AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
Kışkırtmanın hedefi demokratikleşme

Vatandaşları kışkırtmalara karşı uyaran Gülen, "Devlet var, emniyet güçleri var, asker var. Yapılması gerekenleri onlar yapsınlar. Biz karışıp yeni kargaşalar çıkarmayalım" dedi.

Fethullah Gülen Hocafendi, terör ve çatışma ortamını kışkırtanların, "terör var" diye katı kanunlar çıkarılmasını, böylece Türkiye'nin demokrasiden geri adım atmasını sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Vatandaşları kışkırtmalara karşı uyaran Gülen, "Devlet var, emniyet güçleri var, asker var; yapılması gerekenleri onlar yapsınlar; biz karışıp yeni kargaşalar çıkarmayalım" dedi. Tedavisi nedeniyle halen ABD'de bulunan Fethullah Gülen, yaptığı açıklamada, Türkiye'de son günlerde yeniden gündeme gelen terör eylemleri ve bölücü örgüt elebaşı lehine gösterileri, Türkiye'nin AB süreci, demokratikleşme adımları ve Türkiye'nin geleceği açısından değerlendirdi.

Çatışma yok, tahrik ediliyor

Ülkede Tür-Kürt çatışması çıkarılmaya çalışıldığına dair endişelere değinen Gülen, meselenin iç ve dış yüzeyleri olduğuna dikkati çekerek, "silah tüccarlarına" işaret etti. Gülen, "Bu arada bir kaç tane deli-dolu insan varsa şayet; üç asır, dört asır, belki beş asır hiç problemsiz yaşadıkları bir ülkede, bir şey varmış gibi problem çıkarıyorlar. Bu türlü insanlar bulunup tahrik edilebiliyorlar. Bunları tahrik edenler var" dedi. Terörü, çatışmayı kışkırtarak, karşılığında daha şiddetli cezalar getiren kanuni düzenlemeler koydurarak Türkiye'yi demokratikleşme yolundan uzaklaştırma hedefine de dikkati çeken Gülen, şöyle devam etti: "Belli şeyleri kontrol altına alabilmek için bazı kimselerin ve bazı bölgelerin -frenkçe tabirle- sürekli provoke edilmesi lazım; hadise çıkarılması lazım. O türlü şeyleri sahnelendirirsiniz, 'bu kanunlar ile önü alınmıyor' gibi senaryolar oluşturursunuz; onlara göre ağır, şiddetli kanunlar çıkarırsınız. Böyle kanunlarla da Avrupa Birliği'ne giremezsiniz. Adamlar zaten almayacaklarsa, bunları karşınıza dikerler. Demokratlaşma adına bir kısım tasarılarınız varsa, onları gerçekleştirmekten de vazgeçersiniz. 'Nasıl olsa almayacaklar bizi' dersiniz. Manevi kuvvetiniz kırılır. Birileri de vardır ki, aslında bu hadiseleri onlar planlıyordur; onlar da bu elim hadiselerden istifade ediyorlardır. Böyle kaos ortamında istibdat kanunları çıkarırlar; ezmek istedikleri insanları o kanunlarla ezerler. Daha evvel de öyle yapmışlardı."

Gülen, şöyle devam etti: "Aslında Türkiye'de ne Türk-Kürt kavgası, ne de Alevî-Sünnî kavgası vardır. Dış güçler üzerimize gelip çullandıklarında hepimizi birden ezmişler; savaş ilan ettiklerinde hepimiz tek cephe olmuş onların karşısında savaşmışız. Çanakkale'deki şehitleri kaldırıp konuşturma imkanı olsa, çok farklı ağızlar kullanacaklar, farklı farklı lehçelerle konuşacaklardır. Sizin geçmişiniz buysa, kaderiniz buysa, bugün o kelimeleri telaffuz etmek bile doğru değil. Öyleyse neyin mücadelesini veriyorsunuz? Allah bir, Peygamber bir, Kuran bir, mücadele cepheniz bir, düşmanınız bir. Birden Türkiye'de kargaşa çıkarıyorlar, birden birilerini tahrik ediyorlar, birden fitneyi tetikliyorlar, birden dünyada medyayı harekete geçiriyorlar... Bu kadar şey birden olunca, sizin de bir olmanız gerekiyor."

Türkiye'de insanların resmi görevlere gelmesi açısından da herhangi bir ayırım yapılmadığını örnekleriyle anlatan Gülen, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in, merhum Turgut Özal'ın, İsmet İnönü'nün ve Ferit Melen'in de doğu veya güneydoğulu olduğunu hatırlatarak, "Yani, milletin bir problemi yok. Problem olan bazı kimseler var" dedi.

1970'li yılları hatırlayın

Vatandaşların, kışkırtmalara karşı sağduyulu olmasının önemini de vurgulayan Gülen, kışkırtmanın ve suçun cezasının devlet kurumlarınca verileceğini belirterek, "Herkes kafasına göre cezalandırmaya kalkarsa kargaşa olur. Seksenli yıllara doğru gelirken ülkenin müdafaası heyecanlı gençlere kalmış gibiydi. Herkes birbirini öldürüyordu" dedi.

Gülen, şöyle devam etti: "Provakatif şeylerde genelde insan meseleyi aklıyla dengeleyemiyor. Her zaman 'oyuna gelmeyin' demek lazım. İnsanların sürekli rehabilitasyona ihtiyaçları var. Bu konuda, son günlerde çok başarılı faaliyetlere imza atan Diyanet mensupları öncelikle istihdam edilmeli. Müftülerimiz ve imamlarımız hutbe ve vaazlarla bütün toplumu provokasyonlara karşı uyarmalı. Bize düşen vazife de, insanları, 'Devlet var, emniyet güçleri var, asker var; yapılması gerekenleri onlar yapsınlar; biz karışıp yeni kargaşalar çıkarmayalım' diyerek denge, temkin ve teenniye çağırmak. Türkiye'ye yazık etmeyelim."

ŞOVENLİK TAHRİK EDİLİYOR

Bölge insanının zor durumundan "istismarcıların" yararlandığını belirten Gülen, "Meseleyi ırkçılığa bağlarlar; bir taraftan da aynı zamanda şovenliği tahrik ederler. Yapılması gereken şey, bunlara hiç fırsat vermeden, başta bütün bir Türkiye'nin, sonra da Güneydoğu Anadolu'nun bir cazibe merkezi haline getirilmesi ve zenginleştirilmesidir" dedi.



9 Eylül 2005
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya
| Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık
| Arşiv | Bilişim | Dizi

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED