|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Bazı devlet kurumlarında 3-4 evi olan insanlar lojmanlarda oturabiliyor, ancak hiç evi olmayan, kirada oturan insanlara ise lojman verilemiyor. Evi olan kişiler lojman da oturabilir mi? Kamu Konutları Yönetmeliğinin 'Kamu Konutlarının Türleri'ni düzenleyen 5'inci maddesine göre kamu konutları tahsis esasına göre dört gruba ayrılmıştır: a) Özel tahsisli konutlar, b) Görev tahsisli konutlar, c) Sıra tahsisli konutlar, d) Hizmet tahsisli konutlar. Bu yönetmeliğin 7'nci maddesinde özel tahsis konutların tahsis şekli, 8'inci maddesinde görev tahsisli konutların tahsis şekli, 9'uncu maddesinde sıra tahsisli konutların tahsis şekli, 10'uncu maddesinde ise hizmet tahsisli konutların tahsis şekli belirtilmiştir. Özellikle bu Yönetmelik dikkatli bir şekilde incelendiğinde özel tahsisli ve görev tahsisli konutlar için memurun kaç tane evinin olduğu önemli değildir. Bu konutlarda kimlerin oturabileceği bu Yönetmeliğin eki cetvellerde gösterilmiştir. Bu durumu çarpıcı bir örnekle açıklamak gerekirse; Görev tahsisli konutlarda oturma hakkına sahip olan bir Daire Başkanının 10 tane evi olsa dahi bu görevde kaldığı sürece bu konutta oturma hakkına sahiptir. Bu konutların en önemli özelliği göreve bağlı olmalarıdır. Sıra tahsisli konutlarda ise bu Yönetmeliğe ekli cetvelde sıra tahsisli konutların puanlama cetvelinde belirtilen puan sıralamasına göre konut tahsis edilmektedir. Ancak, bu cetvelin (i) bendinde "Personelin kendisinin, eşinin, çocuğunun ve kanunen bakmakla mükellef bulunduğu ve konutta birlikte oturacağı aile fertlerinden, konutun bulunduğu il veya ilçenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde oturmaya elverişli konutu olanların her konut için" 15 puanın toplam konut puanından düşüleceği belirtilmiştir.
Yüksek Lisans ve Ek Ders Ücreti
Sınıf öğretmeni olarak çalışıyorum. Biyoloji alanında yüksek lisans yapanlar ek ders ücretlerini %25 fazla alabilir mi? Öğretmenlerin en çok sormuş olduğu sorulardan birisi de alanlarında master yapmış olan öğretmenlere ödenecek olan ek ders ücretidir. 657 sayılı Kanunun 176'ncı maddesinde; "....c) Alanlarında master derecesini almış olan öğretmenlere, % 25, alanlarında doktora derecesini almış olan öğretmenlere ise % 40 fazlasıyla ödenir." hükmüne yer verilmiştir. Bu konuyla ilgili olarak Sayıştay 3. Dairesinin 19.09.2003 tarihli ve 20 karar nolu kararında; "657 sayılı Kanunun "Ders ve Konferans Ücretleri" başlıklı 176'ncı maddesinin (c) bendinde ek ders ücretlerinin, alanlarında master derecesi almış alan öğretmenlere %25 fazlasıyla ödeneceği belirtilmiş olup bu hüküm ders verilen alan ile master yapılan alanın aynı olması halinde uygulanabilecektir. Bu itibarla, ilköğretim okulunda sınıf öğretmeni olan ve biyoloji dalında master yapan öğretmene kendi sınıfında yaptığı ek dersler için ücretin %25 zamlı ödenmesinin mümkün olmadığına" karar verilmiştir. Bu hüküm ve karar sonucuna göre biyoloji alanında master yapmış olan öğretmene ek ders ücreti verilemeyeceği anlaşılmakta olup, yine matematik, fizik gibi alanlarda master yapmış sınıf öğretmenlerine de ek ders ücreti %25 fazla ödenemeyecektir. Özellikle fakültelerin fizik, matematik vb. bölümlerinden mezun olup da sınıf öğretmenliği yapan öğretmenler bu sorunla karşılaşmaktadırlar.
Genel Müdürlükten Müfettişliğe Atananların Emeklilik Kesintisi
Bir kamu kurumunda Genel Müdür olarak görev yaptıktan sonra 657 sayılı Kanunun 43/B maddesinde sayılan görevlerden başka bir göreve atanan personelin emeklilik kesintisi hangi ek gösterge üzerinden kesilecektir? 657 sayılı Kanunun 43/B maddesinde; "Bu ek göstergeler, ilgililerin belirtilen sınıf ve görevlerde bulundukları sürece ödemelere esas alınıp, terfi bakımından kazanılmış hak sayılmaz. Kurumların 1, 2, 3 ve 4 üncü dereceli kadrolarına atananlara uygulanacak ek göstergeler, ilgililerin daha önce bulunmuş oldukları kariyerleri ile ilgili sınıf veya ekli (I) sayılı Cetvelin Genel İdare Hizmetleri Sınıfı (g) bölümünde belirtilen görevlerde kazanılmış hak aylık derecelerine göre alabilecekleri ek göstergelerden düşük olamaz." hükmüne yer verilmiştir. Diğer yandan, 5434 sayılı Kanunun Ek 48'inci maddesinde; "a) Aylıklarını personel kanunlarına göre alan iştirakçilerin emeklilik keseneklerine; emekli keseneğine esas aylık derece ve kademelerinin gösterge rakamlarına almakta oldukları ek gösterge rakamları eklenmek suretiyle bulunacak rakamın her yıl Bütçe Kanununda tespit edilen katsayı ile çarpımı sonunda bulunacak tutar esas alınır. Ek göstergesi daha düşük kadrolara atananların emeklilik keseneklerine önceki ek göstergeleri esas alınır." hükmüne Ek 67'nci maddesinde ise; "Daha önce bulundukları kadrolar veya aylık almakta oldukları dereceler için belirlenmiş olan ek göstergeler, yürütmekte oldukları görevler veya aylık almakta oldukları dereceler için belirlenen ek göstergelerden yüksek olanlar hakkında 15 inci maddenin (h) fıkrası hükmü dikkate alınarak emeklilik yönünden en yüksek ek gösterge uygulanır..." hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümler çerçevesinde konuyu somut bir örnekle açıklamak gerekirse daha önce Bakanlık Müfettişi olan bir personel, Genel Müdür olarak görev yaptıktan sonra tekrar müfettiş olarak atanırsa bu personelin emekli kesintisi 6400 ek gösterge(Genel Müdürün Ek Göstergesi) üzerinden kesilecektir.
Orman Genel Müdürlüğü'nde, Usulsüz Atamalara Kim İzin Verdi? Görevde yükselme yönetmeliğine ilişkin pek çok yazı yazdık. Bu yazılarımızda her türlü unvan geçişlerinin görevde yükselme yönetmeliğine tabi olduğunu belirttik. Kurumsal düzeydeki görevde yükselme yönetmelikleriyle ilgili olarak Danıştay'da alınan yürütmeyi durdurma kararlarının ilgili kişilerin görevde yükselme veya unvan değişikliği niteliğindeki kadrolara sınavsız atama yapılması anlamına gelmediğini yine Danıştay kararlarına dayanarak açıklamaya çalıştık. Ancak, tüm kamu kurumlarında görevde yükselme yönetmeliği hükümlerine uyulmasına rağmen Orman Genel Müdürlüğünde usulsüz atamalar yapılmaktadır. Orman Genel Müdürlüğünün usulsüz bir şekilde atama yapmasının gerekçesini 25/09/2004 tarih ve 25590 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Orman Genel Müdürlüğü Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmelik"in 5 ve 25. maddeleri oluşturmaktadır. Bu maddeler, açık bir şekilde teknisyen kadrosundan teknikerliğe veya teknikerlikten mühendisliğe geçişin SINAVSIZ mümkün olduğunu ifade eden hükümlerdir. Oysaki 18.4.1999 tarihli Resmi Gazetede Bakanlar Kurulu Kararı ile yayımlanan ve tüm kurumsal düzeydeki görevde yükselme yönetmeliklerinin dayanağını oluşturan "Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelik" hükümleri gereğince hiç bir kamu kurumu bu tür atamaları SINAVSIZ olarak yapamamaktadır. Şayet kamu kurumu bu tür bir atama yapmak istiyorsa önce görevde yükselme eğitimi düzenlemeli, daha sonra da MEB veya ÖSYM'ye sınav yaptırmalıdır. Ancak, Orman Genel Müdürlüğü, eski yönetmeliğini kaldırdığı ve yeni yönetmeliğini yürürlüğe koyduğu 25.09.2004 tarihli düzenleme ile bu konuda oluşturulan standartları kaldırmıştır. Daha öncede açıkladığımız üzere, görevde yükselme yönetmeliği temel bir prensibe dayanmaktadır. Bir kamu kurumunda örneğin iki adet mühendis kadrosu ama 5 adet mühendislik fakültesi mezunu var ise bu kamu kurumunda görevde yükselme eğitimi verilmeli ve bu eğitim sonunda sözlü sınav olmaksızın MEB veya ÖSYM tarafından yapılacak sınava göre atama yapılmalıdır. Bu oldukça objektif bir yöntemdir. Ancak, bu objektiflik kurumların işine gelmediği için kurumlar tarafından görevde yükselme sınavı nadir olarak açılmaktadır. Bu eksikliğine rağmen yine de bu tür atamalarda objektif bir kıstas getirilmiş idi. Bu noktada, Orman Genel Müdürlüğü bu objektif kıstasları niçin kaldırdığını açıklamalıdır? Ne yazıkki bir ilk olan bu düzenleme ile Orman Genel Müdürlüğü eski torpil kapısını aralamış ve kamu kurumları arasında kötü bir örnek olarak yerini almıştır. Bu nedenle, bu işleme onay veren, Personel Daire Başkanı başta olmak üzere, ilgili kişiler hakkında idari tahkikat başlatılmalıdır. Umut ediyoruzki tüm kamu kurumları içinde çok kötü bir emsal olabilecek bu adaletsiz düzenleme bir an önce değiştirilecektir.
