|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Kanaat klima diye bir firmadan mail aldım. "Odada oksijen azalması ile meydana gelen stres, uykusuzluk, kalp çarpıntısı, konsantrasyon bozukluğu, kas ağrıları rahatsızlıkları çeken gazeteciler, en ideal klima bizde" diyor mesajda. Gazeteciliğin yaş ortalaması 45... Adam damardan giriyor anlayacağınız. Gazeteci hastalıklarını tespit etmiş, "İlacınız benim klima" diyor. Gazetecilere bol bol dinlenme, gastrit, stres ve uykusuzluk hapları önerilirdi. Klima önerenlere ilk kez rastladım. Değişik kanallarda haber müdürlüğü görevini üstlenen Taner Dileklen "Televizyon Haberciliği" adı altında bir kitap yazdı. Kitabın özü sağlıklı haber yapmak. Sağlıklı Televizyoncu olmak isteyenlere en önemli nasihat "Bol bol okuyun".... "İnsan sağlığını teslim ettiğimiz doktorlar nasıl sürekli okuyup, yeni gelişmeleri takip etmek zorundaysa, toplum sağlığını emanet ettiğimiz haberciler de bol bol okumak zorundadır" diyor Taner... Önceki gün beraberdik. Yıllar önce röportaja gittiği Sakıp Sabancı onu mükemmel bir sofra ile karşılamış. Oturmuşlar masaya. "Ben yemeklere daldım, taarruza geçtim" diyor Taner. Bir ara kafasını kaldırmış, Sakıp ağa hareketsiz duruyor. "Ağam siz ne duruyorsunuz" demiş. Sabancı "Ben bu yemekleri sağlığım gereği yiyemiyorum" diye cevap vermiş. Türkiye'nin en zengini, Türkiye'nin en zengin sofrasını kuruyor, misafiri ile masaya oturuyor ama kendi sofrasından yiyemiyor. Taner "Orada ben daha zenginim diye iç geçirdim. Dünya senin olsun, sağlık zenginliğin yoksa ne yarar" diye soruyor. Kadıköy'de geçtiğimiz günlerde bir köpek görmüş, hayvancağız yerlerdeki çöpleri ağzıyla toplayıp, çöp kutusuna atıyormuş. Biz sağlığımıza çöp atarken, hayvanlar bizim sağlığımızı düşünür hale geldi sizin anlayacağınız... Sohbette Kurtlar Vadisi'nin Dayısı Nihat Nikerel de vardı. Denizlere açılmış, gemilerde miçoluk yapmış gençliğinde. "Allah'a şükür bugün çok sağlıklıyım, sağlıklı bir oyuncu olarak kamerelar karşısına geçiyorum. Kamyonla param olmasın ama kamyonla sağlığım olsun." diyor. Yıllar önce Amerika'ya giden bir arkadaşı "Burada geçinmek için adını bile bilmediğim yemeklerin bulaşığını yıkıyorum" diye mektup yazmış. Sonra o bulaşıklarını yıkadığı restaurantlar zincirini satın alıp, dolar milyoneri olmuş. Geçenlerde tek restaurantı 2 milyon dolara satmış. Para önemli değil diyor Polat Alemdar'ın yanındaki Dayı... Adını bilmediğim yemeklerin bulaşığını yıkayayım ama sağlığım yerinde olsun diye ekliyor. Neyse gidip yemek yiyeyim, sonra da kendime bir klima alayım. Her yemekten sonra bir çay kaşığı klima... Sağlıcakla kalın.
|
|
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |