|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
12 Ocak 2003 Pazar günü "Bağımsız günlük gazete Vatan"ın manşeti şu idi: İşte Türkiye bu! "Bu" zamirinin neyi işaret ettiği, spot cümlesiyle gösterilmiş: "Malatya'da şehit düşen iki pilot yüzbaşımızın cenaze töreni, iki büyük yalana en güzel cevap oldu." Bu "iki büyük yalan"dan birini, Vatan şöyle ifade etmiş: "Subaylar eşi başörtülü diye ordudan atılıyor." Gazete bu cümlenin altını şöyle doldurmuş: "YALAN. İşte Malatya 7'nci Ana Jet Üs Komutanlığı'ndaki tören... Pilot Yüzbaşı Fazıl Taşkın'ın başörtülü eşi Emine Hanım ve şehit pilotun kızkardeşi Özlem Taşkın birlikte gözyaşı döktü." Bağımsız günlük gazete Vatan'a göre ikinci yalan şu: "Kürt kökenliler Harp Okulları'na alınmıyor." Bu yargının yalanlığını kanıtlayan gerçek de şöyle dile getiriliyor: "İşte İzmir'deki tören... Bingöllü Pilot Yüzbaşı Ali Rıza Sadak'ın annesi Sultan Hanım, oğlunun Türk bayrağına sarılı tabutu başında "Sütüm sana helal aslanım" diye Kürtçe ağıt yaktı." Oğlunu kaybeden annenin, oğlunun tabutuna sarılırken ve eşini yitiren genç kadının, gözyaşlarını silerken (ve 14. sayfada içine akıtırken) çekilmiş fotoğrafları da var gazetede. Vatan, haber vermekle yetinmiyor, yorum da yapıyor: "Bu görüntüler, yıllardır belirli çevrelerin yürüttüğü propaganda yalanlarını da boşa çıkarmış oldu." Güzel! Aynı haber, Vatan'ın 14. sayfasına da taşınmış. Alper Uruş, Haber Merkezi'nden bildiriyor: "İşte Türkiye'nin gerçek fotoğrafı". "Malatya'daki Fantom kazasında şehit olan 4 pilotun cenaze törenleri sırasında çekilen iki fotoğraf adeta konuşuyordu. Televizyon başındaki milyonlarca kişi, İzmir'deki cenaze töreninde şehit anasının Kürtçe ağıtları ile başörtülü şehit eşinin hıçkırıklarına tanık oldu. İşte bu iki fotoğraf, "Kürt kökenliler subay olamaz ve "Eşi başörtülü olduğu için ordudan atıyorlar iddialarına da cevap oldu." Muhabir, fotoğraf ile filmi, gazete ile televizyonu karıştırmış ama olsun. Önemli olan, mesaj! Gazeteye göre, olay "tarihî olay" olmalı ki, tablo da "tarihî tablo". Ve bu "tarihî tablo"yu Hava Harp Okulu eski komutanı emekli korgeneral Orhan Köse'ye yorumlatmış Vatan. "Bu tablo Türkiye'nin tablosudur." diye başlamış sayın emekli korgeneral, "Benim anam da başörtüsü takıyor." diye bitirmiş. Çok güzel! Vatan'ın manşete çıkardığı haberi, yönetim kurulu başkan vekili ve başyazarı Güngör Mengi de, sütununa taşımış. "Vatan diyor ki" köşesinde, "Ateşle sınav" başlıklı yazısına şöyle başlamış Mengi: "Nifak çıkarmaya uğraşanların her fırsatta tekrarladıkları iki iddia vardır: Eşi türbanlı olanlar ordudan atılıyor.. Kürt kökenliler subay okullarına alınmıyor." Haberde "büyük yalan" diye nitelenen şeylerin, Güngör Mengi'nin yazısında "iddia" ya dönüşmesi sizi yanıltmasın. Çünkü, ona göre, yukarıda aktarmaya çalıştığımız cenaze törenlerinde yaşananlar, "bu iddiaları iftira çöplüğüne atan görüntüler" olmuş. Ne güzel! Fakat Güngör Mengi, güzel olmayan bir noktaya da değinmiş. Şöyle: "Hayatın yalanladığı iftiraları bir cenaze töreninde teşhis etmek, tabii ki acımızı hafifletmez. Ama bozgunculara borazanlık yapanları utandırmalı.." Güngör Mengi'ye şunu söyleyebilirim: "Nifak çıkarmaya uğraşanlar", "iftiracılar", "bozguncular" ve "bozgunculara borazanlık yapanlar" kolay kolay utanmazlar. Utanabilme gibi bir erdemleri olsa, böyle ahlâksızlıklar yapabilirler mi hiç? Güngör Mengi ve Vatan gazetesi, bu kötü kişileri utandırmak için değil ama okuyucularını aydınlatmak için, bu tür iftiraların, "cenaze törenleri"nin değil de, "hayat"ın yalanladığı iftiralar olduğunu göstermek üzere, ordudan atılmamış subayların türbanlı eşleriyle bir dizi röportaj yapıp/yaptırıp yayımlasa ne iyi olur! Çünkü hayat, cenaze törenlerinden ibaret değildir.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |