AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bizim sinek aslında robot muydu?

Dün, bir gazetede, ‘Da Vinçi Şifresi’ eseriyle ünlenen Amerikalı romancı Dan Brown’un konu edildiği bir haber görüp habere kaynaklık edenin ‘İhanet Noktası’ adıyla Türkçeye de çevrilen romanı olduğu anlayınca, “Hah” dedim içimden, “Atsineği konusunun şifresini çözecekler...” Hayal kırıklığımı mâzur görünüz; haberde çok farklı bir ayrıntıya yoğunlaşmıştı gazete...

Romanı ilk çıktığında okuduğum halde ‘sinek’ ile ilgili ayrıntıyı unutmuşum, genç bir gazeteci dostum o noktaya dikkatimi çekti. Brown, o romanında, ABD başkanının odak noktası olduğu bir entrikayı anlatır. Dostumun gönderdiği notu beraberce okuyalım: “Beyaz Saray'daki ‘atsineği’ni yakın tâkibe almanız ve sineğin oraya nasıl girmiş olabileceğini sorgulamanız ilgimi çekti. Aklıma, hemen, Dan Brown'un yeni kitabı ‘İhanet Noktası’nda yer alan teknoloji geldi.

”Yazar, romanında, ABD Başkanı'na bağlı özel bir birliğin (Delta Force) operasyonlarını anlatırken, gizli operasyonlarda kullanılan bir sinek dikkat çekiyor. NASA tarafından geliştirildiği anlatılan ‘sinek görünümlü robot’, hiç dikkat çekmeden bir çok hassas yere sızabiliyor. Bir ‘nano tekmoloji’ ürünü olan bu sinek uzak bir noktadan kontrol edilerek, gerek ses, gerek görüntü ve gerekse acımasız bir suikast silâhı olarak kullanılabiliyor.

”Kitabın ilk sayfasında yer alan yazar notunda, ‘Romanda anlatılan ve bahsi geçen tüm teknolojilerin gerçek olduğu’ dile getirilince ‘atsineği’ olayını başka bir pencereden yorumlamak ve yeni teoriler üretmek kaçınılmaz diye düşünüyorum.Ne dersiniz? O sinek, o odada gizli bir operasyon için bulunabilir mi?”

İlginç, değil mi? Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Beyaz Saray’daki görüşme sırasında vızıldayıp duran bir atsineğini öldürdüm sanadursun, aslında çok farklı amaca hizmet etmek üzere üretilmiş bir ‘robotu’ yok etmiş olabilir, Dan Brown’a göre... Sineği çöp kutusuna atacak yerde cebine koyup Türkiye’ye getirseydi keşke...

Bu romancılar, hiç değilse zamanımızda ilgiyle okunan romanlar yazanlar, muhayyilesi geniş insanlar... Onlar sayesinde, daha önce tozlu raflarda unutulmaya terk edilen tezlerden haberdar oluyoruz. ‘Da Vinçi Şifresi’ öyle bir romandı; 1980’lerin başında önce BBC için çekilen bir belgeselde işlenmiş, daha sonra bir kitapta belgeleriyle sergilenmiş bir tezi, bitirmeden elden bırakılmayacak heyecanlı bir gerilim romanına dönüştürdü Dan Brown... Katolik Kilisesi’ni hoplatan bir romana hem de...

‘İhanet Noktası’ da pek çok yönüyle zihin açıcı bir romandır.

Benim Dan Brown imzalı romanlara merakımı bilen bir dostum, iki ay kadar önce, Hindistan’daki gazetelerden birinde çıkan bir haber göndermişti. Habere göre, Brown’ın yeni çıkacak romanı ‘The Secret of the K-word’ (K-sözcüğünün esrarı) adını taşıyormuş... Roman, Hindistan ile Pakistan’ı birkaç kez savaşın eşiğine getiren Keşmir sorunu üzerineymiş... Gazete, “Brown, bu romanında, Keşmir’in yıllarca önce Hindistan tarafından ABD’ye bırakıldığını ileri sürüyor; bunun için de Kabbalistik yöntemler kullanıyor” diyor...

İnternette üç ayrı sayfa halinde verilen haberin ikinci sayfasını okurken, “Bunda bir iş var” dememe kalmadan, üçüncü sayfaya geçtiğimde, “Bu, bir 1 Nisan şakası” uyarısıyla karşılaştım... Ünlü olmak ve farklı şeyler yazmak, yazarların başına böyle tatlı belâlar da getirebiliyor işte...

Acaba Amerikalı romancı gelecek eserinde nasıl bir entrikayı işleyecek? Beklenen, romanın, CIA merkezinde bulunan bir bronz tablet üzerindeki şifreli mesajla ilgili bir tez etrafında geçmesi... Mesaj dört duvar üzerine kazılmış ve ne olduğunu bilen yok. İlk üç duvarda anlatılanları yıllar süren araştırmalar sonucu çözmüş istihbaratçılar; ancak gerçeğin bütünü keşfedebilmek için dördüncü duvarın da okunabilmesi şart. Oysa, ülkenin en mâhir ‘kripto’ çözücüleri, kafalarını ve gelişkin bilgisayarları kullanarak yıllardır üzerinde çalışıyorlar, bunu başaramadılar.

İlk üç duvarı okuyanlar, CIA karargâhının bir yerinde bazı önemli gizlerin saklandığına işaretler bulmuşlar, bir de “Bunu bir tek WW biliyor” tespitiyle karşılaşılmış... ‘WW’ bir ara CIA direktörlüğü yapmış William Webster... O tabletleri yapan heykeltraş Jim Sanborn, duvarlara kazıdığı şifrenin ne anlama geldiğini bir kâğıda yazıp zarf içerisinde Webster’e teslim etmiş... “Ancak” diyor konuyu yakından izleyenler, “O kâğıtta bile gerçeğin bütünü bulunmuyor...” Sanborn hayatta, ama şifrenin çözümüne yardımcı olmaya yanaşmıyor...

İhanet Noktası’nda, Brown, Oval Ofis’te bulunan başkanlık mühründeki kartalın savaş ve barış durumuna göre yön değiştirdiğini bir ayrıntı olarak anlatıyor. Savaş durumunda oklar bulunan pençe, barış durumunda ise zeytin dallı pençe yönünde duruyormuş mühür... ‘Krypto’ adlı şifreli duvar da, meraklısı yıllar öncesinden bilse bile, geniş kitleler tarafından Dan Brown onu Da Vinci Şifresi romanının kapağına yerleştirdiği için fark edilmişti zaten... Tayyip Erdoğan ile Türk heyeti Oval Ofis’te Bush ile görüşürken Abdullah Gül’ün öldürdüğü de pencereden tesadüfen girmiş şaşkın bir sinek değilse, Dan Brown’un romanında gerçekmiş gibi anlattığı nano teknoloji ürünü bir ‘robot’ olabilir (mi?)

Öf, içime daralma geldi vallahi...


17 Haziran 2005
Cuma
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED