AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Artık demir almak vakti gelmişse

Türkiye AB ile ilişkilerinin her kritik aşamasında Yahya Kemal'in ünlü şiirini hatırlatırcasına "artık demir almak vakti gelmişse (Avrupa'dan)" mısralarını söylemeye hazır olmalı… Her aşamasında Ankara her türlü tavize zorlanacak, istedikleri tavizi vermese bile aşağılanmış olarak süreç sonuçlanacak.. Ama eğer bir AB stratejik aklı mevcutsa Türkiye'nin 'bu limandan demir alması'na izin verilmeyeceği de kesin gibi duruyor.

Türkiye'nin AB macerasını en iyi anlatan terim demirlemek olsa gerek. Avusturya'nın çerçeve anlaşmasına girmesini istediği değişiklikte yer alan anchored yani demirlemek ifadesinin 17 Aralık'ta imzalanan metinde de yer aldığı çoğumuzun gözünden kaçtı. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde nihai noktada Avrupalıların beklentisini, stratejik vizyonunu açıklaması bakımından 'demirle/n/me'nin anahtar kelime olduğunda kuşku yok.

Avusturya'nın son ana kadar çerçeve anlaşmasına yerleştirmeye çalıştığı imtiyazlı ortaklık önerisinde olduğu gibi 17 Aralık'taki metinde de müzakere sürecinin tam üyelikle neticelenmediği takdirde "Türkiye'nin Avrupa'ya demirlemesi/çipalanması"nin amaçlandığı belirtiliyor. Avusturya'nın yeni olarak ortaya attığı husus, görüşmelerin tam üyelikle sonuçlanmasının amaçlandığı ifadesi yerine imtiyazlı ortaklık önerisini getirilmesi ve her halükarda Türkiye'nin Avrupa'ya demirlemesi gerektiğine vurgu yapılıyor.

Müzakerelere başlansa bile her başlıkta buna benzer aşağılayıcı şartların Türkiye'nin önüne konacağı açık. AB Türkiye üzerinden iki temel çatışmayı yaşıyor. İlki, Türkiye gibi Avrupa'nın ötekisi olmuş bir ülkenin "hazmedilmesi" sorunu; bu AB ülkelerinin iç politikalarıyla ilgili olabileceği gibi bundan bağımsız olarak Türkiye'nin temsil ettiği(ne inandıkları) medeniyetle kuracağı ilişkinin mahiyeti tartışmayla doğrudan alakalıdır. İkinci olarak, Avrupa içi dengelerde bilek güreşinin Türkiye üzerinden yapılıyor olmasıdır. Ki Türkiye tartışmaları büyük ölçüde bu stratejik dengelerle alakalıdır.

Türkiye tartışmasının ister iç politik nedenlerden ister kendi aralarındaki denge hesaplarından kaynaklansın uzlaşılan tek nokta Türkiye'nin (AB'ye) demir atması, yada çıpalanmasıdır.

Türkiye mevcut hacmi ve tarihi/kültürel ağırlığı ile hemen üyeliğe kabul edilemeyecek kadar iri görünüyor… Aynı zamanda da kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir ülke. Bu çelişkili pozisyonu AB stratejik hesaplarına uygun şekilde formülleştirilmenin ifadesidir; demirlemek.

Türkiye'nin her ne olursa olsun Avrupa'ya demirlenmesi ya da demirlemesi her türlü çıkar hesapları açısından gerekli görülüyor. Bunun dışında ileriye yönelik Türkiye'ye verilen sözlerin hiçbirinin geçerliliği bulunmadığı gibi adeta bir hasım ilişkisine dönüşen pazarlıklar daha da aşağılayıcı boyut kazanabilir.

Kaldı ki Avusturya'nın Türkiye'nin tepkisini çeken teklifleri dolaylı olarak zaten daha önce imzalanan anlaşmada yer almaktadır. Her ne kadar, görüşmelerin tam üyelik hedefine yönelik olduğu belirtilse de, üye ülkelerin hazım kapasitesi göz önüne alınarak bu gerçekleşmediği takdirde Türkiye'nin en sağlam şekilde AB'ye demirlenmesinin amaçlandığı ifadesine açıkça yer veriliyor. Şu anda bile peşinen serbest dolaşımın olmaması gibi kalıcı engeller sayesinde tam üyeliğin bile bir tür imtiyazlı ortaklıktan ibaret olduğu çok açık. Diplomatik dil gereği açıkca ifade edilmeyen imtiyazlı ortaklık fiili olarak zaten metne geçmiş ve taraflarca üzerinde uzlaşılmış gerçek olarak ortada duruyor.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesinin paradigma düzeyinde bir medeniyet dönüşümünü gerçekleştirmeyi hedeflediği gibi temel itirazlar/ımız bir yana nihai olarak bir tür rehin alınması metne geçmiş bulunuyor. Bu durumda, Türkiye'nin AB'ye girerek beklediği ekonomik/stratejik/siyasi avantajları elde etmeden, hem rehin alınması hem de medeniyetimizi besleyen kültürel kodların çözeltmeye, çökertmeye ve değiştirmeye yönelik süreç söz konusu, demektir.

AB ipleri ne kadar gererse gersin Türklerin "artık demir almak vakti" geldi demelerine imkan vermeyecek düzeyde gerilimli ilişkiyi sürdüreceklerini söylemek kehanet değil.


4 Ekim 2005
Salı
 
AKİF EMRE


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED