Sümerbank'ın içinin boşaltılmasıyla ilgili olarak, çete kurdukları iddiasıyla bankanın eski sahibi Hayyam Garipoğlu ve yönetim kurulu üyeleri İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandı. İstanbul 3 No.'lu DGM'de görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Hayyam Garipoğlu, Nida Garipoğlu, Nizam Garipoğlu, Cengiz Biçer, Murat Yüksel, Cem Feridun Yeşil, Muhammed Ciğer, tutksuz sanıklar Hayyam Garipoğlu'nun kızkardeşi Handan Güleç, Yılmaz Oruçoğlu, Ahmet Şimşek, Kıyasettin Yılmaz, Güllüşah Zerrin Yılmaz, Fatma Suheda Kunt, Gazelle Başar, Şeref Eroğlu, İsmail Eyüp Erdoğmuş, Abdullah Akbulut, Faruk Ünal, Kamuran Beydoğan katıldı.

Garipoğlu: Kötü bir niyetim yoktu

Hayyam Garipoğlu duruşmada verdiği ifadesinde, Sümerbank'a el konulduğu gün kasasında 1,5 milyar doları olduğunu belirterek "Eğer kötü bir niyetim olsa bu parayı dünyanın herhangi bir bankasına aktarır ve giderdim. Halkın Sümerbank'tan alacağı toplam para, 1 miyar 100 milyon dolar ama, kasada 1.5 milyar dolar çıkması bu paraların rahatlıkla ödenebileceğini gösteriyor. Bana ve arkadaşlarıma teşekkül oluşturmuşum diye suçlanıyorum. Ben eğer teşekkül oluştursaydım, ailemi ve uzun yıllar çalıştığım iş arkadaşlarımı bu teşekküle ortak ederdim. Bizim de bir teşekkülümüz var ama bizim teşekkülümüz para toplamak, insanların hakkını yiyip lüks hayat kurmak için değil" şeklinde konuştu.

Müfettiş raporlarını eleştirdi

Kendilerinin de teşekkülü olduğunu, fabrika kurmak ve üretmek için yöneltilen suçlamaların tek dayanağının müfettiş raporları olduğunu hatırlatan Garipoğlu, "Bu raporlar neden 2000 yılı içinde tutuldu da daha önce tutulmadı? Çünkü bu raporlar yanlıştı. Bankadan alınan krediler, benim şirketlerim tarafından alındıktan sonra bankaya tekrar verildi. Bu da bankanın sermaye artırımıdır. Burada esas suçlu olan 30 senelik emeğimize el koyan Mevduat Sigorta Fonu'dur. Vergilerde de açıkça gözükmektedir. Tutukluluk süreminde göz önüne alınarak, tahliyemi istiyorum" şeklinde konuştu. Diğer sanıklar ise suçsuz olduklarını söylediler.