Keder ile sevincin, aşk ile ıstırabın, ihtişam ile sadeliğin kucaklaştığı bir hikâye Fatma Sultan'ın hikayesi. 4 yaşında evlenen, 12 yaşında dul kalan, 14'ünde yeniden evlenen ve 26 yaşında yeniden dul kalan saraylı bir kadının 29 yıllık ömrünün hazin hikayesi.

Çırağan sefaları, lâle seyirleri, zevk ve eğlence âlemleri, ilim sohbetleri ve musıki ziyafetleri ile mühürlenmiş Lâle Devri'nin, bunca ihtişama karşın mahzun yaşayan ve öyle ölen simasıdır Fatma Sultan. III. Ahmed'in otuz kızı arasında saltanatını taçlandıran, "göz nuru", "kerime-i mükerreme"si, "sultan-ı âli-şan"ı, tahilsiz kızıdır.

Dört yaşında iken dillere destan bir düğünle Silâhdar Ali Ağa ile evlendirilir Fatma Sultan. Silâhdar Ali Ağa, o on iki yaşında iken şehit olur. On iki yaşında dul kalmıştır Fatma Sultan. İkinci evliliğini on dördünde, elli yaşlarındaki Nevşehirli İbrahim Paşa ile yapar. Fatma Sultan, Patrona Halil İsyanı'nda haksız yere bedeni parça parça edilen, haftalarca sokaklarda süründükten sonra uzuvları köpeklere ziyafet olan sadrazamın biricik zevcesi olur. İnce dimağına yaşadığı felâketleri sığdıramayan, eşinin ölümünden sonra ancak üç yıl daha yaşayabilen ve yirmi dokuz yaşında iken solan kısacık bir ömrün sahibi olur Fatma Sultan. Solgun bir mezar taşına nakşedilen birkaç mısradır artık. Keder ile sevincin, aşk ile ıstırabın, ihtişam ile sadeliğin kucaklaştığı bir hikâyedir onun yaşadığı.

Belgeler de içeriyor

L&M Yayınları'nın biyografi, hatıra dizisindan çıkan "Fatma Sultan", gözlere haram, haremden hayallere uzanan ceylân gözlü güzellerden bir güzelin, III. Ahmed'in biricik kızı Fatma Sultan'ın son derece ilginç, ilginç olduğu kadar da talihsiz hayatını gözler önüne seriyor, genç bir kızın acılarını dile getiriyor. Zevk ü sefa içinde inleyen bir devrin; Lâle Devri'nin kapısını aralayan Fatma Sultan adlı bu kitapta, sessiz çığlıklarla kilitlenmiş ve yirmi dokuz yaşında son bulmuş taze bir yaşamın yanı sıra, tarihî, edebî ve içtimaî aydınlanmalara sebep olacak bazı ip uçları ve belgeleri de içeriyor. Özellikle, III. Ahmed ile Vezir-i Azam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa arasındaki yazışmalar, padişah ile veziri arasındaki samimî ve sıcak diyalogları yansıtması açısından önemli.

Sadeleştirilmiş, üsluplandırılmış

Fatma Sultan, Ahmed Refik tarafından hazırlanmış, basım tarihi bilinmese de Diken ve İnci Matbaası tarafından Osmanlıca ve yetmiş bir sayfa olarak İstanbul'da basılmış ilk olarak. O baskı Esra Keskinkılıç ve Rıfat Günalan tarafından yeniden yayına hazırlanırken daha geniş kitlelere ulaşması düşünülerek dili sadeleştirilmiş ve rahat okunabilecek şekilde üslûplandırılmış.

Eserin aslından uzaklaşılmamasına özen gösterilmiş ve o devrin tarihî dokusuna nüfuz edebilmesi ve o havayı soluyabilmesi için hatt-ı hümayun, telhis gibi tarihî belgelerden yapılan alıntılar ve konuşma cümlelerinde, XVII. yüzyıl Türkçesinin fonetik ve morfolojik özellikleri korunmuş; metnin hem orijinal, hem de bugünkü Türkçe'ye adapte edilmiş şekilleri verilmiş. Bununla birlikte eserde geçen tarihî deyim ve terimlere, mekân ve şahıs isimlerine dipnot konulmuş. Kitap ayrıca konuya, olayın geçtiği döneme ve mekanlara ait çeşitli gravürler ve Lâle Devri'nin görgü tanığı Fransız ressam Jean Baptiste Vanmour'un 16 tablosu ile de desteklenmiş.
Bilgi tel: 0 212 513 84 15