YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Enflasyon emir dinlemiyor

Ülkeye talimatla çeki-düzen vermeye çalışan Hükümet ve destekleyicileri enflasyona söz geçiremiyor. Enflasyon emir dinlemiyor. Merkez Bankası Başkanı'nın sivribiberle başlayan, taze fasulye ile devam eden enflasyonla mücadele programı da pek işe yaramadı. Sebzeler bildiğini okuyor.

Mayıs ayı enflasyon rakamları da Hükümet açısından hiç iç açıcı değil. Mayıs sonu itibariyle TEFE artışı % 18.5'e ulaştı. Hükümet 2000 yılı boyunca bu rakamın % 20 olarak gerçekleşeceğini bekliyordu. Makro ekonomik dengeler % 20 oranındaki TEFE artışı üzerine kurulmuştu.

Dengelerin bozulmaması için kalan 7 aylık dönemde TEFE'nin sadece % 1.5 oranında artması gerekir. Böyle bir hedefin yakalanması imkansızdır. İMF yetkilileri de hedefin tutmayacağını biliyorlar. Hedeflerde revizyona gidilmesi için Hükümet'e öneride bulunuyorlar. Ancak Hükümet siyasi gerekçelerle gereken adımları atmıyor. Revizyon yapmıyor.

Hükümet son derce iddialı olduğu konuda başarısız olmuştur. Enflasyonu düşürememiştir. Ekonomide diğer bütün göstergeler zaten bozuk. Üretim azalıyor, işsizlik artıyor. İthalattaki patlama tehlikeli boyutta. İhracat kan kaybediyor. Bütçedeki faiz ödemeleri verginin tamamını yutuyor.

Bütün bu olumsuzlukların gerekçesi olarak enflasyonla mücadele gösteriliyor. Enflasyon da düşmüyor. Ne olacak şimdi?

Bugünden söyleyebiliriz. Hükümet'in ekonomik politikası iflas etmiştir. Türkiye ekonomisi maceracı bir mantıkla yönetilmektedir.

Ekonomide telafisi güç tahribat

Enflasyonun düşüp-düşmemesi çok fazla önemli değil. Dibe vurmuş bir ekonomide, ufukta gözükmüyor ama, enflasyon oranının % 10'un altına düşürüldüğünü kabul etsek dahi, bu neyi değiştirir? Üretimi mi artırır? İhracattaki tıkanma ortadan mı kalkar? Toplumun fakirleşmesinin önüne mi geçilir? Hayır, hiçbirisine faydası yok.

1999 yılında Dünya ekonomisi ortalama % 3.1 oranında büyüdü. Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki ortalama büyüme oranı % 3.4. Dünya ve Avrupa'nın hızla kalkınmaya devam ettiği 1999 yılında Türkiye ise % 6.4 oranında küçüldü. Kalkınan bir Dünya'da ekonomimizi ve ülkeyi geriye götürmek için Hükümet epey çaba sarf etmiştir herhalde. Kolay iş değil bunu başarabilmek.

Toplumun fakirleşmesi dışında, toplum dinamizmini ve kendine olan güvenini kaybetmektedir. Müteşebbis kolay yetişmez. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yerli müteşebbisin yetersizliği kalkınmanın önündeki en büyük engellerden birisiydi.

Hükümet'in ekonomik programı on binlerce işyerinin kapanmasına neden oldu. Eski müteşebbisler işçi konumuna düştü. Bu insanlar yeteneklerini kullanamıyorlar. Adeta köreliyorlar. Önlerine tekrar bir imkan çıktığında bıraktıkları noktadan başlayamazlar. Belki en başa dönecekler. Toplum açısından inanılmaz kayıp.

Aynı şey yetişmiş tüm elemanlar için geçerli. Teknisyen, usta, ara elemanlar üretimin dışına çıkıyorlar.

İhracatçı, hatalı kur politikasının sonucu olarak yıllarını verdiği dış pazarını kaybediyor. Elde etmek için yıllarını harcıyor, bir günde kaybediyor. Yarın, kaybettiği pazarları ele geçirmek istediğinde işi çok zor olacaktır.

Tarımın can çekişmesi

Tarım politikasının neticesi tarımda azalan üretimdir. Çiftçi daha az toprak ekiyor, daha az hayvan besliyor. Yerli üretici piyasadan çekiliyor. Yurt dışından sübvanse edilmiş tarım ürünlerini tüketmeye başlıyoruz. Bizim çiftçi hem işini kaybediyor ve hem de işsizler ordusuna katılıyor. Büyük şehirlere artan göç de ilave problem.

Yarın tarım üretimini teşvik etmek istediğinizde ne çiftçi ve ne de işlenecek toprak bulabileceksiniz.

Bütün bunlar enflasyonun düşürülmesi adına yapılıyor, ancak, enflasyon da bir türlü düşmüyor.

Aşırı ithalat, uygulanan politikaların kaçınılmaz sonu. Nitekim rakamlar bu tezi doğruluyor. İlk üç ayda ithalat 1999 yılının aynı dönemine göre % 40 oranında artarken, ihracatımız % 1.8 oranında azaldı. Başka söze gerek var mı?

Aşırı ithalatın finansmanı nereden sağlanıyor? Dışarıdan alınan borçlarla. Peki nereye kadar gider? Duvara toslayana kadar.

Ekonominin temel kurumları ve vazgeçilmezleri tahrip ediliyor. Yok ediliyor adeta. Sanki görünmez bir el yerli üretimi baltalamak için gayret ediyor. Hükümet'le birlikte el ele. Hükümet farkında mıdır, bilemiyorum. Bu ülkeyi çıkılması çok zor bir girdaba sürüklüyor.


7 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nurettin CANİKLİ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...