Belediyede Çalışan Eşin, Eş Durumundan Atanması
Polis Memuru olarak görev yapıyorum. Eşim ise … belediyesinde memur olarak görev yapıyor. Benim önümde şark ve dönüşü olmak üzere kısmet ise iki tayin var. Ben yeni görev yerlerime eşimi nasıl tayin yaptıracağım? 657 sayılı Kanunun Yer Değiştirme Suretiyle Atanmayı düzenleyen 72'nci maddesinde aile biriminin muhafaza edileceği belirtilmiştir. Bunun içinde kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak 74 ve 76'ncı maddeler çerçevesinde aile biriminin muhafaza edileceği belirtilmiştir. Diğer yandan, sizin için konuşacak olursak, eşinizin çalıştığı kurumun görev yapacağınız yerde teşkilatı bulunmayacaktır. Zira eşiniz bir belediyede görev yapmaktadır ve belediyelerin diğer illerde teşkilatı bulunmamaktadır. Bu halde iki yol bulunmaktadır. Ya eşiniz kurumlar arası nakil yoluyla bulunduğunuz yerde teşkilatı olan bir kamu kurumuna atanacaktır. Bunun içinde sizin karşı kurumdan nakil talebi bulmanız gerekmektedir. Ya da 657 sayılı Kanunun 72'inci maddesi çerçevesinde eşinize aşağıdaki şartlarda izin verilecektir. "… aylık ve diğer ödemelerine karşılık olarak, aylık (taban ve kıdem aylığı dahil), ek gösterge, zam ve tazminatlarının kanuni kesintiler düşüldükten sonraki net miktarının, eşleri; a) Olağanüstü Hal Bölgesine dahil illerle bu illere mücavir olarak belirlenen illerde görevli olanlara % 60'ı, b) Kalkınmada 1 inci derecede öncelikli yörelerde görevli olanlara %50'si, c) Kalkınmada 2 nci derecede öncelikli yörelerde görevli olanlara %25'i, kurumlarınca kadro tasarrufundan ödenir. Eşleri diğer yörelerde görevli olanlar ise ücretsiz izinli sayılır. Yukarıda sayılanların kadroları eşlerinin görevlendirme süresiyle sınırlı olarak saklı tutulur. Ancak, bu süre memuriyet boyunca 4 yılı hiç bir surette geçemez. Bunların kademe ilerlemesi; emeklilik ve diğer bütün hakları ve yükümlülükleri devam eder. Ancak ücretsiz izin verilenlerin bu sürelerinin emeklilikten sayılabilmesi için kesenek ve kurum karşılıklarının her ay kendileri tarafından T.C. Emekli Sandığına yatırılması gerekir." Yukarıda yer verdiğimiz hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, eşinizin izin talebinde bulunması gerekecektir. İlgili belediyenin izin talebini olumsuz değerlendirilmesi halinde, idare takdir hakkının kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olmadığı gerekçesiyle dava açmanız mümkündür.
Arama Kurtarma Teknisyenleri Hangi Üst Öğrenime Devam Etmelidir?
Endüstri Meslek Lisesi mezunu olup, Arama ve Kurtarma Teknisyeni olarak görev yapıyoruz. Lisedeki bölümümüzün Meslek Yüksek Okulundaki (2 yıllık) karşılığı programlarda ikinci öğretimde öğrenimimize devam ediyoruz. Hangi bölümlere devam etmemiz halinde özel hizmet tazminatını üst öğrenime göre alırız? Arama Kurtarma Teknisyenleri Teknik Hizmetler Sınıfında görev yapmaktadırlar. 157 seri nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde; "Kadroları teknik ve sağlık hizmetleri sınıflarında bulunan personelden, bulundukları hizmet sınıflarına atanılabilecek mesleki bir üst öğrenimi bitirerek, diploma veya çıkış belgelerini kurumlarına ibraz edenlere, intibak işlemlerinin yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, belgelerin kuruma ibrazını takip eden ay başından geçerli olmak üzere, ita amirlerinden alınacak ödeme onayı ile, bitirilen aynı sınıfla ilgili mesleki üst öğrenimin karşılığı olan zam ve tazminatlar ödenecek, bunlar için ayrıca yıl içinde vize işlemi yapılmayacaktır." hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, sadece bulunduğunuz hizmet sınıfı olan teknik hizmetler sınıfına atanabilecek bir üst öğrenimi bitirmeniz halinde bitirilen mesleki üst öğrenimin karşılığı olan zam ve tazminatlardan faydalanabilirsiniz. Hangi bölüm mezunlarının hangi sınıflara atanacağına ise Yükseköğretim Kurulu kararları yön vermektedir. Kurulun bugüne kadarki tüm kararları memurlar.net'e aktarılmıştır. (11685 nolu habere bakınız)
(memurlar.net editörü) aunlu@yenisafak.com.tr Faks: (0312) 472 68 80
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |