YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Gündem

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 


Menderes 39 yıl önce bugün asıldı

27 Mayıs'ın kanlı elleri

27 Mayıs 1960'ta tutuklanan Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın Yassıada Mahkemeleri'nde idama mahkum edilmelerinin üzerinden tam 39 yıl geçti. İdamların acısı hâlâ yürekleri yakmaya devam ediyor. Gayr-i insani şartlar içinde tutuklu kalan ve gayr-i hukuki bir biçimde yargılanan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesi için askerlerden daha çok siviller çaba gösterdi. Dönemin Adalet Bakanı'nın idam cezası verecek hakimlerin listesini MBK'ya sunduğu ortaya çıktı.

Bugün 17 Eylül 2000. Adnan Menderes'in idamının 39'uncu yıldönümü. 1960'da askeri bir darbe ile düşürülen DP lideri Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu olağanüstü Yassıada Mahkemeleri'nin verdiği kararla idam edildi. Üç siyasetçinin idamı halkın vicdanında derin yaralar açtı. Turgut Özal'ın döneminde İmralı'daki naaşların devlet töreniyle İstanbul'daki Anıt Mezara nakledilmesi acıyı bir nebze de olsa azalttı. "Demokrasi Sürecinde Türkiye" isimli kitabında Prof. Faroz Ahmad infazların gerçekleşmesinde profesörlerin orduya verdiği darbe gerekçesinin rol oynadığını söylüyor. Buna göre, darbenin zorunlu ve meşru olduğunu göstermek için idamlar gerekliydi. William Hale de "Türkiye'de Ordu ve Siyaset" kitabında, "Menderes ve arkadaşlarının yargılanıp yargılanmaması sonucunda rejimin yön değiştirmesi, görünüşe göre Gürsel'in yeni Anayasa hazırlamakla görevlendirdiği hukuk ve siyaset-bilim profesörlerinden aldığı öğüdün sonucuydu. Darbenin meşruluğu eski hükümetin Anayasa'da belirtilen demokratik kuralları ihlal ettiği iddiasından kaynaklanıyorsa, bunun Menderes ve arkadaşlarının en ciddi suçlarla itham edilmeleri ve yargılanmaları anlamına geldiğini ileri sürdüler" diyordu.

İdam kararı verecek hakimler seçiliyor

MBK üyesi Alpaslan Türkeş, DP'lilere idam cezası verecek hakimlerin özellikle seçildiğini itiraf edecekti yıllar sonra: "27 Mayıs'tan sonra DP kadrosunun yargılanması için bir mahkeme oluşturulmasına karar verildi. Dönemin Adalet Bakanı Amil Artüs, MBK'ya elinde hakimler listesiyle gelerek, idam kararı verebilecek hakimlerin isimlerini açıkladı. Artüs, 'Şu hakimi tayin edersek, sizi dinlemez, idam kararı vermez. Ama bu hakim sizi dinler, ne isterseniz onu yapar' diyordu. Yani komitede Adalet Bakanı elinde bir liste, bunların içinden idam kararı verecek hakimleri arıyordu." Türkeş, sivil hukukçulardan Doç. Muammer Aksoy için şunları anlatıyor: "Aksoy bir teklif getirdi. TCK'nın 56. maddesinin değiştirilmesini içeriyordu. 56. madde 60 yaşın üstündeki sanıkların cezalarını hafifletiyordu. Yani 60 veya 65 yaşın üstündeki sanıklara idam cezası verilemeyeceği hükmünü getirmişti. İtiraz ettim, 'Nasıl olur, böyle kanun çıkar mı, kanunlar geçmişe yürümez.' Aksoy itiraz ederek, 'O dediğiniz normal hukuk dönemlerinde geçerlidir. İhtilal yapılmıştır. İhtilal hukukunda geriye yürüme vardır' dedi."

Kaçırır gibi götürüp astılar

İhtilalin ilk kurbanı İçişleri Bakanı Namık Gedik oldu. 30 Mayıs günü Gedik, Harp Okulu'nda intihar etti. Linç edilme korkusu yaşayan DP'liler Yassıada'ya götürüldüler. Osmanlı'nın son yıllarında başıboş köpeklerin sürüldüğü ada DP'lileri konuk ediyordu. DP'liler Hayırsız Ada olarak tanınan Yassıada'ya indikleri gün dayaktan geçirildiler.. Mezardan büyükçe bir hücrede tutulan Menderes'in başında nöbet bekleyen subayla konuşması dahi yasaklandı. 14 Ekim 1960'da başlayan Yassıada duruşmaları 15 Eylül 1961'de bitti. 15 DP'li Anayasa'yı ihlalden idam cezasına, 31 kişi ömür boyu, 418 kişi 6 ay ile 20 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldı. MBK, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idam cezalarını onayladı, Celal Bayar'ın ve diğer idamlıkların cezalarını müebbete çevirdi. Türkeş, Cemal Gürsel'in idamlardan yana olmadığını, Silahlı Kuvvetler Birliği cuntasına mensup subayların tehditleri altında idamların onaylandığını ileri sürerken, Başsavcı Egesel ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Cemal Tural'ın Menderes ve arkadaşlarını kaçırırcasına İmralı'ya götürüp infazları sağladıklarını söylüyor.

Sabaha kadar ölümü beklediler

Mahkumlar 'Ölüm adası' İmralı'ya gelmeden önce yetmişe yakın mezar kazıldı, idam sehpaları hazırlandı. 12 idam mahkumu cezalarının hapse çevrildiğinden habersizdir. Önce Celal Bayar indirildi gemiden. İkinci çıkan Meclis Başkanı Refik Koraltan'dı. Sonra Fatin Rüştü Zorlu. Onu Hasan Polatkan izledi. Mahkumların gemiden indirilmeleri arasında 10-5 dakika oynuyordu. Dakikalar geçmek bilmiyordu. Samet Ağaoğlu anlatıyor: "Dakikalar yine akmaya başladı. Müebbet hapis mahkumları düşündüler, 'Galiba götürüp birer birer asıyorlar'. Bu kadar ara ile çıkışları belki bundan. Şüpheler kuvvetlendi. 'Asıyorlar, birer birer asıyorlar'. Fakat çıkarılmalar birden sıklaştı. On mahkum ikişer dakika arayla lumbozların yuvarlağından görünüp kayboldular. O halde ölüm yok. Sadece bir hazırlık belki." Ölüme mahkum olanların kolları arkadan kelepçelendi. Dördü bir odaya, kalanlar karanlık dar hücrelere kapatıldılar, sabahın dördüne kadar kadar ölümü beklediler. Yassıada doktorları mahkumların şöyle bir yüzlerine, boğazlarına bakıp, yüksek sesle "Asılabilirler" diyorlardı. Sabah saat 03.00'de Polatkan'ın hücre kapısı açılır. Önce Polatkan, sonra Zorlu idam edilir. Zorlu, taburesini kendisi tekmeler. Ertesi gün de 10 yıl Başbakanlık yapan Adnan Menderes hasta haliyle idam edilerek yaşamına son verilir.

MAHKEME SAVUNMA YAPTIRMIYOR

27 Mayıs'ın kudretli albayı Türkeş, darbenin CHP'yi iktidara getirmek için yapıldığını, subayların kendi aralarındaki toplantılarda Çankaya'dan aşağıya doğru sağlı sollu elektrik direklerinde DP'lilerin sallandırılmalarını konuştuklarını söylüyordu. Türkeş'in anlattıkları mahkemenin hangi psikolojik koşullar içerisinde gerçekleştiğini gösteriyordu. Sanıkların doğru dürüst kendilerini savunmalarına izin verilmedi. Savunma tanıkları dinlenilmedi ya da dikkate alınmadı.

'KISA KES, AZ KONUŞ'

Hasan Polatkan'ın eşi Mutahhar Polatkan anlatıyor. Mahkeme Başkanı Başol, Polatkan'a '10 dakika içinde savunmanı hazırla' diyor. Polatkan'ın "Bu süre içinde hazır olmaz" demesi üzerine, "Sen öncekilerde uzun savunmalar yaptın. Kısa kes ve az konuş" diyor. Polatkan "Hayatımın sözkonusu olduğu bir meselede son sözlerimi söylememe izin verin" şeklinde cevap veriyor. Başol'un "Olmaz, kısa kes, az konuş" demesi üzerine Polatkan, "Müdafaa yapmayım mı?" diyor. Başol'un verdiği cevap: "Yapma".

Öldüren mektubun sırrı

Menderes'in avukatı Burhan Apaydın, ihtilalin bir numaralı ismi Cemal Gürsel'in ihtilalden 24 gün önce Milli Savunma Bakanı Etem Menderes'e gönderdiği mektubu gündeme getirmek istedi. Bu girişimi akim kalan Apaydın taciz edilecek ve bir süre tutuklu kalacaktı. Mektup, duruşmaların seyrini değiştirecek kadar önemliydi. 3 Mayıs 1960 tarihli mektupta Gürsel, Celal Bayar'ın Cumhurbaşkanlığı'ndan indirilmesini, yerine Adnan Menderes'in geçirilmesini istiyordu. Mektup, ihtilalden sonraki 9 Haziran'da radyolardan okutulan mektuptu. Gürsel, Alpaslan Türkeş'e talimat vererek Menderes'le ilgili bölümün çıkarılmasını sağlamıştı. Mektup, duruşmalarda ihtilalin hukuki gerekçeleri arasında zikredildi.

34 yıl sonra Türkeş, mektubun orijinalini kamuoyuna açıkladı. Mektubun orijinal haliyle açıklanması halinde mahkemeden idam kararlarının çıkmayacağını savunan Türkeş, Menderes'in centilmenliğinin kurbanı olduğunu, ihtilal yönetimi ile zıtlaşmadan iyi geçinmek istediği için duruşmalarda mektup konusunda suskun kaldığına inanıyordu. Kaderin garip bir cilvesi olarak Gürsel'in Cumhurbaşkanı olmasını istediği Menderes idam edilerek veda edecekti yaşama.

Menderes'e Kur'an okutmadılar

14 Eylül'de uyku hapı içerek intihar etmeyi deneyen Menderes tedavi edilir. 15 Eylül günkü son duruşmaya çıkamaz. 17 Eylül sabahı Yassıada'ya götürülür. Bir gün önce Zorlu ve Polatkan idam edilmiştir. Doktorlar Menderes'in sağlığının iyi olduğuna dair alelacele bir rapor hazırlarlar. Oysa vücudunda serumla yaşamaktadır. Öğleden sonra götürülür sehpaya. İki imamın telkinlerini sakin bir şekilde dinler. Son kez bir Yenice sigarası içer. Elleri arkadan kelepçeli, göğsünde idam yaftasıyla çıkar sehpaya. Saatin yelkovanı öğle üç yirmiyi gösteriyordu. Cellat solgun yüzüyle bakakalır Menderes'in ipte sallanan zarif vücuduna. Cüneyt Arcayürek, DP'li

İbrahim Kirazoğlu'nun ağzından anlatıyor: "Saat 13.23'tü. Sanki ta yanlarındaymış gibi bir 'Allahhhhh' haykırışı duydular. Kirazoğlu, o anı anlatıyor: 'Dört elif miktarı bir Allah sesiydi bu!.'. Menderes idam edilmişti. İbrahim Kirazoğlu, çantasından küçük bir Kur'an-ı Kerim çıkardı. Yüksek sesle okumaya başladı. Bir gök gürültüsü işittiler. Bir sağnağın inişini. Güneşe karşın şiddetli bir yağmurun bir yere doğru indiğini. Rahmet!.. Kur'an sesi yayılıyordu perde perde.. İçeri girenler, hepsini yere yatırıp, 'Kur'an okuyamazsınız' diye bağırdılar. Bayar, 'Arkadaşımız idam ediliyorken okuruz, kimse engelleyemez' diye karşı çıktı".

Yassıada'da 9 kişi öldü

Yassıada'da Başbakan Menderes uyku hapları içerek, Cumhurbaşkanı Celal Bayar ise kemeriyle kendini asmak suretiyle intihar girişiminde bulundu. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyesi Lütfi Şaylan, İstanbul Milletvekilleri Yusuf Salman ve Dr. Zakar Tarver, İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay, Afyon milletvekili Gazi Yiğitbaş, Sağlık Bakanı Dr. Lütfi Kırdar, Genelkurmay eski Başkanı Org. Nuri Yamut ve Bursa milletvekili Kenan Yılmaz Yassıada'da öldüler. Ölenler arasında Konya eski valisi Cemil Keleşoğlu da bulunuyor.

Keleşoğlu, valiliği sırasında Konya'ya gelen Başbakan Menderes ve yanındakilere verdiği bir yemek nedeniyle yargılanıyordu. Yemek parasını valilik bütçesinden verdiği için suçlanıyordu. Çevresindekilere, "Beni asacaklar, beni asacaklar" diyen Keleşoğlu yaşadığı korkulara dayanamayarak gizlice edindiği bir jiletle tuvalette bilek damarlarını keserek intihar etti.



Kağıda basmak için tıklayın.

 

 

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...