T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bildirge verilmesinin anlamı

Sosyal güvenlik sisteminin dengeli bir işlerliğe kavuşturulamamasının sorunlarını elbette sigortalılar ve yakınları yaşıyor. İşte bu sorunlardan biri de geçmişte sigortalı işe giriş bildirgesi verilmiş fakat primleri işverenlerince yatırılmamış olan sigortalıların sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş yönlerinden emeklilik zamanı gelmesine rağmen SSK tarafından emekli edilmemeleri. Bilindiği üzere, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 9. maddesinin 4447 sayılı Yasa ile değiştirilmezden önceki hükmüne göre, 'İşveren, çalıştırdığı sigortalıları, örneği Kurumca hazırlanacak bildirgelerle en geç bir ay içinde Kuruma bildirmeye mecburdur.' Ve bu uygulamanın bir sonucu olarak da işverenlerce işe giriş bildirgesi verilmiş olan sigortalıların en az bir gün ile 30 gün arasında çalışmasının bulunduğu bir gerçektir. Diğer bir söyleyişle bildirgesi verilen sigortalının işyerinde en az bir gün fiili çalışmasının varlığı tartışmasızdır.

Sosyal Sigortalar Yasası'nın 'Prim belgeleri' başlıklı 79. maddesindeki hükümler de Kurum'a prim tahsilatı yönünden görevler vermektedir. İşverenin işe giriş bildirgesi vermesine rağmen dönem bordrosunda gün ve kazanç bildirmemesi nedeniyle SSK bu işe girişi geçerli saymıyor. Ancak Yargıtay bu konuda SSK gibi düşünmemekte ve işe giriş bildirgesinin verildiği günü sigortalılık süresinin başlangıcı saymakta, işe giriş bildirgesinin verilmiş olması nedeniyle en az bir günlük çalışmanın var olduğunu kabul etmektedir. Aslında 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesi gereğince en azından işe giriş günü için işverenden gün ve kazanç bildiren dönem bordrosu istemeli ve işveren vermez ise resen kendisi düzenlemeliydi. Bu konuda (Y.10. H.D.'nin 20.06.1995 tarih ve 5259/5152 sayılı kararı gibi) birçok emsal kararın varlığı da bu görüşün istikrar kazandığını göstermektedir.

Şöyle ki: YARGITAY HGK'nun 30.09.1998 tarih ve E.1998/21-628, K.1998/653 sayılı Kararı'nda, Kocaeli l. İş Mahkemesi'nin 3/6/1998 tarih ve E.1998/225, K. 144 sayılı Kararı, incelenip hükme bağlanmıştır : Taraflar arasındaki 'hizmet tespiti' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli l. İş Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 17/12/1997 gün ve 1996/3- 1997/548 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 26/3/1998 gün ve 1998/1800-2220 sayılı ilamı ile; (...Davacının 1/11/1971 ila 11/11/1971 arası çalışmalarına ilişkin istem hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmişse de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Gerçekten davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı kanunun 78/8. maddelerine göre, davalı işverenin 10 yıllık süre içerisinde ve bu sürenin geçerli olduğu dönemde kuruma davacının işe giriş bildirgesini verdiği açıkça belli olmaktadır. İşe giriş bildirgesi veya prim bordrosu gibi kurumun bilgisine sunulan belgelerin olması durumunda artık hak düşürücü süreden bahsedilemez. Bu nedenle hak düşürücü süre nedeniyle reddi usul ve yasaya aykırıdır. / O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. / Davacı vekili, direnme kararını temyiz etmiştir. / Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: / Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 506 sayılı yasanın 79/8. maddesinde belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerden olan işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesi karşısında hak düşürücü sürenin işlemesinin mümkün bulunmamasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.'(Bkz.Ziya Perver, 'Bir Günlük Başlangıç,' Zaman, 25.01.2003, s.9)

Netice olarak: SSK, sözkonusu 79. madde gereğince işe giriş bildirgesi verilmiş ama dönem bordrosu verilmemiş sigortalılar için reísen dönem bordrosu doldurmak ve işverenden primini tahsil etmek zorundadır; ama bu görevini yapmamıştır. Mağdur olanların iki tercihi var, bu sorunun çözümü için : Birincisi emeklilik günleri gelmeden İş Mahkemesi'nde işe giriş bildirgeleri verilmiş olması nedeniyle bir günlük 'Hizmet Tespit Davası' açmak, ikincisi de işe giriş tarihlerine göre zamanı geldiğinde SSK'dan yaşlılık aylığı talebinde bulunmak ve bu talepleri reddedildiğinde hem 'hizmet tespiti' ve hem de 'reddedilen emeklilik taleplerinin kabulü' konularında, işe giriş bildirgesinin verilmiş olması davanın zamanaşımına uğramasını engellediği için, dava açmaktır. İlgili okuyucularımızın yararlanması dileğiyle, örnek karar metni yukarıdadır.

Bütün okuyucularımızın Kurban Bayramı'nın sağlık ve berekete vesile olmasını diliyorum.


10 Şubat 2003
Pazartesi
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED