T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
3 Yargıç (devam-2)

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Oktay Uygun, AİHM'nin kararını şöyle değerlendiriyor: "Avrupa Mahkemesi'nin kararı benim için sürpriz oldu. Çünkü mahkeme, bugüne kadarki içtihatlarında örgütlenme özgürlüğüne büyük önem vermiştir. Avrupa Mahkemesi'nin, laiklik ve demokrasi arasındaki bağı güçlü bir şekilde vurgulamasını, ancak parti kapatma dışı yaptırımlarla demokratik rejimin korunabileceğini söylemesini bekliyordum ben. Gerçi Refah Partisi Başkanı'nın ve bazı milletvekillerinin konuşmalarında şiddete çağrı anlamına gelebilecek ifadeler var. Bu partinin otoriter ve totaliter bir hayat görüşünün olduğu, demokratik rejime alternatif düşündüğü anlaşılıyor ama... Avrupa Mahkemesi eğer eski içtihatlarına dayanarak karar verseydi, Türkiye'deki demokratik rejim yine de parti kapatma dışı yaptırımlarla korunabilirdi." (Neşe Düzel, Pazartesi Konuşmaları, Radikal, 6 Ağustos)

"Bu partinin otoriter ve totaliter bir hayat görüşünün olduğu..." gibi ifadeler çoğumuzu rahatsız etse de, Uygur'un açıklaması meseleyi doğru koyuyor. Gerçekten de, RP Başkanı ve "bazı milletvekilleri"nin "dosya"da yer alan kimi açıklamaları "şiddete çağrı anlamına gelebilecek ifadeler"dir. Televizyon ekranında günlerce önümüze getirilen kimi konuşmaların (bu konuşmaların niçin 3-4 yıl "dinlendirilip" önümüze getirildiği haklı ama başka bir konu) "hürriyet âşığı" ifadeler içerdiğini sanırım hiçbirimiz kabul etmiyoruz. Fakat mesele bu değil ki... Mesele, yıllarca "dinlendirilip" Anayasa Mahkemesi'nin önüne getirilen bu konuşmalardan hareketle bir partinin kapatılmasının hukuka ne derece uygun olduğuydu. Uygun'un haklı olarak söylediği gibi, böyle bir durumda hiç değilse AİHM kararının "parti kapatmak" yerine, "parti kapatma dışı yaptırımlar"a yönelmesi gerekirdi. Yani özetle, AİHM'den partinin değil ama meselâ bir Şevki Yılmaz'ın "kapatılması" yönünde bir karar bekleniyordu...

Nitekim bu durum, AİHM'nin kararına katılmayan 3 yargıç tarafından çok doğru değerlendirilmiş. 3 yargıç, sırasıyla Şevket Kazan'ın Sincan Belediye Başkanı'nı cezaevinde ziyaretini; Ahmet Tekdal'ın 1993'de hac sırasında yaptığı konuşmayı; Şevki Yılmaz'ın 1994'de sarfettiği sözleri; Hasan Hüseyin Ceylan, Şükrü Karatepe ve İbrahim Çelik'in açıklamalarını gözden geçiriyor ve bu açıklamaların bütün bir partinin kapatılmasını haklı çıkarmadığı kanaatini taşıyor. Yanlış anlaşılmasın; 3 yargıç "Bu açıklamaların da nesi var?" gibi bir hava içinde değiller! Kazan'ın ziyareti o günkü koşullar içinde aklıbaşında bir davranış olsa ya da olmasa da; Yılmaz'ın sarfettiği sözler laiklik ilkesine tamamen ters düşse de; Ceylan'ın konuşmasındaki ifadeler hepten "ölçüsüz" olsa da; bu delillerden hareketle RP'nin kapatılması haklı değildir.

3 yargıcın belirttiği gibi, bu "deliller"den hareketle AİHM'nin RP'nin kapatılmasını "acil bir toplumsal ihtiyaç" olarak haklı bulması ikna edici olabilir mi? "Delil" olarak söz edilenlerin tamamının kapatma davasının açılmasından üç-beş yıl önce gerçekleşmesine ve ortada somut hiçbir uygulama olmamasına bakmaksızın RP'nin varlığının "iç barışı ve demokratik rejimi" tehdit ettiği ve kapatılması gerektiği sonucuna varılabilir mi? Dolayısıyla 3 yargıç, AİHM kararında, RP'nin hükümete girişinin öncesi ve sonrasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin normlarıyla uyuşmayan, laik sistemi ortadan kaldırmaya yönelik, şiddeti ve dinsel düşmanlığı kullanan ve teşvik eden ya da Türkiye'nin demokratik ve hukuksal düzenini tehdit eden bir siyasal projeyi uygulamak için girişimlerde bulunduğunu ispat eden ikna edici ve formel delillere rastlamadıkları sonucuna varmıştır.

Eğer adalet dağıtan yargıçlara güveniyorsak, özellikle "siyasi" yanı da olan bu tür kritik kararlarda "karara katılmayan" yargıçların ne dediklerine de kulak vermek gerekmez mi? Karara katılmazken benimsedikleri akıl yürütmeyle tanışmak da yararlı olmaz mı? Neyse, tek tesellimiz AİHM kararının "gerekçeli" olarak önümüzde olmasıdır. Bakalım Anayasa Mahkemesi, vakit bulup da Fazilet "gerekçesi"ni ne zaman açıklayacak? Bekliyoruz, hem de büyük bir merak ve sabırsızlıkla!


7 Ağustos 2001
Salı
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED