YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama


Hayatım sinema

'Türk Sinemasına Hayat Verenler' programında onur plaketiyle ödüllendiren Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray, "Sinema, bana hayat verdi" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı, Türk sinemasının 86. yılında "Türk sinemasının sultanı" Türkan Şoray adına özel bir gece düzenledi. "Türk Sinemasına Hayat Verenler: Türkan Şoray" adı altında gerçekleşen etkinlikte sanatçı, Türk sinemasına katkılarından dolayı onur plaketiyle ödüllendirildi. Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde yapılan etkinlikte konuşan ve hayli heyecanlı olduğu gözlenen Şoray, "Türk sineması bana hayat verdi. Türk Sinemasının içinde olmaktan hep onur duydum ve bu onuru ölene kadar da taşıyacağım" dedi.

Törende konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Türkan Şoray'ın Cahide Sonku'dan sonra Türk sinemasının en büyük kadın oyuncularından ve yaşayan efsanelerinden biri olduğunu söyledi. Gürtuna, şunları söyledi:

Yaşayan bir efsane

"Türkan Şoray, Türkiye'de 'sultan' unvanı alan ilk sanatçıdır. Böyle bir sanatçının dünya sinemasında da benzeri azdır. Bu başarıda Allah vergisi güzelliğinin yanısıra yeteneği ve özel yaşamı da rol oynuyor. Şoray, sinemada birçok rolü başarıyla oynadı, ama çirkin olmayı hiç başaramadı. O, sinemaya girdiği günden bu yana Türk kadınını beyazperdeye çok iyi yansıttı. Şimdi de, İkinci Bahar'daki rolüyle yenilmeyen, hayata dört elle sarılan azimli ve dirençli Türk kadınını başarıyla canlandırıyor. Onu bir kırk sene daha sinemada görmek istiyoruz."

Sultan salona sığmadı

Salonun dar, katılımın yüksek olması nedeniyle izleyicilerle medya mensupları arasında gerginlik yaşandı. Şoray'ı göremeyen izleyicilerin tepkisi üzerine salonu terk eden medya mensuplarını Başkan Gürtuna ikna etti. Plaket törenin ardından Nükhet Duru'nun seslendirdiği "Türkan Şoray'ın Gözleri" adlı bir video klip ve Şoray'ın rol aldığı, Nejat Saydam'ın yönettiği "Buruk Acı" ve Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Kazandibi Tavukgöğsü" filmleri gösterildi. Gecede ayrıca "Sinema Öğrencileri Türkan Şoray'ı Anlatıyor" adlı bir de toplantı yapıldı.

Sinemada hayat buldum

Plaketini Ali Müfit Gürtuna'nın elinden alan Türkan Şoray yaptığı konuşmada, Türk sinemasının kendisine hayat verdiğini söyleyerek, "Hayatı, Türk sinemasında yaşıyorum. Her zaman benim yanımda olan sevgili seyircilerime ve meslektaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türk sinemasının bir sanatçısı olmaktan hep onur duydum ve ölene kadar da duyacağım" dedi. Geceye katılan yönetmen Atıf Yılmaz, yazar Vedat Türkali ve Azeri yönetmen Tevfik İsmailov da yaptıkları konuşmalarda Türkan Şoray'ın sadece Türk sineması için değil, dünya sineması için de önemli bir isim olduğuna vurgu yaptılar.

Fadime ÖZKAN / Ayşe OLGUN


Kağıda basmak için tıklayın.

Bu yıl daha coşkulu
Bakanlık dedektif gibi
Kültür Bakanlığı yurt dışına kaçırılan eserlerin iadesi için dedektif titizliğinde çalışıyor. Bu sayede çok sayıda önemli eser yurda getirildi.
Kültür Bakanlığı, yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerin iadesi için bir "dedektif titizliğiyle" çalışmalarını sürdürüyor. Kültür Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, bakanlığın girişimleri, açılan davalar ve Interpol kanalıyla Türkiye'ye pek çok ünlü tarihi eserin iadesi sağlandı. İadesi sağlanan eserler şunlar: "Afrodisias Eserleri (1980), Tunç Vazo (1982), Herakles Lahti (1998), Boğazköy Tabletleri (1924, 1942, 1987), Osmanlı Tombak (1991), Elmalı Sikkeleri (1988, 1991, 1992, 1999), Lidya Eserleri (1993), Girlandlı Lahit (1994), Marsyas Heykeli (1994), Afrodisias Friz Bloğu (1994), Mermer Kadın Başı (1997), Kurşun Mühür (1998), Atatürk'ün Gümüş Sigara Tabakası (1998), Henkel Koleksiyonunda bulunan eserler (1998), Divriği Ulu Camii`ne ait ahşap pano (1999), Manş Denizi batığındaki eserler (Birinci grup 1999), Eşrefoğlu Camii ana giriş kapısının süsleme panoları (1999), Heathrow Havaalanı`nda ele geçen eserler (2000), Zeugma ören yerinden çalınan 2 parşa mozaik (2000), Nuruosmaniye Kütüphanesi`nden çalınan Kuranıkerim (2000), Oklahoma gümrüğünde ele geçen eserler (2000), Afrodisias ören yerinden çalınan yüksek kabartma baş - Meleager Başı (1994), İzmir Müze Müdürlüğü bahçesinden çalınan kadın heykeli (1995), İzmir Birgi Aydınoğlu Mehmet Bey Camii'nden çalınan minber kapısı (1995) ve Erdek Açıkhava Müzesi'nden çalınan Torso (1995)." Eser kaçakçılığının vatan hainliği olduğunu söyleyen Kültür Bakanı İstemihan Talay, tarihe ve arkeolojiye ışık tutacak önemli eserlerin vatandaşlarca bulunması ve bakanlığa haber verilmesi halinde gerekli işlemin ivedilikle yapılacağını ifade ederek vatandaşları göreve çağırdı. n İSTANBUL


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...