Devam İbrahim Can yükseleceksin...

Bağışlayın Sayın Ecevit ama artık size inanmıyorum; darbelerin gadrine uğramış bir siyasetçi, "hukuk dışı" uygulamalara muhatap olmuş bir maznun, bir insan, bir şair olarak, meslektaşınıza reva görülenleri bal gibi de "içinize sindirdiğinizi" görüyorum.

Böyle demişti...

Başbakanlık yapmış birinin, Erbakan'ın, 312 gibi eften-püften, tartışmalı, lastik gibi her yana çekilir bir maddeden yargılanıp ceza almasını "hoş karşılamadığını" söylemişti.

Söyler. Siyasetçidir.

Ama hiç olmazsa söylediklerimiz havada kalmasın, bir karşılığı olsun. Ya da "makes bulsun", eskilerin dediği gibi.

RP lideri Necmettin Erbakan, bir işgüzar savcının "tutuklama" emriyle, dün bütün yurt sathında arandı.

Jandarma marifetiyle Altınoluk'taki evine girildi.

Yatak altları, gardrop içleri, kapı aralıkları didik didik edildi mi, bilmiyorum...

Yakalama emrini çıkaran, Edremit Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Can Demircioğlu.

Bu arada (iki gün önce), cezanın ertelenmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurulmuş, meşru mazaret gösterilerek infazın "hiç olmazsa" dört aylığına durdurulması istenmiş ya, kimin umurunda.

İbrahim Can Demircioğlu, yangından mal kaçırır gibi, "tutuklama müzekkeresi"ni imzalayıp polis ve jandarmayı harekete geçiriyor bile.

Can sıkıcı bir görüntü.

Maksat, imaj zedelemek değilse, nedir?

Maksat, Bakanlık, Başbakanlık yapmış, bu ülkeye hizmet etmiş bir insanı, yasal takibattan kaçan bir hırsız, bir katil, bir mürtekip konumuna sokup kamuoyu nezdinde küçük düşürmek değilse, nedir?

İlahî tesadüf, önceki gece CNN Türk'te "ilk kez yayınlanan" görüntülerle "12 Eylül tutuklamaları"nı izledik. Başbakan Demirel, CHP lideri Ecevit, MSP lideri Erbakan, asker nezaretinde, ihtimamla alınıp, konuk edilecekleri Hamzakoy Askerî Dinlenme Tesisleri'ne gönderiliyorlar.

Üçü de son derece rahat.

Üçünün yüzünde de mayışık ama mütebessim çizgiler.

Üçü de akıbetinden emin.

Üstelik, üçünün yanında da eşleri...

Millî Güvenlik Konseyi, neden "derdest etme" kararından önce, Edremit Cumhuriyet Başsavcısı Sayın İbrahim Can Demircioğlu gibi "yakalama emri" çıkartarak, bu üç lideri önce rezil kepaze edip, sonra tutuklamadı?

Neden bu yolu seçmedi?

Peki, İbrahim Can'a ne oluyor da, darbecilerin başvurmadığı "imaj zedeleme" yöntemine başvuruyor, ortada "haki" bir görüntü yokken üstelik?

Bereket, infaz dört aylığına ertelendi de, Altınoluk'taki rezalet Swissotel'de tekrarlanmadı.

Ama, cezanın ertelenmesi İbrahim Can Demircioğlu'nu kurtarmaya yetmiyor.

O, dün sergilediği "özel" tavırla, tıpkı Vural Savaş ve Nuh Mete Yüksel gibi, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün iyi niyetli "demokratikleşme" çabalarını sabote edenler kervanına katıldı bile...

Bravo İbrahim Can.

Sende istidat görüyorum.

Yükseleceksin.

Yargıtay üyesi olacaksın.

Cumhuriyet Başsavcılığı'na getirileceksin.

Parti kapatma davaları açacaksın.

Devam İbrahim Can.

Amirlerin "Türkiye adına üzücü bir olay" dese de, devam...

Özgür Der: Örtü yasağı kanunsuz

Özgür Der Başkanı Hülya Şekerci başörtülü öğrencileri üniversite kayıtlarında karşılaşabilecekleri sorunlar için uyardı. Şekerci yaptığı açıklamada, "Yükseköğretim Kanunu'na 25.10.1990 tarih ve 3670 sayılı kanunla ilave edilen Ek - 17. Madde "Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile yükseköğretim kurumlarında kılık - kıyafet serbesttir" hükmünü getirdi. Yükseköğretim kanununda kılık kıyafetle ilgili, sınırlama getiren bir başka kanun hükmü de bulunmamakta " dedi.