YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Bostancıoğlu'na düşen…

Bazı kanallar ile gazetelerde, iyi niyetli olduğundan kuşku duymadığım, "Bu yıl İmam Hatiplere rağbet büyük" tarzında haberlerle karşılaştığımda, içimin "Cızz" ettiğini hatırlıyorum.

Bu yıl İmam Hatiplere rağbet olmadığını biliyoruz. Erkek öğrenci gönderen tek tük veli çıktı; kız öğrenci var, ancak onların sayısı da önceki yıllarla mukayese edilecek gibi değil. Bir çok il ve ilçede öğrencisizlikten kapanma durumunda İmam Hatipler; bazı binalar ilköğretim okullarına tahsis edildi bile... 1920'lerde öğrencisizlikten kapandığı dönem günümüzde hortladı...

Türkiye'ye 28 Şubat sonrası yeniden biçim vermeye çalışan 'toplum mühendisleri' İmam Hatipler konusunda sonuç aldılar. Sınav sistemiyle oynanarak, orta kısımları kapatılan okulların mezunlarının istedikleri fakültelere girmeleri engellendi. Bu yıl ÖSS'de, ilk 1000'e giren meslek okulu mezunları sadece iki yıllık yüksek okullara kayıt yaptırabildiler...

İmam Hatipler konusunda gerçek bu; bunun dışında söylenenler, düpedüz yalan: İmam Hatiplere öğrenci yağdığı yalan... 'Psikolojik engel ortadan kalktığında' mezunlarının fakültelere girdiği de... Bu tür yalanların kimseye yararı olduğunu sanmıyorum. Zararı ise çok fazla...

İmam Hatiplerdeki kız öğrenciler, Bursa dışında, geçen yıllarda fazla baskıya mâruz kalmadılar. Müdahale edileceği, başlarını açmaya zorlanacakları söylendi, bir kaç yerde girişim de oldu, ancak yöneticilerin anlayışı yanlışların önünü kesti. Geçen yıl, veli-yönetim işbirliğiyle sorunlar çözüldü. Ancak bu yıl pek çok yerde durum farklı.

Oysa, İmam Hatiplerle ilgili toplum mühendisliği sonuç aldığı ve okullar öğrencisiz kaldığı için, hiç değilse benim beklentim, bu yılın ağrısız ve sancısız geçmesi yönündeydi. "Okulları kapatılmaktan beter edenler, üç-beş kızın başörtüsüyle uğraşma tenezzülünde neden bulunsunlar?" diye düşünüyordum. Ancak, "Rağbet arttı" yaygarasıyla birlikte öğrenciler üzerinde baskılar artı...

İmam Hatipler konusunda yapılanlar, orta kısımlarını kapatmak ve mezunlarının önünü kesmekle de sınırlı kalmadı, biliyorsunuz... Kim planladıysa, bir kurmaylık dehâsı sergileyerek, sorunu mevziî hale getirmeyi de başardı. Ara sınıflardan ayrılmak isteyenlere izin verilmedi, ayrılanların kayıtlarını yapan okullara soruşturma açıldı... İstenen, İmam Hatip öğrencisi olanların başka yerlere kaymasını önlemekti... Bu yolla, İmam Hatip'ten ayrılanların başka okul mezunu olarak üniversitelere girmesinin önü kesiliyordu...

Benim, 'kurmaylık dehâsı' dediğim bu... Savaşta da, 'düşman kuvvetler' belli bir mevzide tutulur, bulundukları yeri terk etmeleri veya çevreye yayılmaları engellenir; bu yolla öldürücü darbeyi vurmak kolay olduğu gibi, kaçanların yarın gerilla taktiğiyle karşıya çıkmasının da önü alınmış olur... İmam Hatiplere yapılan bu işte.

Telefon edip, "11 Eylül günü kayıtlar sona eriyor, teşvik için yazı yazsanıza" diyen birine, "Bu kurumları gerçekten seviyorsanız, şu sırada yapmanız gereken, dört bir yanından kuşatılmış mevzilere bir kaç yeni yüz daha katmak değil" dediğimi hatırlıyorum. Şunu da ekledim: "KHK tartışmaları sırasında belli çevreler hâinane bir denklem kurmayı başardılar. İmam hatip mezunu 'vatan hâini' ile eşdeğer hale getirildi. 'Devlet içine sızmış mürteciler' ithamını açtıklarında, 'İmam Hatip mezunu devlet memurları' demekten çekinmiyorlar. İlk yapılması gereken, bu korkunç mantık kaymasını ortadan kaldıracak çalışmaları başlatmak..."

Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir zulüm görülmemiştir. Üç yıl öncesine kadar, her yıl artan sayılarda devletin açtığı okullar, '1 numaralı halk düşmanı' haline dönüştürüldü. Daha önce, "İmam Hatip mezunu" olmak, devletin tercihiyle, bazı mesleklere girebilmek için 'referans' kabul ediliyordu. Bazı mesleklere ise, büyük zorlukları göze alarak girebildi İmam Hatip mezunları... Şimdi hepsi, bulundukları yerlerde, 'vatan hâinliği' ithamı altında eziliyorlar... KHK püskürtüldü, ama açılır açılmaz Meclis gündemine girecek yasa tasarısı hazır; amacın öncelikle "İmam hatip mezunlarını devletten temizlemek" olduğu saklanmıyor bile...

Böyle bir ortamda, "İmam Hatiplere rağbet eksilmedi" biçiminde yalan ve yalan olduğu için de tahlikeli haberler üretmenin kimseye yararı yok.

Gerçeği kabul edelim: Toplum mühendisleri, kurmay dehâsı uygulayarak, İmam Hatipler konusundaki planlarında başarılı oldular. Bu okullar kapanma durumuna geldi; öğretmen ve yöneticileri akıl almaz baskılar altındalar, öğrenciler de çaresiz... Ağzı süt kokan çocuklar, vatana-millete yararlı birer insan olmak üzere çıktıkları ilim yolculuğunda, devlet adına politika üretenlerin 'savaş stratejileri' içinde birer piyon olduklarını hissediyorlar. Ne hazin...

Milli eğitim bakanı Metin Bostancıoğlu sonuçta bütün okulların bakanı ve her öğrencinin velisi durumunda... Şunu düşünsün bakan Bostancıoğlu: İmam Hatipler'deki gencecik filizlere hergün uygulanan psikolojik baskılara kendi kanından ve canından çocuklarının mâruz kalmasını ister miydi? Hergün, evlerinden, "Acaba hangi olağandışılıkla karşılaşacağız bugün" tedirginliğiyle çıkıyor İmam Hatip öğrencileri...

İçim, bu yüzden, "Cızz" etmişti işte, şimdi de yanıyor...


17 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...