T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ölümlerden ölüm beğenin

Gerilim romanı türü bir başlangıç sayacaksınız, ama olsun: CIA başkanlığından emekli William Colby 1996 baharında öldü. Eşinin olmadığı bir gece yazlık evinden çıkmış, spor amacıyla kullandığı kayığına atlamış ve kendisinden haber alınamamıştı. Cesedi nehirde bulundu. Gece dışarı çıkan, hele spor yapan biri değildi Colby; ne zaman kayığa binse can yeleğini mutlaka takardı...

Colby'i hatırlamamın sebebi bir başka CIA mensubunun başına gelenler: CIA'de çalışan bir bilimadamıydı Frank Olson. 1953 sonbaharında, New York'ta kaldığı otelin 10. katından düştü ve cesedi kaldırım üzerinde bulundu. CIA, "Bunalımdaydı, intihar etti" diye açıkladı olayı. Aile, dosyanın yeniden açılması için 1975'te CIA'ye ve Beyaz Saray'a başvurduğunda, CIA başkanı Colby, "Yeni bir bilgi yok" cevabını verdi. Beyaz Saray genel sekreteri Donald Rumsfeld ile danışman Dick Cheney, "Konu çok hassas; dosyanın kapağı açılırsa 'ulusal güvenlik' tehdit altına düşer" notu yazdılar Başkan Gerald Ford'a...

Herkesin unuttuğunu arşiv unutmuyor. Gerald Ford üzerine araştırma yapan bir profesör, Kathryn Olmsted, belgeleri elden geçirirken Frank Olson dosyasıyla karşılaştı. İçindekilere göz attığında, bugün, biri savunma bakanı (Rumsfeld), diğeri de başkan yardımcısı olarak (Cheney) görev yapan ikilinin, 25 yıl önceki örtbas faaliyeti ortaya çıktı...

CIA nâmına çalışan bilimadamının psikiyatrist oğlu Eric Olson, babasının devlet tarafından öldürüldüğü iddiasında. Mezarını açtırarak cesedi uzmanlara inceletmiş. Varılan sonuç şu: Frank Olson, pencereden atılmadan önce, kafasının ön tarafına yediği keskin bir darbe sonucu hayatını kaybetmiş...

Eric Olson, CIA'nin Guatemala'da kullandığı bir 'suikast el kitabı' ele geçirmiş. 1950'lerin başında hazırlanmış olan kitapta, 'en etkili suikast tekniği' olarak "Öldürülecek kişiyi, 25-30 m yukarıdan sert bir zemine atmaktır" deniliyormuş... 1975'te, başkana, "Aman, bu dosyayı açtırmayalım, yoksa ulusal güvenlik tehdit altına düşer" aklını veren Rumsfeld-Cheney ikilisi, aileye 750 bin dolara ödeyerek, olayın üzerine koyu bir perde çekmişler...

Ailesinin "Babamızı devlet öldürdü" iddiasını yüksek sesle ifade etmeye başladığı Frank Olson'un 'suçunun' ne olabileceğini sanırım merak ediyorsunuzdur. Sizi meraktan kurtarayım: Olson, daha 1950'lerin başında, 'şarbon' üzerinde çalışan bir ekibin üyesiymiş... Gizli suikastlarda kimyevi maddeler kullanılmasıyla ilgili MK-ULTRA adlı programın başlangıcında yer almış... CIA, mahrem deneyleri kendi gözleriyle görmesi için, ölümünden kısa süre önce, Olson'u Almanya'daki Amerikan-İngiliz ortak askeri tesislerine göndermiş... Mahkumlar üzerinde yapılan beyin yıkama deneylerine tanıklık etmiş Olson orada... Gördüklerinden duyduğu rahatsızlığı kendisiyle paylaştığı bir İngiliz ajan, üstlerine, "Olson tehlikeli, bundan böyle kimyasal silâhlar araştırmaları yapılan Porton Down tesisine sokulmamalı" tavsiyesinde bulunmuş...

Sonunu getiren ise, âmiri durumundaki Yüzbaşı Vincent Ruwet'e, CIA'den ayrılmak istediğini bildirmesi olmuş. Amirinin "Biraz daha düşün" demesine rağmen istifada ısrar etmiş Olson. Ruwet, Olson'u New York'a götürüp CIA adına uyuşturucular üzerinde çalışan bir doktora göstermiş. Bir hipnoterapiste de göstermiş Olson'u... "Yahu, bırakın, istifa edip ortalıktan kaybolayım" sözlerini dinlemeye yanaşmamışlar...

27 Kasım 1953 günü, New York Statler Otel'e yerleşmiş Olson; odayı biriyle paylaşıyormuş... Karısını arayıp, "Merak etme, iyiyim, yarın görüşürüz" demeyi ihmal etmemiş... Gece yarısı saat 2'de, 10. kattaki odadan aşağıya düşen Olson'un cesedi kaldırım üzerinde bulunmuş... Kendisini gösterdiği CIA bağlantılı doktorun, Olson'a, LSD'li bir içecek sunmuş olması ihtimali büyük.

Eric Olson ise, "Babamı, CIA tarafından Trafficante adlı bir Mafya Ailesi'nden kiralanan kâtiller öldürdü" iddiasında. Bu iddiasını, babasıyla aynı dönemde CIA'de görev yapmış bazı ajanların verdiği bilgilere dayandırıyor...

İşin bir ilginç yanı da günümüzle ve Amerikan medyasının ilişkileriyle ilgili.

Gerald Ford Kütüphanesi'nde yeni bulunan belgeleri ve kendi araştırmalarının sonucunu açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenlemeye karar veren Eric Olson, etkisini bildiği için, önce New York Times gazetesini aramış... "Gerçekten bu kadar önemli bir olayı onlarca muhabirle paylaşarak berbat mı etmek istiyorsun?" tepkisini vermiş NYT yetkilisi; "Bilgileri sadece bize ver, bomba gibi bir haber yapalım" demiş... Eric Olson da, NYT hatırına, basın toplantısını ertelemiş... NYT'ın Rumsfeld ve Cheney gibi Bush ekibinin öndegelen isimlerinin karıştığı olaya ilgi göstermeyeceğini anlayınca, 15 gün gecikmeyle, yeniden düzenledi basın toplantısını Eric Olson...

Frank Olson CIA'de çalışan bir bilimadamıydı, içinin kaldırmadığı şeyler gördüğü için ayrılmak istedi örgütten; öyle anlaşılıyor ki, ortadan kaldırıldı. Onun dosyasını kapatan William Colby CIA'nin eski başkanıydı, bir gece spora gitti, ertesi gün nehirde cesedi bulundu. AP ajansı, sonradan yalan olduğu anlaşılan, "Colby o gün kendisini iyi hissetmediğini, ama yine de spora gideceğini eşine söylemişti" haberini geçti.

Rumsfeld ve Cheney ise Irak'a savaş açmaya hazırlanıyorlar...


22 Ağustos 2002
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED