Ne olacak bu Fener'in hali?

Bu başlığı geçen sezonda bırakmıştık. Bu sezona kadrosunu yenileyen ve şampiyonluk parolasıyla başlayan Fenerbahçe, dün sapır sapır döküldü. Hem de öyle bir döküldü ki, dosta düşmana karşı bu kepazeliğini ispat edercesine.

Fenerbahçe'nin elle tutulur bir futbolcusunu dakikalar boyunca arayıp durduk. Ama boşuna. Böylesine kötü, böylesine rezil Fenerbahçe'yi geçen sezon bırakmıştık. Anlaşılan bu senaryo sezonun başında aynı şekilde devam edecek.

Gençlerbirliği, aslanlar gibi oynadı. Kadrosunda Ümit Özat yok, Phiri yok, Mehmet yok. Ama onların yerine oynayan Gençlerbirliği futbolcuları aslanlar gibi mücadele edip, dünkü skoru ortaya çıkardılar.

Fenerbahçe'nin özellikle savunmasını gündeme getirmek isterim. Sahaya ne için çıktığını bilmeyen bir geri dörtlüye sahipti. Hemen hemen hepsi, bir tank ağırlığındaydı. Sağdan sola dönerken bir ton yakıt harcıyorlardı. Orta sahada ise ne yaptığını bilen bir Allah'ın kulu yoktu. Forvette Andersson birşeyler yapmaya gayret etti ama, o da tek yıldızdan yukarıya çıkamadı.

F.Bahçe, dün G.Birliği'ne bu şekilde yenildiyse bundan sonrası için tedbir konusunda bir takım önlemleri olmalı. Zira kepazelik daha sezon başında ortaya çıkmıştı. F.Bahçe'ye kağıt üzerinde ve sezon başında şampiyon ilan edenler, dünkü G.Birliği skorundan sonra maçı dahi tamamlamadan staddan ayrıldılar.

Hem de "Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali" diyerek.

Not1: Maçlarda İstiklal Marşı'nın çalınmaması konusunda genel müdür talimat verdi. Anlaşılan bakandan sonra genel müdür de iplenmiyor. Bu konuda talimat verip, talimatı yerine gelmeyen Bakan ve Genel Müdür'ün dün yine kulakları çınladı. Dün yine İstiklal Marşı çalındı. Başımızın tacı olan bu marşın özelliği olan durumlarda çalınmasından yanayım.

Not2: Stadlardan tel örgüleri kaldıran takımın taraftarları dün Ankara 19 Mayıs Stadı'nı pet şişe yağmuruna tuttular. Birilerinin kulakları çınlasın.