YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

"Düşmanını tanı"

Yozgat'taki mülteci kampında yerleşik Ahmet Behbahani'ye 'kontrol sorusu' yönelten eski CIA ajanı Robert Baer, acaba 'bizim' Edward Shirley veya Reuel Gerecht olabilir mi?

Hiç tanımadığım birinden 'bizim' diye söz etmemin sebebini anlatacağım.

Reuel Gerecht, 1987-1994 yılları arasında CIA'de çalışan bir uzmandı ve İran içindeki CIA ajanlarını uzaktan kumanda ile o yönlendiriyordu. En heyecanlı dönemini İstanbul'da geçirdiğini biliyoruz Gerecht'in. Başkonsolosluk binasındaki özel bölümde, ABD'ye gitmek için başvuran İranlılar arasından 'işe yarayacakları' o seçiyor, 'kazandığı ajanları' belli misyonlarda o kullanıyordu. Onun kadar İran'ı avucunun içi gibi bilen, diline, tarihine, kültürüne, düşünce tarzına vâkıf bir başka 'uzman' yoktu CIA'de... Bir gün ceketini alıp çıktı ve bir daha CIA'ye dönmedi.

Ben bu bilgileri nereden biliyorum? Reuel Gerecht, CIA'de yaşadıklarını, ayrıldıktan sonra Edward Shirley takma adıyla yazdığı bir kitapta ayrıntılarıyla anlatıyor. "Know Thine Enemy: A spy's journey into revolutionary Iran" (Düşmanını tanı: Bir casusun devrimci İran'a seyahati) adlı kitapta, Gerecht'in, yedi yıl süreyle İstanbul ve Paris'ten yürüttüğü 'ajan yönlendirme' çalışmaları ekseninde, Türkiye üzerinden İran'a yaptığı 'gizli' seyahatte başından geçenler yer alıyor.

Kendisiyle yaklaşık bir yıl önce görüşen İsrail'in Ha'aretz gazetesinden Ronen Bergman, Edward Shirley adıyla okur karşısına çıkan kişinin gerçek kimliğini açıkladığı gibi, son görünüşü hakkında da ayrıntılı bilgiler sundu (20 Ağustos 1999). Uzun boylu ve yakışıklı biri 40 yaşındaki Gerecht; bir yıl önce hafif bir sakalı da varmış... Bergman uzunca konuştuğu eski CIA'ciyi öve öve bitiremiyor; "Protestanla dolu CIA'de bir Musevi olarak ayakta kalma ve beğenilme başarısı gösteren ender kişilerden biri" diyor onun için...

Behbahani ile mülâkat yapmak üzere Yozgat'a gelen televizyon ekibinde bulunan ve 'kontrol sorusu' soran "eski CIA'ci" Robert Baer, tahmin ettiğim gibi, aslında Reuel Gerecht ise, kanaatini kendi ağzından dinlemek isterdim. (Gerecht ve Shirley gibi Baer soyadı da Musevi kökeni ele veriyor; İsrail'in en iyi Ortadoğu uzmanlarından biri Gabriel Baer'di; Gerecht Ha'aretz mülâkatında en fazla takdir ettiği bilimadamının Bernard Lewis olduğunu söylemiş; Lewis'i seven müteveffa Baer'i de seviyordur mutlaka. TK).

'Know Thine Enemy' kitabı, 1990 yılında İstanbul'daki ABD konsolosluğunda yaşadığı bir olayla başlar. Ahmad adını verdiği İranlı, hizmetlerini 'Büyük Şeytan'a sunmak üzere gelmiştir... Gerecht, meslek hayatında 'İslâmî rejim düşmanı' İranlılarla da çalışmış, ama onlara saygı duymamış, güvenmemiş de. Gözü hep, 'samimi devrimci' kimliğine sahip ajanlarda olmuş... Ahmad de öyle biriymiş...

Kitapta, bu durum, Ahmad'in ağzından şöyle naklediliyor: "Bana baktığında bende bir asker hali görmediğini biliyorum. Önünde 'köpek pisliği' gibi bir şey görünce geçmişimi abarttığımı düşünüyorsundur. Oysa, bir ara en iyi Pasdaran bendim. Humeyni ve ülkem uğruna ölmek için yanıp tutuşuyordum." (s. 14) Sonunda, Ahmad'i uğurlamış Gerecht; vize vermeden...

"Eski CIA'ci", kapısına kadar gelip vize karşılığı ajan olmayı teklif eden İranlıların bu halini "Amerika sevgisi" ile açıklıyor. Şah döneminde ilişkiler samimiyet kazanmış, İran kültürü Amerikanlaşmış, sadece ABD'ye göçen İranlılar değil, geride kalanlar da bazen kahrolmasını istedikleri ülkeye hayranlık beslerlermiş... Kafaya ABD'ye gitmeyi koyan bir İranlının bunun için göze almayacağı fedakârlık, başvurmayacağı mübalâğalı yaklaşım yokmuş... ABD'ye gitmeyi Yozgat'ta bekleyen Ahmet Behbehani'nin durumu sanki Shirley'in kitabından alınma...

Bir yerde şu satırlarla karşılaştım: "Bir İranlı, bir an 'Amerika'ya ölüm' diye bağırır, bir dakika sonra bütün samimiyetiyle ülkemizi ne kadar sevdiklerini bildirerek kızkardeşine vize talebinde bulunabilir. Bunlar çelişkili duygular değildir onun için, sadece anlıktır. Sadakatler gelir gider, tekrar geri gelir." (s. 31) Bu da onu bir kanaate ulaştırmış: "Hayatımda İran'a ayak basmadığım halde, uygun bir biçimde, bir İranlı'ya, ülkesine ihanet etmesi teklifinde bulunabilirim." (s. 50) Bunlar 'Musevi' asıllı İran uzmanı bir eski CIA'cinin görüşleri...

Shirley'nin kitabına yeniden göz gezdirirken, Behbehani soyadı da karşıma çıktı (s. 77). CIA tarafından 1953 yılında girişilmiş ve başarılı olmuş başbakan Musaddık'ı devirip Rıza Pehlevi'yi yeniden tahtına oturtma operasyonu sırasında... "Musaddık'ı devirenler Cambridge veya Yale eğitiminden geçmiş casuslar değil, dinadamlarıydı" diyor Shirley ve devam ediyor: "Ayetullah Kâşâni ve Ayetullah Behbahani kitlelere emir yağdırmasaydı darbe başarıya ulaşamazdı."

Eğer "Eski CİA'ci" Robert Baer bu tespitleri yapan "Eski CIA'ci" Shirley/Gerecht ise, Behbehani olayı ilginç bir 'operasyon' olarak görülebilir. Hani Türkiye ile İran'ın arasını açmayı kafaya koymuş bir 'uluslararası odak' söz konusu edilir ya, CBS'nin en çok izlenen '60 Minutes' haber programını, itibarlı muhabiri Lesley Stahl'u Yozgat'a sürükleyecek ve içi çürük iddiaları ekrana taşıyacak kadar güçlü bir odak... Tam ECO Zirvesi önünde ilginç bir durum bu.

Shirley/Gerecht/Baer yeni bir kitap yazıyorsa şaşmam...


7 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...