![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Günahı IMF'ye yüklemeyelim kendimizde arayalımDevletin gelirleri giderlerini karşılamadığı için, satrançta oyunun kilitlenmesine benzer bir biçimde, Türkiye'de de ekonomi kilitlendi. Ekonomi'deki kilitlenmeyi gidermek için, seksenli yılların başında olduğu gibi, Türkiye yeniden IMF'yle stand-by anlaşması yapmak zorunda kaldı. İlkesiz siyasi partilerin alkış tuttuğu "28 Şubat" sürecinde, Türkiye yeniden yetmiş sente muhtaç olduğu günlere döndü. Demirel ve Ecevit ikilisinin elinde ekonomik ve siyasal yapı altüst oldu. Türkiye IMF'yle bir defa daha izleyeceği ekonomi politikaları ve uygulayacağı istikrar tedbirlerini görüşmek üzere masaya oturdu. Nasıl parasal sıkıntıya düşen bir şirket finans kurum ve kuruluşlarına giderse, büyük bütçe açıkları veren Türkiye de IMF'nin kapısına gitmek zorunda kaldı. IMF Türkiye'ye gelmedi, Türkiye IMF'ye gitti. Çünkü hiç bir finans kuruluşu iflas etmiş bir kurumun ayağına gitmez. Veren el, avuç açandan daima daha itibarlıdır. Doksanlı yılların ilk yarısında Erbakan Hoca'nın öncülüğünde, Bakü'de, rahmetli Devlet Başkanı Ebülfez Elçibey'i ziyaret etmiştik. Hoca Elçibey'e "IMF'den uzak durun, Batılılar size verdiklerinden daha fazlasını sizden alırlar" demişti. Elçibey de "Bizim kaynak ihtiyacımızı Türkiye karşılayabilir mi? IMF bizim peşimizden değil, biz IMF'in peşinden koşuyoruz. Ayrıca IMF'ye bırakın Türkiye'yi, İran bile üye. İslam Kalkınma Bankası bizim sorunlarımızı çözebilir mi?" diye sormuştu. Türkiye, dünyanın en güçlü ordularından birine sahip. Ancak, başta sosyal güvenlik kurumları olmak üzere, eğitimden sağlığa kadar bütün kamu kurum ve kuruluşları büyük bir borç batağında. Devletin gelirleri, borçlarının ana parası bir kenara, faizlerini bile ödemeye yetmiyor. Ayrıca yeteneksiz ve ilkesiz politikacıların elinde iflas eden ekonomiye bakmadan, asker bürokratlar, "iç düşman"la savaşmak için, bütçeden milyarlarca dolar ek kaynak sağlama peşindeler. IMF'nin Türkiye Masası Sorumlusu Cottarelli "Enflasyonla savaşmak, petrol fiyatlarındaki artışın ve dış ticaret açığındaki büyümenin önüne geçmek için ince ayar yapmanız gerekir" diyor. Türkiye'yi iflas noktasına Demirel, Ecevit, Yılmaz ve Bahçeli dörtlüsü getirmemiş de, sanki IMF'in görevlisi Cottarelli getirmiş gibi, herkes ona yükleniyor. Türkiye'yi iflas noktasına IMF getirmedi. Kimse günahı IMF'ye yüklemesin. Türkiye'yi iflas ettirenler, sivil ve asker bürokratlarla elele veren ilkesiz ve etiksiz siyasi kadrolardır. Türk toplumu sırtına bir kene gibi yapışan bu asalak kadroları tasfiye etmedikçe IMF'nin acı reçetelerinden hiçbir zaman kurtulamaz. Anadolu insanı, sorumluları dışarıda değil, içeride aramalı. Düşman içimizde.
ngurdogan@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|