YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Af ve bankayı boşaltanlar

Af konusu yakında Meclis gündemine geliyor. Burada, çok dikkatli davranmak lâzım. Eğer af, bazı suçlar istisna edilerek diğer hükümlülerin 10-12 yılını indirmek biçiminde çıkarsa, uygulamanın Anayasa Mahkemesi tarafından, diğer mahkûmlara da teşmil edileceği unutulmasın.

Eşitlik ilkesi

Anayasa Mahkemesi'nin yorumuna göre, farklı suçları işleyenler, yasa koyucu tarafından farklı muameleye maruz bırakılabilir. TBMM, istediğini af eder, dilediğini af kapsamı dışında tutar.

1991 yılında Sosyal Demokrat Halkçı Parti, Terörle Mücadele Yasası'nın bazı maddelerinin iptâli için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu. Başvuru, Anayasa'daki eşitlik ilkesine dayandırılıyordu:

"Terör suçundan dolayı verilen cezaların para cezasına çevrilemeyeceği, ertelenemeyeceği hükme bağlanmıştır. Böylece 647 sayılı, Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanun'un 4 ve 6'ncı maddeleri, (ceza ertelenmesi ve cezanın paraya çevrilmesi konusunda hâkime takdir hakkı tanıyan maddeler) terör suçu işleyenler açısından zımnen ve tümüyle ortadan kaldırılmıştır. Bu da eşitlik ilkesine aykırıdır."

Anayasa Mahkemesi 31.3.1992 tarihli kararında (Resmi Gazete 27 Ocak 1993), "Eşitlik ilkesinin herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmediğini" belirtmiş ve Anayasa'nın öngördüğü eşitliği şu şekilde tarif etmiştir: "Yasaların uygulamasında, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilmesi ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol açılması, Anayasa katında geçerli görülmez. Bu mutlak yasak, birbiri ile aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını ve ayrıcalıklı kişi ve toplumların yaratılmasını engellemektedir. Kimi yurttaşların haklı bir sebebe dayanarak değişik kurallara bağlı tutulmaları, eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında değişik uygulamalar yapılmaz. Yasa koyucu, şartlı salıverilmenin şartlarını, hangi mahkûmların bundan yararlanabileceğini zaman içinde toplumun gelişmesine göre takdir edebilir. Şartlı salıverme yönünden, kimi suçlar için ayrı kurallar konulması, eşitlik ilkesine aykırı değildir."

Anayasa Mahkemesi, terör suçlarının günün şartlarına göre farklı değerlendirilerek, bu suçlarda ceza ertelenmesine gidilmemesi esasının, yasama organı tarafından benimsenebileceğini, bu konuda hâkimin takdir yetkisinin sınırlanabileceğini kabul ediyor.

İnfazda eşitlik

Farklı nitelikli suçlar için farklı uygulamayı kabul eden Anayasa Mahkemesi, hükümlülerin cezasından indirim yapma hususunda mutlak eşitliği savunuyor. Bu durumda, mahkûmların suçları ile ilişkilerinin koptuğunu ve hükümlü statüsüne girdiklerini hatırlatarak, şartlı salıvermenin, aynı konumdaki tüm hükümlülere tatbik edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Ankara 4'üncü Kolordu Komutanlığı nezdinde kurulu 1 numaralı Askeri Mahkeme, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun geçici 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin, -eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle-, iptâlini talep etti.

Başvuruda, durum şu şekilde ortaya konulmuştu:

* Sıkıyönetim Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu'nun 146/1 maddesi uyarınca kimi sanıkların idamına, kimilerinin ise müebbet hapis cezasına çarptırılmalarına karar vermiştir. Dava, gerekçeli kararın yazımı aşamasında olup, verilen hükümler henüz kesinleşmemişken, sanıklar bir dilekçe ile Sıkıyönetim Mahkemesi'ne başvurarak, 12.4.1991 tarihinde yürürlüğe giren Terörle Mücadele Kanunu'nun kendilerine de uygulanmasını ve tutukluluklarının sona erdirilmesini istemişlerdir.

* Bunun üzerine, tutuklular arasında ayırım yaratan Terörle Mücadele Yasası'nın geçici 4'üncü maddesinin iptâli için Sıkıyönetim Komutanlığı, Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur.

* Başvuruda, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşip eylem ile (suç ile) ilişkisi kesilen ve hükümlü statüsüne giren kişilerin, aynı şartlarda cezalarını çekmeleri, aynı konumda bulunan hükümlülerin farklı esaslara tâbi tutulamayacağı ilkesi hatırlatılarak, terör suçluları aleyhine yaratılan ayırımın, cezanın infazına ve kişinin topluma kazandırılmasına yönelik şartlı salıverme kurumunun, amacına da ters düştüğü vurgulanmıştır.

Konuyu, daha iyi anlaşılması için, şöyle özetleyebiliriz:

647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Yasa'nın 19'uncu maddesine, (şartlı salıvermeyi düzenleyen maddeye) 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1 ve 4'üncü geçici maddeleri ile bir değişiklik getirilmişti.

Geçici 1'inci maddeye göre, 8.4.1991 gününe kadar işlenen suçlar nedeniyle verilen ölüm cezaları yerine getirilmeyecek, bu durumda olanlar, 647 sayılı yasanın 19'uncu maddesinin öngördüğü 30 yıl yerine 10 yıllarını; müebbet hapse mahkûm olanlar, gene 19'uncu maddenin öngördüğü 20 yıl yerine 8 yıllarını; diğer özgürlüğü bağlayıcı cezalara mahkûm olanlar, hükümlülük sürelerinin yarısı yerine, beşte birini çekmekle, salıverileceklerdir.

Geçici 4'üncü madde ise, bu kurala, bazı suçlar hakkında (TCK 125, 146, 407, 414, 416 ilk ve 418'inci maddelere giren suçları işleyenler hakkında) istisna getirmiş, şartlı salıvermeden yararlanabilmek için çekilmesi gereken ceza süresini daha uzun tutmuştur. Terör suçları için de, ölüm cezası infaz edilmeyecek, ancak idam mahkûmları 20 yıllarını, müebbet hapis cezasına çarptırılanlar 15 yıllarını, hürriyeti bağlayıcı diğer cezalardan dolayı hapiste bulunanlar ise, hükümlülük sürelerinin üçte birini çekmek şartıyla, "şartlı salıvermeden" yararlanacaklardı.

Gerekçe

Geçici 1 ve 4'üncü maddeler arasında, şartlı salıvermeden yararlanabilmek için çekilmesi gereken süreler arasında farklılık bulunması yüzünden, Anayasa Mahkemesi, ayırımı yaratan geçici 4'üncü maddeyi iptâl etti. Mahkeme, gerekçesinde şu hususlara değiniyordu: "Cezanın caydırıcılığı ve suçlunun topluma uyum sağlayabilmesi, topluma kazandırılması, ceza politikasının temel ilkesini oluşturur. Toplumun suça verdiği önem ve suçun ağırlığı, cezanın farklılaşmasına ya da ağırlaşmasına esas olur. Bu husus, devletin cezalandırma politikasına uygun olarak, yasa koyucunun takdirine göre belirlenir. Ancak, cezanın infazı, suçun türüne bağlı olmasının, suçlunun topluma uyum sağlamasını, topluma kazandırılmasını amaçlar. Aynı miktar ceza alan iki hükümlüden birinin, sırf suçunun türü nedeniyle daha uzun süre ceza çektikten sonra şartla salıverilmesi, iki mahkûm arasında eşitsizliğe yol açar. İnfaz yönünden eşit ve aynı durumda olan mahkûmlar arasında, şartlı salıverme bakımından ayrı uygulama, Anayasa'nın 10'uncu maddesinde öngörülen yasa önünde eşitlik ilkesine uygun düşmemektedir. Geçici 4'üncü maddenin iptâli, uygulamada boşluk doğurmayacaktır. İptâl ile eşitsizlik giderilmiş olacaktır."

Af Kanunu

Bütün bunları anlatmamın bir sebebi var. Eğer, af, ceza indirimi biçiminde çıkarsa, Anayasa Mahkemesi suç türüne göre bir ayırımı kabul etmeyecek, hükümlünün, işlediği suçtan koptuğu ve ayrı bir statüye geçtiğini belirterek, eşitlik açısından, bazı suç nevileri için getirilen istisnaları ortadan kaldıracaktır.

Denilebilir ki, ceza indirimi 23 Nisan 1999'dan önce işlenen suçlar için geçerli. Dolayısıyla bankaların içini boşaltanların hepsi bundan yararlanmayacak.

Doğru, ama meselâ İnterbank'a devlet 1999 yılının 7 ocağında el koyduğu için, suç 23 Nisan 1999'dan önce işlenmiş sayılacak ve Cavit Çağlar ile Teoman Koman, adaletten yakasını kurtaracak. Ayrıca, İnterbank, 64'üncü madde kapsamında hazine gözetimindeyken, Etibank'ı Çağlar'a veren siyasetçilerden ve bürokratlardan; Türkbank'ı Korkmaz Yiğit'e devredenlerden, -işlemler 1998 yılında yapıldığı için-, kimse hesap soramayacak.

Diğer bankalarda da, ancak, nisan 1999'dan sonra işlenen fiiller hakkında bir soruşturma söz konusu olacak. Sözgelimi, Hüseyin Bayraktar Egebank'ı bu tarihten önce devrettiği için, kendisini kurtaracak. Ayrıca Murat Demirel'in ve Dinç Bilgin'in "suç işlemek üzere teşekkül oluşturduğu" tarihler Nisan 1999 öncesine denk geliyor. Çünkü her ikisi de bankalarını 23 Nisan 1999'dan önce satın almışlardı. Demek çete suçlaması havada kalabilecek.

Mesut Yılmaz'ın, çete suçları, banka soygunları, dolandırıcılık istisna edilecek demesi, sadece bir kandırmacadır. Çünkü ceza indiriminde her türlü suçtan dolayı hüküm giyenler arasında mutlak bir eşitlik var. Sadece af çıkarsa, Anayasa Mahkemesi suç nevine göre ayırımı kabul ediyor. İnfazda mutlak eşitliği gözetiyor.

Erbakan ve af

Bu arada Erbakan'ın siyasete dönüp dönmeyeceğini merak edenlere söyleyelim.

312'nci maddeden aldığı cezanın ertelenmesi, bu cezadan kaynaklanan siyasi yasağın kalkması sonucunu doğurmaz diyenler çoğunlukta. Yasağın kalkması için, aynı kanuna, "hak mahrumiyetinin de sona erdiğini" belirten bir ibare eklenmeli.

Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırmak üzere devamı tarif eden bir açıklamanın, Anayasa'nın 69'uncu maddesine konulması düşünülüyor. Böylece Fazilet devamdan da kapatılamayacak.

Acaba, Fazilet davasını sürekli erteleyen Anayasa Mahkemesi, böyle bir değişikliğin yapılmasını mı bekliyor?

"Anayasa Mahkemesi'nin kararını geciktirmesi hayra mı alâmet?" diye soranlara şu cevabı veriyordum: "Anayasa Mahkemesi FP'yi kapatmayacak olsa, hemen kararı açıklardı. Uzaması, olumsuz gelişmelerin işareti"

Eğer 69'uncu madde, devam tarifini içine alacak şekilde değiştirilirse, Anayasa Mahkemesi'nin beklemesine değecek.

Demirel'in süresinin uzaması için 69'uncu madde tavizini vermeyenler, bu defa nasıl değişikliğe rıza gösterecekler? Acaba Demirel'e koltuk ikramı, sadece bir gösteriden mi ibaretti?


16 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...