ettiklerinin altını çizdi. 1 Kasım 2002 tarihi itibariyle, Türkiye'de sanayi kesiminde kullanılan elektriğin kilowatsaatinin 7,0-7,5 cent olduğunu hatırlatan Küçük, bu fiyatın Türkiye'yi İtalya, Japonya ve İsviçre hariç OECD ülkeleri arasında, dolar bazında sanayide en pahalı elektriği kullanan ülke haline getirdiğini kaydetti. Küçük, "Sanayide kullanılan elektriğin fiyatı, %15-17 arasında indirilse bile Türk sanayicisi elektriğe, rekabet ettiği ülkelerden daha yüksek fiyat ödemeye devam edecek" şeklinde konuştu.
Prim ve vergi yükü en ağır ülke
2001 yılı verilerine göre OECD ülkeleri arasında, istihdam üzerindeki prim ve vergi yükü oranının en ağır olan ülkenin % 43,2 ile Türkiye olduğunu belirten Küçük, asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığında bu oranın % 44,6'ya yükseldiğini bildirdi. Küçük, İş Güvencesi Kanunu'nun, yeni İş Kanunu'ndan ayrı, tek başına yürürlüğe girmesi halinde ise işveren üzerindeki yüklerin iyice artacağını ve çalışma barışının tehlikeye gireceğini de öne sürdü. Finansman sıkıntılarına da değinen Küçük, şunları söyledi, "Mali sistem, sanayimizin kaynak talebini karşılamaktan uzaktır. Dahası, ufukta bir umut ışığı görünmemektedir. Bu konuda, acil çözümler üretilmelidir. Halk Bankası, KOBİ'leri merkeze alan bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır. "
Faiz oranları çok yüksek 58'nci Hükümet'in, Acil Eylem Planı ve hükümet programında, reel sektöre, olması gereken önemi verdiğini vurgulayan Küçük, "Sorunların çözülebilmesi için şart olan, güçlü siyasi iradeye Türkiye artık sahiptir. Türkiye son yıllarda, adeta sanayisizleştirme diyebileceğimiz bir döneme mahkum edilmiştir. Faktör maliyetlerinin yüksekliği, yatırımcılar üzerinde caydırıcı olmaktadır" şeklinde konuştu. Reel faiz oranlarının hâlâ çok yüksek olduğuna dikkat çeken Küçük, bu faizlerle yatırım yapmanın imkansız olduğunu söyledi. 'Yatırım iklimi, kendi yatırımcımız için uygun olmadığı sürece, büyüme için ihtiyaç duyduğumuz uluslararası yatırımların gelmesini beklemek gerçekçi değildir" diyen Küçük, gündem ne kadar yoğun olursa olsun, ekonominin hükümetin birinci önceliği olması gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Korkmaz: 'İktidara baskı, güveni zedeliyor' İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esfender Korkmaz, üretimin önünde öteden beri var olan engellere, son aylarda yenilerinin eklendiğini belirterek, "Siyasi iktadara karşı çeşitli çevrelerden gelen antidemokratik baskılar siyasi ortamı bozmakta ve güven ortamını erozyona uğratmaktadır" dedi. Kasım ve aralık aylarında oluşan güven ortamının, son günlerde yıpranma sürecine girdiğini ifade eden Korkmaz, hükümetin uzun dönemli bir yapısal dönüşüm planı yaparak, kısa dönemli politikaları bu plan üzerine yapması gerektiğini söyledi. Devletin borçlanma ihtiyacının artmasının sanayi üretimini engellediğini de belirten Korkmaz, "Reel faizler arttıkça, yatırım ve üretim maliyetleri artmaktadır. Irak sorunu da, yerli ve yabancı sermayenin yeni yatırım yapmasını engelliyor. Siyasi iktidara çeşitli çevrelerden gelen antidemokratik baskılar da güven ortamını erozyona uğratıyor" diye konuştu.
Yılmaz YILDIZ / İSTANBUL
|
|
|
|
|
|
|