YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Cumhurbaşkanı'ndaki derin ikilem

Sayın Cumhurbaşkanı, rektör atamaları mevzûsundan bu yana, hukukçu kişiliği ile yönetici kişiliği arasında adeta ikiye bölünmüş vaziyette. Öyle sanılır ki, cumhurbaşkanının şahsında tecessüm eden bu ikili karakteri, daha uzun zaman izlemek durumunda kalacağız.

Bu yaklaşım ve karakter unsurlarından bazan birinin, bazan diğerinin öne çıkması belki normal karşılanabilir. Ama siyasal platformlar nezdinde ve toplumsal vicdanda bu ikili tutumun derin yaralar açacağına şimdiden hükmetmek bilmem fazla mı kaçar?

İzmir şen şakrak/Türkiye yasta

Bu arada Ahmet Necdet Sezer'in son rektör atamalarında, ortaya koyduğu hukukî gerekçelere bizatihi kendisinin müstağnî kalmış olması, şahsına yönelik teyakkuz psikolojisini alabildiğine tahrike yönelmiş vaziyette. Özellikle İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi rektörlüğü için koparılan kıyametin, aynı şekilde bir Erzurum'u, bir Malatya'yı, bir Samsun'u, hatta bir Diyarbakır'ı kapsam içine almaması nasıl izah edilmelidir? İzmir'de Süryanî olduğu iddia edilen bir kişinin hak kaybının telâfisi kabul; fakat diğer taşra üniversitelerinin pırıl pırıl rektör adaylarının hakkı hani nerede? Burada kesin bir eşitlik kaybı sözkonusu.

Aynen Avrupa ülkelerinin devreye soktuğu bir yöntemi hatırlatmıyor mu bu durum? Önüne gelen AB yetkilisi demokratik haklardan söz ediyor, İnsan Hakları Örgütü'nü ziyaret ediyor, Ankara'ya uğramadan Diyarbakır'a gidiyor. Fakat ne Hasan Celâl'i, ne Erbakan'ı, ne de Tayyip Erdoğan'ı ziyaret eden bir AB yetkilisine tesadüf edilmiyor.

Maalesef YÖK'e itiraz sadedinde sayın cumhurbaşkanının ortaya koyduğu sağlıklı mülâhazalar, doğrudan kendisini yaralar hale gelmiştir. Şimdi bütün siyasal gruplar ve toplumsal sınıflar, cumhurbaşkanının demokratik mülâhazalarının bir yönüyle kapsamı, bir yönüyle de bu mülâhazalarla cumhurbaşkanının nasıl amel edeceği noktasında ciddi bir teyakkuza bürünmüş vaziyette.

Rektör atamalarından sonra, şimdi ikinci ciddi bir sınav daha var: O da memur tasfiyelerine ilişkin Kanun Hükmünde Kararname!..

Hukuk'un yeri/icranın yeri

Tekrar yazının başına dönecek olursak:

Sayın cumhurbaşkanı, meslek hayatından gelen hukukî sorumlulukla, icraî sorumluluğun, öyle öyle sanıyoruz ki yeni yeni farkına varıyor. Türk halkı cumhurbaşkanını, huzurundaki bir mahkeme başkanı olarak değil; doğrudan doğruya icraî sorumlulukları bulunan bir devlet başkanı olarak görmek istiyor. Zira bizdeki sistem yarı yarıya icraîdir ve cumhurbaşkanlarının yaptığı işlerin sorumluluğunu taşımasını beklenir. Dolayısıyla ortaya konulan hizmet tercihlerinin izahı ve savunulması gerekmektedir.

Hem bizi, hem toplumu boşlukta bırakan husus, cumhurbaşkanının Geleceğin Türkiye'sine ilişkin beklenti ve tasavvurlarının hâlâ daha mübhem kalmasıdır. İşte herkesin kafasındaki soru budur.

Hukuk ve hukukî telâkkiler, burada istinad edilecek yegâne dayanak olamaz bir yetkili için!.. İcraî sorumluluk ve gelecek tasavvuru için hukuk ancak yardımcı faktör mesabesindedir.


5 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Özlem Albayrak

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...