T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 28 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

'Komplocu' mu, kimmiş o?

Bildiğiniz bir gerçeği tekrarlamak gibi olacak, ama olsun: Bizim medyada 'komplo' konusu herkes için tabudur; kimse 'komplocu' olmayı kabul etmez... 'Komplo' ve 'komplocu' sözcükleri ne zaman telâffuz edilirse, arkasından mutlaka belli bir isim anılır: Ben...

Alındığım yok. Tersine, bu konuda behrem olduğu için, son zamanlarda okuduğum bazı köşe yazıları, yazarları nâmına beni endişelendirmeye başladı. Böyle giderse işleri zor çünkü...

Medyamızın en aklı başında üç yazarının bir hafta içerisinde çıkan yazılarından bir demet sunacağım sizlere. Güneri Cıvaoğlu, Mehmet Barlas ve Ergun Babahan'dan... Hepsi aklı başında, düşünce melekeleri yerinde, düşündüklerini iyi anlatabilen kalemler... Ancak, okurları herhalde farkındadır, bu üç kalem, son zamanlarda 'farklı' takılıyor...

Güneri Cıvaoğlu'nun dün Milliyet'te çıkan 'Düğmedeki parmak izi' başlıklı yazısı şu soruyla başlıyordu: "Ekonomide 'önlenemeyen inişin' arkasında, AKP'yi sandıkta eritmek için 'Washington'dan düğmeye basılmış olması' mı var?"

Sorunun cevabı şu satırlarda: "ABD'nin son Irak savaşı eksenli 'KOBRA 2' adlı kitaptan bir alıntı sunayım... Netameli 1 Mart tezkeresinin TBMM'den geçmemesi üzerine 'kapalı kapılar ardında Washington' tepkilerini yansıtan söylem şöyle: / 'Türkiye, milyarlarca dolarlık ABD yardımını bırakmak zorunda kalacak. Washington geri çekilmeli. Bunun bedelini bırakın Türk ekonomisine, para piyasaları ödetsin.' Yani 'geri çekilsin' derken, 'ABD, artık, Türkiye ekonomisinin arkasında durmasın, Türkiye ekonomisine bileti, para piyasalarına kestirtsin' mesajını veriyor. / Bunu söyleyen ABD Başkan Yardımcısı Cheney'nin 'şahin' kurmaylarından Scooter Libby...(..) Kitaptaki bu söylem, çok daha düşündürücü... Ve belki de bugünlere ışık tutacak önemde. / Ekonomide sadece dünyadaki dalgalanmalar ve içerideki yanlışlarla izah edilemeyen 'türbülansa' bir yorum katabilir. / Yerkürede dolaşan 100 milyarlarca dolarlık mega fonlardan sadece 10-15 milyar dolarını Türkiye ekonomisine bedel ödetmek için kullanmak, Washington için zor mu?"

Güneri Cıvaoğlu, "Son günlerde yaşanan ekonomik sarsıntının arkasında ABD parmağı var" tezine sıcak bakıyor...

Aslında bu tartışmayı 'Acaba bir dış parmak düğmeye mi bastı?' başlıklı yazısı ile ilk açan Sabah'tan Mehmet Barlas'tı. Okuyalım: "Acaba 'birileri' AK Parti iktidarının sonunu getirmek için düğmeye basmış olabilirler mi? Mesela bu birilerinden bazıları Washington'da ikamet ediyor olabilir mi? / Artık biliyoruz ki, demokratik rejimlerde iktidarlar seçimle belirlenir. Ne ABD, ne medya, ne sermaye, milyonlarca seçmenin iradesini çok fazla etkileyemez. Ama seçilmiş bir iktidarı, konvansiyonel siyasetin yöntemleri dışında yıpratıp, iktidardan uzaklaştırmanın sayısız yöntemi vardır. Bu yöntemler 'darbe' yaptırmaktan başlar, Şili'de olduğu gibi ev kadınları tencereleriyle sokağa dökülebilir veya siyasi istikrarsızlılık pompalanıp ekonomik çöküntüye yol açılır. Neticede bir devalüasyon ertesinde yeniden seçim kazanmış bir iktidar yok gibidir."

Barlas'ın açtığı topa hamle yapan tek Güneri Cıvaoğlu değil, Sabah'tan Ergun Babahan da içinde 'düğme' ve 'komplo' sözcükleri geçen bir yazı ile pasa çıkmaktan geri durmadı ondan önce.

Okuyalım: "Amerika, hem ekonomik, hem siyasal, hem de askeri olarak dünyanın tek süper gücü. Dünya Bankası, IMF gibi finans kurumlarının tek patronu. Washington'ı kızdıran bir ülkenin ekonomik hayatını sağlıklı biçimde sürdürmesi olanaksız. / Buna, özel finans kurumlarını da eklerseniz, Washington açısından günümüzde düğmeye basmanın kolaylığı daha rahat anlaşılabilir. / Artık Amerika'ya Sovyetler Birliği şantajı yapmak mümkün değil. Kaçıp sığınacak bağlantısızlar hareketi de yok. / Darbeler yolu kapalı ama artık darbeler tanklarla değil, dövizle, borsayla yapılıyor. / Bağımsız sandığınız ülkenizin bütün yaşam damarları bir anda tıkanma tehdidiyle karşı karşıya kalabiliyor. / Siz 'Her şeye hakimim' sanırken, halk desteğine, meclis çoğunluğuna güvenirken birileri uzaklarda bir yerlerde düğmelerle oynuyor aslında."

Bilmiyorum, sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? Düşüncenizi açmadan önce şimdi yapacağım tavsiyeme kulak verin lütfen: Her üç yazar da, yazılarında, ya 'komplo teorilerine aslında hiç iltifat etmediklerini' mutlaka belirtmiş, ya da "Böyle bir durum var kesinlikle diyemem" türü cümlelerle kendi iddialarını zayıflatmayı ihmal etmemişler. Eğer "Evet, birileri düğmeye bastı" görüşündeyseniz, sizler de aynen öyle yapınız lütfen...

'Komploculuğu' göğüslemeye hazır biri var nasıl olsa...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi