YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yanlış bir karar

 
Bir toplumda işlerin sağlıklı yürüyebilmesi için kişiler ve grupların benzer hassasiyetlere sahip olmaları gerekir; aksi halde anarşi çıkar

 

Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), önceki gün yapılan genel kurulunda, Bayındır Holding'in patronu Kamuran Çörtük'ü üyelikten ihraç etti. Canlı yayınla kitlelere ulaşan, bir tür 'halk mahkemesi' görüntüsüydü. Suçlanan ayağa kalktı ve kendini savundu; üyelerin çoğu, savunmadaki özeleştiri dozunu yeterli bulmadıkları için, 'ihraç' kararını onayladılar.

'Halk mahkemesi' benzetmesi yadırganmamalı; TÜSİAD üyelerinin geçmişleri biraz kurcalansa, vaktiyle çeşitli sol örgütlerde faal görevler üstlenmiş olanların sayısının hiç de az olmadığı görülecektir. Bir bölümü, gençliklerinde, 'halk mahkemesi' uygulamasının içinde bulunmuş, dâvâ arkadaşlarını 'özeleştiri' yapmaya sevk etmişlerdir muhakkak. Sözgelimi, ihraç edilen Kamuran Çörtük'ün 'soldan gelme' bir işadamı olduğu, ilk ortaklarının 'sol siyasetin yıldızları' olduğu biliniyor...

Olay bir çok yönden ilginç.

'Soldan gelme' patronun son 40 yılımıza 'sağ' politik çizgisiyle damgasını vuran Süleyman Demirel'in çok yakını olduğu biliniyor. Geçen yaz, eşinin kardeşini Büyükada'daki evinde ziyaret eden Cumhurbaşkanı Demirel, yanında yakın dostlarını da götürüp bir 'aile fotoğrafı' çektirmişti. Kamuran Çörtük o 'aile fotoğrafı' içerisinde yer alanlardandı. Gariptir, fotoğraftaki hemen her kişi, son zamanlarda bir biçimde 'lekeleme' kampanyasına mâruz kalmış görünüyor... Cumhurbaşkanı konumuna erişmiş bir kişi tamamı 'lekeli' dostlarla çevrelenmiş olamayacağına göre bu işin içinde bir başka iş aramak gerekiyor...

Çörtük'ün bilinen suçu, bir yıl kadar önce kamuoyuna mal olan 'Çakıcı kasetleri'nde sesinin bulunması. Türkbank ihalesine girmek isteyen işadamlarıyla pazarlığı yürüten kişi olarak gündeme oturmuştu Bayındır Holding patronu. İhale üzerinde kalacak Korkmaz Yiğit'e bazı önemli kişilerle yakınlığından söz ediyor, bu arada cumhurbaşkanı ile ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın adlarını da veriyordu. Kaset ortaya çıkıp bir üyesinin 'ihaleye fesat' işinde suçüstü yakalanmasından rahatsız olan TÜSİAD "İhraç ederiz" tavrını alınca, Kamuran Çörtük, "Sıkıysa atsınlar" deyiverdi. TÜSİAD'ın ihraç kararı o meydan okumaya bir cevap işte.

TÜSİAD'ın ülkede yürürlükte olan sistemden daha acımasız olmasını anlamak mümkün değil. Çakıcı kasetleri üzerinden bunca zaman geçti, kamuoyunu ayağa kaldıran heyecan yatıştı, kasetlerden öğrendiğimiz kirli ilişkiler yüzünden kimsenin burnu kanamadı. Bankasına el konulmasına rağmen Korkmaz Yiğit 'saygın' bir işadamı olmayı sürdürüyor; yanında eski kuvvet komutanı danışmanı bile var. Alaeddin Çakıcı içeride ama, kasetlere yansıyan kirli ilişkiler yüzünden yargılanamıyor. TÜSİAD'ın ihraç ettiği Kamuran Çörtük'ün yargı tarafından ifadesinin alındığını hatırlamıyoruz. "Benim yüksek yerlerde destekçilerim var" cümlesinin akla düşürdüğü isimlerin kapısını çalan olmadığı gibi, kanun kaçağının, "Altına 150 bin dolarlık BMW çektik" dediği lider eşinin kim olduğu bile soruşturulmadı.

Bir toplumda işlerin sağlıklı yürüyebilmesi için kişiler ve grupların benzer hassasiyetlere sahip olmaları gerekir; aksi halde anarşi çıkar. Türkiye, bu dengeyi epey aşağıda bir yerlerde oluşturdu; bu sebeple kimse kimseyi yolsuzlukla, uğursuzlukla suçlayabilecek durumda değil. Biraz ileri gidene, "Tencere dibin kara..." mesajı gönderilmesi yetiyor. Köpeklerin salıverildiği taşların bağlandığı bir ülke burası ve herkes hayatın bu gerçeğine uygun hareket ediyor.

TÜSİAD'ın Kamuran Çörtük'ü üyelikten ihracı bu dengeyi zorlayan bir gelişme; devletin 'saygın' bilmeye devam ettiği, Cumhurbaşkanının kasetlerden sonra 'aile fotoğrafı' içine almakta beis görmediği, sahibi olduğu 'şâibeli' televizyon kanalını itibarlı bir bankanın borç karşılığı kabul etmekte zorlanmadığı bir kişiyi, bir derneğin 'uygunsuz' sayması aşırı bir davranış. Bir başka işadamının, etrafına bakıp, "Eğer şâibe yüzünden üyelikten ihraç edilmek gerekiyorsa, aramızda banka soyanlar var, onları da atalım" demesi çok yerinde bir tepki. "Sıkıysa atsınlar" cümlesiyle özetlenen tavır devletin ve toplumun her kesiminde doğru anlaşılırken, TÜSİAD'ın o veciz cümleye kızması pek doğru bir davranış değil.

TÜSIAD kararini gözden geçirmeli ve Kamuran Çörtük'ü yeniden bagrina basmalidir.


16 OCAK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...