T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 28 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Demirel ilerlemiş yaşına aldırmadan tekrar yollara düştü... Memleket hizmet beklerken, siyaset erbabına evinde oturmak yaraşmaz. Öyle ya, evde otur otur, nereye kadar? Kandaki alyuvarlardan da akyuvarlardan da daha fazla miktardaki siyaset virüsü, rahat bırakmaz ki adamı. Oturtmaz öyle rahat rahat. Dürter, kalk der, görev seni bekliyor.
Kendine biçtiği görev belli Baba'nın: Evvelce de söyledik, sağı birleştirecek, solu birleştirecek, gerekirse akranı olan Cumhuriyet Gazetesi'nin İlhan Abisi ile kol kola girerek sağla solu birleştirecek. Olmazsa ortaya kurulacak, merkeze. Yeter ki şu başımızdakilerden kurtulalım. Kurtulmak için ne gerekiyorsa yapılacak.
"Bunu gören tilki..." türünden bir kalıp vardır ya masallarda... Tıpkı onun gibi bir durum söz konusu şimdi. Bunu gören Mesut Yılmaz da aktif siyasete dönme kararında olduğunu açıkladı. Elini taşın altına sokacak ve ülkeyi kurtaracak. Rahşan Hanım ise ağır hasta durumdaki eşi Bülent Bey'i yatağında bırakarak görüşmeler yapmaya başladı. Maksat memleket kurtulsun. Kendisi için bir şey isteyen kesinlikle namert. Hem bakarsınız ülkenin iyiye doğru gittiğini görürse Bülent Ecevit de hızla iyileşebilir.
Kadroya bakar mısınız? Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Rahşan Hanım, Bülent Bey... İnsan bu tabloda Tansu Çiller'in de olmasını istiyor. Ne de olsa, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın başbakanı. Noksanlığı hemen fark edilir. Madem ki eski ekibi yeniden topluyoruz, Tansu Hanım da bulunmalı. Yanında Özer Bey'le birlikte. Sonra İnönü de olmalı elbette. Hangisi diye sormak abes, hayatta olan tabii ki. Erdal İnönü.
Amerikan filmlerinde olur ya hani, hapisten çıkan eski mahkûm, çeteyi tekrar toplamak için kolları sıvar. Faaliyetlere kaldıkları yerden başlamak için hazırlıklara girişirler; üstelik daha büyük bir şevkle... Artık bizimkilerden hangisi başbakan, hangisi cumhurbaşkanı olur, o tarafına aralarında anlaşıp karar versinler. Her şeyi bizden beklemesinler.
Hazır başlanmışken, bürokrasi kadrolarında da eski adamları toplamak yakışık almaz mı? Askerî ve sivil bürokrasinin üst kademeleri de yenilenmeli. Pardon eskilenmeli. Bu konuda tereddüde düşmenin âlemi yok. Rahat olalım. Mademki eski ekip toplanıyor, bir taraf noksan kalmasın.
Genel Kurmay için kimi düşünelim? Doğan Güreş, İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu, hangisi? Sizi bilmem ama, bendeniz hangisini tercih edersek edelim, Çevik Bir'in mutlaka kadroda bulunması gerektiğini düşünmekteyim. Kamber'siz düğün olmaz. Yanlışsa yanlış deyin.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |