AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Eskiv

"Eskiv" bir spor terimi, özellikle de boks terimi. Rakibin yumruğunu küçük vücut çalımları ile boşa çıkarmak anlamına geliyor.

Boksörlerden biri bir hayli yorulur, yıpranır ve serseri yumruklar savurmaya başlar. Karşıdaki boksör, rakibin davranışlarını dikkatle izler, onu daha çok yormak için boşluğa doğru serseri yumruklar atmaya zorlar. Her yumruk atışı, yumruk atanda da müthiş güç kaybına sebep olur. Hele boşa giden yumruklar, boksörün tüm vücudunu savurur. Onun için eskiv yapmak, ustalıklı bir boks hüneridir. Hatta eskivler yapan boksörler, rakibin yumruğu boşa savrulunca, ringte keyifli danslar yapar, bambaşka canlılık emareleri gösterirler.

Şimdi buradan siyasete gelelim.

CHP lideri Baykal...
Yorgun bir boksör.
Niye yorgun?

Bir kere siyasette son raundu oynuyor. Geçen seçimlerdeki "Beni bir kerecik olsun başbakan yapın!" çağrıları boşa gitti ve henüz bir iktidar umudu görülmüyor. Üstelik partisi sancılı: Ayrılanlar oldu, ihraç edilenler oldu ve hâlâ ciddi bir iç muhalefet var. Baykal, medyada hiçbir umudun yıldızı değil.

Hükümete yönelik en son yumruk savuruşu, "devlete türban giydirme" suçlaması ile oldu. Bu hamle tam da "Erzurum'daki skandal"a denk düştü. Sanki Baykal'ın türban salvosunun yarısı, "şehit annesi"ne yönelmiş gibi oldu. (Sonradan vaziyeti kurtarmak için alelacele söylenmiş sözler, bizzat kendi perişanlığının yansıması olarak görülebilir)

Bir de, Baykal'ın hamlesi, sanki kendisi dövüşmek yerine ringe başkalarını çağırmak gibi algılandı. "Bakın, benim gücüm yetmiyor. Karşımdaki maçı alıp götürüyor. Müşterek bahiste rakibimin mağlubiyetine oynayanlar neredesiniz?" gibi bir çağrı!

Bu yorgun boksörün serseri yumrukları ve oyunu başka türlü bitirme çabası karşısında iktidar ne yapmalı?

Eskiv yapmalı?

Yani kıvrak vücut hareketleri ile Baykal'ı ve onun şaşkın hesaplarıyla bir yerlerde buluşanları boşlukta bırakmalı!

Cumhurbaşkanlığı seçimi sancılı bir konu olacak.

Bu, Türkiye'de herkesin gördüğü bir hadise...

Birilerinin uykusu kaçıyor. Bir tarafında halkın bulunduğu satrançta Şah-mat'a yaklaşıldı.

Meclis de seçse, halk da seçse, iş birilerinin istediği gibi olmayacak.

Bunun için sadece oyunun kurallarına göre oynanması gerekiyor. Yani bunu başarmak... Kaç raund olacaksa olsun, maçın kurallarına göre sürmesini sağlamak...

Yorgun boksör çıngar çıkarmaya ve maçı bir biçimde tatil ettirmeye uğraşıyor. Sabah'ta Salih Memecan'ın karikatürüne yansıdığı gibi çoğu belden aşağı yönelen serseri yumrukların boşa çıkarılması şu anın en sağlıklı mukabelesi gibi gözüküyor. Boks maçı hep yumruk atmak değildir. "Eskiv" yapmak da çok önemli bir hamledir. Bunun için yumruğun nereden geldiğini görmek ve ona göre hamle geliştirmek çok önemli...

Cumhurbaşkanlığı seçiminde en önemli olan nedir?

Cumhurbaşkanının eşinin başörtülü olması mıdır?

Bence değil.

Bir partinin başkanını, ya da başbakanı o makama getirmek midir?

Bence değil.

Bunlar, bugünün Türkiyesinin siyasi geriliminde ilk bakışta zafer-hezimet duyguları içinde algılanabilir. Şunu yapamadınız, hezimete uğradınız, gibi görülmek her an mümkün. Ama siyaset daha ötesini görmektir. Türkiye'de bir siyasetçiye lazım olan en önemli haslet sabırdır.

Özal, Cumhurbaşkanı olarak iyi şeyler yaptı, bunda hiç şüphe yok. Ama partisini kaybetmiş bir Cumhurbaşkanı oldu ve onun zaafını yaşadı. Cumhurbaşkanı iken parti kurma girişimleri de, beklendiği gibi netice vermedi.

Tayyip Erdoğan, güçlü, genç bir siyasetçi. Önünde daha uzun yıllar gözüküyor. Partisi genç bir parti. Gençliğin verdiği güç de var, zaaf da... Mafsalları henüz güçlü bağlarla bağlanmış değil. Bu partiye emek vermek lazım, Türkiye'ye uzun süreli hizmet edebilmesi için... Türkiye zor bir ülke. İç-dış ilişkiler ağı, bu zorluğu azaltmıyor, çoğaltıyor. Hasan Celal Güzel, rahmetli Özal'ın "ABD ile stratejik ilişki kurma hesabının, içerideki askeri müdahaleleri önleme" amacıyla ilişkili olduğunu açıkladı geçenlerde. İç-dış siyasetin böylesine içiçe girdiği bir ülke Türkiye... Burada iktidar olmak, vahşi atın üstünde durmaya (rodeo) benziyor.

Onun için Tayyip Erdoğan'ın "aktif siyaset" içinde bulunması gerekiyor.

İşte bunun bir biçimde ifadesi, bana göre serseri yumrukları boşta bırakacak bir "eskiv" gibi görünüyor.

Ak Parti kendi içinden bir "Doğru adam"ı bulabilir.

Türkiye'nin "restorasyon"u zamana bağlı. Rahmetli Özal "restorasyon" diye diye gitti.

Ben bir kavgaya şahit oldum. Düşmüş, kalkmış, bir hayli güç kaybetmiş birisi, karşısındaki güçlü kuvvetli adama yumruk atıyordu. Karşıdaki azıcık geri çekilince yumruk atan kendi etrafında 360 derece dönüyordu. Bir iki serseri yumruk sonrasında başı döndü ve yere devrildi.

Ak Parti hükümeti ve kadroları sakin, serinkanlı, memlekete hizmeti öne alan bir duruş sergilemeli, tartışmalardan ısrarla kaçınmaya çalışmalı ve tabii, anayasal haklarından, milletin iradesine sahip çıkma kararlılığından asla taviz vermemeli.

Bence Baykal da, kendini aşırı hiddetlerden korumaya itina etmeli. Ne de olsa insanın bir fiziki-ruhi tahammül gücü var. Hem de, ortalarda böyle serseri yumruklar savurarak, yanlış odaklara, yanlış mesajlar verip ülkeyi zora sokmamalı. Hiç olmazsa böyle bir iyilik de kendisinin ve partisinin tarihine olumlu not olarak yazılabilir.


17 Haziran 2005
Cuma
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED