T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Tayyip Erdoğan'a yıpratma kampanyaları!..

İşler çığırından çıkınca, insanlarda, hafıza da, mantık da, karar verme yetenekleri de zayıflar..

Tayyip Erdoğan'a karşı, çeşitli merkezlerden aynı anda sürdürülen saldırı ve yıpratma kampanyaları, bu zayıflamanın en açık kanıtlarıdır..

Tayyip Erdoğan'ın, henüz ne olduğu tam bilinmeyen "siyasi programı", belli ki bazı kesimleri ürkütüyor..

Ayrıca, Erdoğan'ın seçmen katında çok yüksek olduğu "varsayılan" tutulma oranı, aynı kesimlerdeki ürküntüyü, panik haline sokuyor..

Bunu mantıklı biçimde değerlendirdikten sonra, aklı başında insanlar, bir strateji oluşturur..

1- Tayyip Erdoğan'ın içinden çıktığı kesimin yeni partisi "Saadet"i yıpratacak haber ve davranışlardan kaçınmak, Erdoğan'ın gücünü bölmek için bir yoldur.

Ancak panik içindeki kesimler, Tayyip Erdoğan'a saldırırken, Erbakan ve Saadet'i de, yıpratma kampanyalarına konu ediyorlar.

2- Tayyip Erdoğan'a oy verecek merkeze yakın kesimlere, Erdoğan'dan daha güçlü ve çözüm üreten, alternatif liderler çıkartılır..

Oysa panik içindeki kesimler, zaten yıpranmış ve ekonomik iflastan sorumlu Mesut Yılmaz'ın, barajın altına inmiş ANAP'ın başında kalması için kampanyalar yapıyorlar..

Tayyip Erdoğan'ın karşısına aynı seçmen tabanında çıkması mümkün olmayan Kemal Derviş'e, siyasi ümitler bağlanıyor..

3- Tayyip Erdoğan'ın arkasında olduğu iddia edilen ve bazılarınca 1 milyar dolara ulaştığı söylenilen varlık, dolaylı biçimde "temizlik" ve "şaibe" karalamalarını hedefliyor..

Oysa, Türk toplumunca, "temizlik" ve "kokuşmuşlukla mücadele" kavramlarının simgesi olan isimler, Tayyip Erdoğan'ı karalayan kesimlerle, dost olmayan ilişkiler içindedir..

Tayyip Erdoğan'a yıpratma kampanyaları açanlar, örneğin daha önce, Saadettin Tantan'ın başını yemişlerdir.

4- Bir başka mesele de, şöyle..

Tayyip Erdoğan'a yıpratma kampanyası açan kesimler, medyada, parasal açıdan ve iktidar nezdinde güçlü olsalar bile, toplum katında zayıftırlar..

Geçmişte açılan benzer yıpratma kampanyalarına rağmen, seçmen onlara hiç aldırmamış ve "medya merkezi" İstanbul'da bile, Tayyip Erdoğan, seçim kazanmıştır.

5- Alternatif üretmek ve kafa çalıştırmak yerine, Tayyip Erdoğan'a yıpratma kampanyaları sürdürenleri, dramatik bir ikilem beklemektedir..

Bu ikilemin bir yanında, kaderini "müflis koalisyona bağlamak" vardır.. Diğer yanda ise, "siyaset ve demokrasi dışı arayışlar"a sürüklenip, militarizme veya bürokratik demokrasiye saplanmak ihtimali bulunuyor.

Evet.. Gözlemlerimiz böyle..

Özetle, belirli kesimler Ecevit'e yağdanlık edip, Mesut Yılmaz'ı pompaladıkça, Tayyip Erdoğan, seçmen gözünde daha güçleniyor.

Kısa vadeli parasal çıkarlar uğruna yapılan eylemler ise, Tayyip Erdoğan'dan ürken kesimleri, tutarsız bir noktaya sürüklemiştir..

Örneğin Tantan bir parti kurarsa, Tayyip Erdoğan'a yıpratma kampanyası açan kesimler, Tantan'a da aynı kampanyaları açacaklardır..

Şunu da söyleyelim..

Elbet, Türkiye'de siyasi yelpaze, sadece Tayyip Erdoğan'dan ibaret değildir..

Ayrıca, "Tapınak Şövalyeleri" diye ifade edilen "Kurulu Düzen" (establishment), sadece Tayyip Erdoğan'la uğraşarak, diğer "kurulu düzene karşı" partileri de, dizginleyemez ki..

Örneğin HADEP'in güçlendiği de, anketlerle görülmekte..

Çok önemli bir mesele de, bu anketlerde "kararsız" diye görülen büyük bölüm seçmenin önemli kısmı, aynı zamanda "umutsuz"dur da..

Kendileri zaten çok yıpranmış kesimlerin, Tayyip Erdoğan'a yıpratma çabalarının mantığını ve etkilerini, mutlaka tartışmaları gerekiyor.

ŞAKA

Herşey izafîdir!..

Ormanda dolaşan bir tırtılı, üç tane salyangoz, fena halde dövmüşler..
Tırtıl, en yakındaki karakola gidip, kendisini döven salyangozları şikayet etmiş..
Polis, tırtıla sormuş..
-Sizi döven salyangozları teşhis edebilir misiniz?
Tırtıl cevap vermiş..
-Salyangozları teşhis edemem.. Çünkü çok hızlı hareket ediyorlardı..
KISSADAN HİSSE- Herşey izafîdir.. Mesela ANAP da MHP'ye göre daha özgürlükçüdür.. Bahçeli de, Ecevit'e göre daha "Hareket"lidir..

TEBESSÜM

İleri gitmek tabiî ki mümkündür!..

Üç avcı, Alaska'ya ayı avlamaya gitmişler.. Avladıkları ayıları, bir kamyona yüklemişler.. Uzak bir köşedeki havaalanında müşteri bekleyen, tek motorlu küçük bir uçağın pilotuna yaklaşmışlar..

Avcılardan biri, pilota teklifte bulunmuş..

-Avlarımızla bizi, en yakın kente uçağınla hemen götür.. Sana iyi para vereceğiz..

Pilot, öldürülmüş ayılara ve üç avcıya, şöyle bir bakmış..

-Benim uçağım, bu kadar yükü taşımaz, demiş..

Avcılar itiraz etmişler..

-Geçen yıl da bu kadar yükle, seninkinin aynı bir uçağa binmiştik.. Şu karşıdaki ağaçları aşıp, ilerideki göle ulaşabilirsen, bu yükle kolay uçarsın..

Sonunda pilot razı olmuş.. Yükleri ve avcıları alıp, havalanmış.. Karşıdaki ağaçlara sürünerek yükselmiş uçak.. Ama gölün üzerinde, hızla irtifa kaybetmeye başlamış..

Bunun üzerine pilot, uçağın kapısını açıp, öldürülmüş ayıları da, avcıları da göle atmış.. Uçak yükselmiş ve uzaklaşmış..

Göle atılan avcılardan biri, neşe ile bağırmış arkadaşlarına..

-Geçen yıla göre, 300 metre daha ileri gitmeyi başardık uçakla!..

KISSADAN HİSSE- ANAP bu kongresinde yine, "Değişeceğim" diyen Mesut Yılmaz'ı tekrar seçerek, geçen kongreye göre, 300 metre daha ileri mi gitti acaba?


7 Ağustos 2001
Salı
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED