T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
'Bir başka tablo'

Cumhurbaşkanları, âdettendir, Meclis başkanı, başbakan, genelkurmay başkanı gibi devletin çeşitli kademelerinde yer alan üst düzey yöneticilerle zaman zaman biraraya gelirler. Haftalık veya aylık görüşmelerde devleti ilgilendiren konularda görüş alış-verişinde bulunulur. Bu yolla, hem yürütme erkinin başı olduğu anayasaca belirlenen cumhurbaşkanı gelişmelerden haberdar edilmiş olur, hem de devletin zirvesine uyumu getirecek eşgüdüm sağlanır.

Şubat ayında yaşanan 'anayasa fırlatma' olayının ardından, başbakanın, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile ilişkilerini soğuttuğu biliniyor; Çankaya'ya bir süre ayak sürüdükten sonra çıktı. Bülent Ecevit'in küsen ve küslüğünü parti ve devlet işlerine taşıyan bir kişiliği olduğu da mâlum; herhalde o kişilik yüzünden, metazori buluşmalar dışında, Cumhurbaşkanı Sezer ile biraraya gelmekten kaçınıyor Başbakan Ecevit... Başbakan, haftalık mutad görüşmeleri de, herhalde aynı sebeple aksatıyor.

Türkiye, tarihinin en derin ekonomik krizlerinden birine başlangıç teşkil eden 'anayasa fırlatma' olayını, yürütme erkinin iki uzvu arasındaki soğukluk yüzünden yaşamıştı. İkili görüşmelerde söyleyemediklerini Milli Güvenlik Kurulu'na (MGK) taşıyan Cumhurbaşkanı Sezer, önündeki anayasayı, yetkilerini sorgulayan bakanın önüne "Öğren de gel" anlamını taşıyan bir fiili ifadeyle atmıştı. Şimdi MGK da fikir alış-verişine imkân vermiyor olmalı ki, Sezer, hükümetten şikâyetlerini kendisini ziyarete gelen sivil örgüt temsilcilerine yansıtmaya başladı.

Zirvedeki mutada dönüştürülmüş görüşmeler, bugünkü gibi görüş, eğilim ve mizaç farklılığı bulunan ortamlar için düşünülmüştür. Cumhurbaşkanı ve başbakanın aynı eğilimden geldiği bir ortamda sorunlar uzun görüşmeler olmaksızın da çözülebilir. Ancak, 'kendine mahsus bir kişiliği' bulunan Ahmet Sezer'in, hükümet ve Meclis'in çeşitli konulardaki tercihleriyle ilgili olarak ikna edilmesi gerekiyor. Bunu yapacak olan başbakan ise, 'çözümden yana' bir tavır sergilemiyor.

Dün hemen bütün gazetelerin manşete taşıdığı Sezer'e ait sözler, devletin zirvesinde iplerin kopmak üzere olduğu işaretini verecek kadar sert. Yolsuzluğu kolaylaştırıp yandaşa gelir sağlamaya kadar varan bir dizi iddia, elinin altında denetleme kurulu bulunan Cumhurbaşkanı tarafından dile getiriliyorsa, kulak ardı edilemez. 19 Şubat krizine sebep olan anayasa fırlatmanın da yolsuzluk iddialarıyla ilintisi hatırlanılırsa, Sezer'in verdiği tepkinin uzun süreli bir geçmişe sahip olduğu anlaşılır. Belli ki, Ahmet Sezer'in o günlerdeki kaygıları şimdi daha da artmış...

Ahmet Sezer'in Türk-İş heyetiyle görüşmesinde sarf ettiği en önemli cümle, devleti soyanlarla mücadele etmediği kanaatinde olduğu iktidarın, yapılacak ilk seçimde yerini 'bir başka tabloya' bırakacağına dair tespitidir. Cumhurbaşkanının yönetim anlayışını paylaşmadığı hükümetin artık işbaşından gitmesini dört gözle beklediğini ifade eden bir cümle bu; Sezer, böylece, bir an önce seçim isteyen geniş kitlelerle buluşmuş oluyor. (ANAR'ın Kasım anketi, halkın yüzde 41.5'unun "Çözüm erken seçim" dediğini gösteriyor.)

Türkiye'nin sorunu da burada: Halkın istediği, Cumhurbaşkanı'nın da çare olarak gördüğü seçimi, hükümeti oluşturan partileri râzı etmeden yakınlaştırmak mümkün değil. Seçim yapılırsa sandıktan 'farklı bir tablo' çıkacağını yalnız Ahmet Sezer değil iktidar partileri de biliyor. Başkasının kesesinden cömertlik yapan hükümetin halkta desteği kalmadığının elbette onlar da farkında. 'Başka bir tablo' çıkma ihtimali gündemde kaldıkça, Cumhurbaşkanı istese bile, sandığı ortaya getirmek mümkün olamaz.

Bu durumda tek çare, hükümetin, inatlaşmayı bırakarak, devleti mutad alışkanlıklarına yeniden kavuşturmasıdır. Cumhurbaşkanı-başbakan haftalık görüşmeleri başlamalı ve görüşmeler tarafların kendi konumlarını karşısındakine aktardığı bir içtenlikte geçmelidir. Ecevit, devletin soyulmasını kolaylaştıran ve yandaşlarını zenginleştiren bir iktidarın başı olmadığına Ahmet Sezer'i ikna etmek zorunda.

Washington'un borç konusunda sergilediği cömertlik yaşadığımızın 'fetret devri' olduğunu gözlerden saklamaya yarıyor galiba...


13 Aralık 2001
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED