YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yoksa biz kurtuluş savaşını kazanmadık mı?

"Yenik olan, yenene uyma eğilimindedir. İm, kılık, inanç, düşünce yönünden ve daha başka yönlerden gösterir uyma eğilimini.
"Nedeni:

"İnsan her zaman kendisini yenende bir üstünlük bulunduğuna, ona boyun eğmesi gerektiğine inanır. Ya da ona boyun eğmenin, onun doğal yenilgisinden ileri gelmediği ve onda üstün bir yetkinlik bulunduğu yolundaki yanlışlığa kapıldığı için inanır.

"Düşünce ve inancını bu yanlışlığa bağlayınca, artık yenenin tüm yol ve yöntemlerini benimser, ona uymaya çalışır.

"Bu yanlış nedeniyledir ki, yenik olanı daima yenene benzeme çabası içinde görürsün.

"Giyiminde, kuşamında, binitinde, binişinde, silahında; bunları 'yapış ve kullanış yöntemleri'nde ve bunlara verilen biçimlerde, bunlardan başka konularda, başka durumlarda 'benzeme' çabasını bulursun.

"Aynı durumu babalarına benzemeye çalışan çocuklarda da görebilirsin. Düşün, her zaman çocuklar nasıl babalarına benzemeye çabalarlar?
"Nedeni:
"Çünkü çocuklar babalarında eksiksizlik, yetkinlik bulunduğuna inanırlar.

"Dünyanın çeşitli ülkelerini incele istersen. Bak da, çeşitli ülkelerin halkları üzerinde 'koruyucuların' egemen ordusunun askerlerinin 'kılık ve görüşleri' nasıl egemendir, gör.
"Genellikle, çoğunlukla böyledir bu.
"Egemenlerin halk üzerinde bu denli etkili olmalarının nedeni, yenenlerin onlar oluşudur.

"Komşu olan iki toplumdan, biri öbürüne oranla, yenebilme yönünden daha güçlü durumdaysa, o zaman bile yeterli güçte olmayanlarda, o 'benzeme' ve 'uyma' çabasının büyük ölçüde varolduğu görülür. Bu çağda Golvalılara komşu olan Endülüs (İspanya) halkında görüldüğü gibi. Çünkü, Endülüs'tekileri öbürlerine benzemeye çalışıyor bulursun.

"Giyim kuşamlarında; duvarlara, yapılara, evlere çizip işledikleri biçimlere, resimlere, heykellere varana dek, her konuda benzemeye çalışıyorlar.

"O denli 'benzeme çabası' ki, bilinçli bir gözle bakıp değerlendiren kimse, bunların birer 'istila' belirtisi olduğunu düşünür. Hüküm Allah'ındır..."
İbn Haldun, ünlü "Mukaddime"sinde böyle diyor.

Neredeyse her yazısında, 'doğunun altrüist ahlakı'na perestij eden 'batıcı yazar' da, Türkiye'nin Avrupa'ya benzeme, Avrupa Uluslar Topluluğu içinde yer alma tutkusunu işbu "yenilmişlik psikolojisi"ne bağlıyor, Türk toplumunda son yüzyılda görülen bu duygunun salt psikolojik bir "halet"ten kaynaklanmadığını/kaynaklanmayacağını söylüyordu.
Haklıdır...
Batıcı yazar?
Hadi adını da verelim, Attila İlhan.
Söyler söylemez de, zalim bir kuşku gelip oturuyor insanın içine:
Yoksa biz o savaşlardan galip çıkmadık mı?
"Millî mücadele"yi kazanmadık mı?
"Düvel-i muazzama"yı dize getirmedik mi?

Kazandığımızı sandığımız savaşlar, aslında "batılı beyaz adam"ın bir hediyesi; Prof. Mahir Kaynak'ın da belirttiği gibi, "Zafer bahşedip karşılığında ruhumuzu alan" egemenlerin bir lütfu muydu?

Batılı değer yargılarını benimseyen, ama 'işkence yapma özgürlükleri' kısıtladığı için, duruma ve konjonktüre göre 'batı karşıtı' argümanları seslendiren yönetici ve elit sınıfın, "Lozan süreci" başta olmak üzere, NATO ve Avrupa Birliği macerasını bir de bu gözle değerlendirmeleri gerekiyor, gerekecek...


21 Mart 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Kekeç

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...