YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Seçici muhalefet

 
Kimilerinin "tutarlılık" sınavında başarısız olması başka bir şey, bizim onların haklı taleplerine kayıtsız kalmamız bambaşka bir şeydir.

 

Toplumu oluşturan bireyler (kimilerinin ısrarla tekrarlayıp dayattıklarının aksine) birbirlerinden pekçok cepheden farklı oldukları için, "demokrasi" ve "özgürlük" gibi değerler sözkonusu olduğunda öncelikler sıralamasını da farklı yapabilirler. Mesela kimileri kendi hayat tarzlarının önündeki engellerin kaldırılmasıyla yetinebilir, diğerlerinin bu çerçevedeki farklı taleplerine kayıtsız kalabilir. Tabii ki keşke böyle olmasa... Kimse digerkâmlık ve "empati"den uzak durmasa... Ama oluyor, insanlar gibi insanların öncelikleri de farklı. Ancak bunun böyle olması, yani kimilerinin kendi hayat tarzlarının gerekleri konusunda sırasında bir özgürlük savaşçısı gibi davranırken diğerlerinin taleplerine kulaklarını tıkaması, bizim onların haklı taleplerine kayıtsız kalmamızı haklı çıkaracak güçlü bir delil gibi yorumlanmamalıdır. Kimilerinin "tutarlılık" sınavında başarısız olması başka bir şey, bizim onların haklı taleplerine kayıtsız kalmamız bambaşka bir şeydir. Onlara sitem edebilir, onları eleştirebiliriz; ama nerede haklıysalar onu da teslim etmek zorundayız. Ayrıca unutmayalım ki, bir toplumda demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesi, "tutarlılık âbidesi" olarak nitelenebilecek az sayıda insanın özel gayretinden çok, ilk bakışta tutarsızlık arzeden ve sırasında çok bölük pörçük nitelikte olan farklı hak taleplerinin belli bir süre sonra bir yerlerde buluşmasıyla gerçekleşiyor.

Demokrasi ve özgürlüklere ilişkin talepler söz konusu olduğunda, insanları "tutarlılık" sınavından geçirmek özellikle medyanın hiç işi olmamalıdır. Medya, gerektiğinde, mesela bir siyasetçinin geçmişten bugüne kadarki "karne"sine tabii ki yer verecektir; ancak bu "özet" bilgi, söz konusu kişinin sevap ve günah defterinin muhasebesinin çıkarılmasına dönüşmemelidir. Bir örnek ile gidersek daha iyi anlatabileceğim:

Erbakan'ın 312'den mahkum olmasının hemen ertesinde Radikal gazetesi şu manşeti attı: "Demokrasi Hoca'ya da lazım oldu"(!) Alt başlıkta da, Erbakan'ın başbakanken antidemokratik yasaları düzeltmeye hiç yeltenmediği bildiriliyordu. Görüldüğü gibi çok tuhaf bir manşet; gazete ne demek istiyor tam belli değil! "Haber" olmadığı açık olan bu başlık özellikle ne demek istiyor? "Sen elinde fırsat varken antidemokratik yasaları değiştirmezsen, işte böyle olur, adamı böyle yaparlar..." mı denmek isteniyor? Şimdi bu manşet 312. maddeyi karşısına alan bir yayın politikasının ürünü mü? Hani şu ünlü "bağcıyı dövmek" ve "üzüm yemek" hikayesinde olduğu gibi, bir "son dakika" 312 haberi gazeteyi asıl olarak hangi yönüyle ilgilendiriyor? Besbelli ki Radikal karmaşık duygular içinde! İşin aslını bırakmış, Erbakan'ın günah ve sevablarını ölçmekle meşgul!

Söylediğim gibi, "tutarlılık" sınavından iyi not alamayan herkes gibi Erbakan da sitem edilmeyi ve eleştirilmeyi hakediyor. Erbakan'ın "karne"si çok daha kötü de olabilirdi. Ama bütün bunlar bizim (ve de özellikle bir gazetenin) son mahkumiyet kararıyla ilgili tavrımızı etkileyebilir mi? Bir ülkede siyasetçilerin kişisel tarihini de içinde barındıran siyasi tarihi unutmamak başka şey, antidemokratik bir yasaya karşı çıkıp bu yasanın her kim olursa olsun mağdurlarının yanında olmak bambaşka bir şey değil mi? Bu çerçevede karmaşık duygular içinde olmanın ne gereği var? Demokratik talepleri desteklemenin ölçüsü bu taleplerin sahiplerine karşı duyulan "yakınlık" ölçüsüyle mi belirlenecek?

Radikal'in bu "yakınlık" ölçüsüne haddinden fazla önem verdiğinin başka delilleri de var. Mesela "Radikal İki"yi ele alalım. (Kötü örnekler çok ama ben en iyilerden birisini seçiyorum.) Bu "Ek"in özellikle gençleri kendine çeken muhalif bir dili olduğu muhakkak. Her pazar birkaç imzayı severek okuyoruz. Ama dikkat edin, etnik, cinsel, dinsel ayrımcılığa karşı nitelikli yazıların yer aldığı bu "Ek"e şimdiye kadar (benim bildiğim kadarıyla) Türkiye'deki "İslami" muhalefetle ilgili tek bir yazı girmedi. Ülkede "başörtüsü" etrafında "dış dünya"da duyanları yerinden hoplatan olaylar yaşanırken, "Ek"in bu işlerle hiç ilgisi yok. O, dünyasına yabancı muhalefeti sevmiyor gibi!

"Radikal İki"yle ilgili görüşümü herkese açık bir toplantıda Yayın Yönetmeni Tuğrul Eryılmaz'a da söylemiştim. Şimdi hatırlıyorum da, Eryılmaz'ın o günkü cevabı, benim bugün sözünü etmeye çalıştığım, "medeni insanların muhalefetini destekleyen bir muhalif yayın" tesbitime çok da aykırı değildi...


21 Mart 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Kürşad Bumin

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...